Yıllar sonra yüzünü hatırlamaya çalışmak...
içim de inceden inceye kopan sinsi bir kıyamet...
Acı vermekten öte bir şey sanki.
Çok sevdiğim anımın mumyalanıp çürümesi bu.
Oysa hatırlamak için önce unutmak gerekmez mi?
Unutuyor muyum şimdi seni baba.
Hani unutmak çok zordu...
Yüzündeki çizgiler nasıl da dağılmıştı.
Saçlarında çok beyazlamamıştı sanki...
Ellerin yüzümü avuçlarken...
Yüzündeki ifadeyi tam seçemiyorum.
Sahi beni nasıl severdin baba.
Sen tarafında sevildim mi ki ben?
Bir sis bulutu bu...
Şimdi gökyüzümün yırtılmasına şahit oluyorum...
Daha fazla düşünmeliydim...
Daha çok hatırlamalıydım.
Daha ve daha çok sevmeliydim seni.
Özür dilerim baba affet.
Baştan sağıma özensiz yüzü kirlenmiş mezar taşın...
Baba yıllar sana hiç iyi davranmadı.
insanlar çok acımasız oldu bize karşı...
Henüz ak düşmemiş saçlarına...
Ölüm yakışmadı ki sana baba...
Çaresizliğin resmi var karşımda....
Ne tarafa çevirsem gözlerimi sen...
Senden kalanlar ve bizden gidenler.
Ben den gitme baba...