Akıl hastanesinde ilk günüm.
Buraya ik gelmem ve deliyim sorusunu cevaplamak oldukca zordu.
Kirli demir kapılar soğuk koridorlar ve saçları kırpılmış ben.
Deliydim gider gelirdi aklım.
Hissizdim.
İki üç nefeslik kalmıştım.
Bilinçsiz bir ruh sağlığı ve katı kurallara hazırmıydım bilmiyorum.
Kulandığım ilaçlar vardı etkisi yüksek bir tepeden düşmek gibiydi.
Gözlerime korku bulaşmıştı.
Telaşlı ve oldukca tedirgindim.
Beynimin uyuşmasıyla cinnet geçirdiğim zamanlar geldi aklıma.
Ben deli değilim diye bağırdığım çığlıklarım.
Kafamı saatlerce duvara vurduğum o sonsuz an.
Sahi ben şiir yazıyordum deli olmam imkansız değilmiydi?
Evet beni yazdığım şiirler delirtmişti.
Yazdıklarımı her okuyuşumda beynimde kopan infilaklar delirtmişti.
İçimdeki ince sızı bir nehir gibi akıyordu.
Oysa Ben dere yatağında bir kuş yuvası çizecektim.
Dışarı çıktım içerdeki kasfetli hava boğmuştu beni.
Banka oturdum
"Söyle yağmur çamur değmedi yüreğime şimdi ben nerdeyim sen nerde"
Şarkının nakaratında yakaladım seni.
Sahi nerdeydin, sen soğuk toprağın sardığı merzar taşı bile olmayan kimsesiz birimiydin.
Ben kelimelerin bittiği yerdeyim.
Kimselerin uğramadığı, yanından geçerken koşarak uzaklaştığı virane bir yerdeydim
Yol kenarında yanan bir izmariti iki dudağımın arasına aldım.
Dudağıma koymuş gibiydim yaşamı.
Her dumanı içime çekişimde yanar dağlarını harlamış gibiydim
Evet yanıyordu içim herkesin korkarak yanına bile gelemediği bir deliydim.
Sarı saçlı dikme mavi gözlerini,
Üzerimdeki kıyafetleri inceleme.
Sorma bana neden burda olduğumu.
Dilim dönmüyor.
Aklım almıyor.
Ellerim üşüyor.
Acıya uğradı aldılar beşikteyken çocukluğumu.
Delirdim evet...
Çocukların öldürüldüğü kadınların yakıldığı
Umudun tükendiği renksiz yapay bir dünyada delirdim...