ERSİN TEK / EĞİTİMCİ - YAZAR
Ersin Tek 'Öğretmen Olmak' adlı yazısını okuyucuları için yayımladı.
Ersin Tek'in yazısı şöyle:
''İnsanlık tarihindeki en zor ve kutsal mesleklerden biridir öğretmenlik. Gelecek nesiller üzerinde bir etki yaratma fırsatı verdiği için önemli ve ağır sorumluluk gerektiren mesleklerden biridir. Son derece zor ve yorucudur. Kimse bunun aksini söyleyemez. Öğretmen olmak; sabır, özveri, tutku ve daha fazlasını yapma becerisi gerektirir. Bu, uzun bir yolculuktur tehlikelerle dolu.
Öğretmen aynı zamanda bir otorite figürü ve gücün bir temsilcisidir. Çünkü çok büyük güç ve otorite sahibi diğer insanlar onu çocuklara rol model, danışman, rehber rolüne atamışlar ve sorumluluğunu başarması için para, güç ve özgürlük vermişlerdir. Bir öğretmenin başarısı ve başarısızlığı çoğunlukla bu gücü nasıl kullandığı ile ilgilidir.
Toplumda üstlendiği misyon nedeniyle öğretmenin yetiştirilme süreci, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun hemen her ülkede önemsenmektedir. Ancak, öğretmen eğitimine verilen önem derecesi aynı zamanda ülkenin gelişmişlik düzeyi ile paralellik göstermektedir.
Bir eğitim sisteminin en önemli ögesi öğretmendir. En iyi eğitim sistemi, o sistemi işletecek öğretmenin niteliğinden daha fazla hizmet üretemez. Bir okul ancak içindeki öğretmenler kadar iyidir, diyebiliriz.
Bir de acı gerçekler vardır. Üniversiteden mezun olmuş ya da hâlen üniversitede okuyan genç bir öğretmen adayı okulda çalışmaya başlayana kadar çok fazla idealizm taşır. Okulda çalışmaya başlayınca öğretmen; öğrenci, okul ve sistem gerçeğiyle tanışmaya başlar. Bütün iyi niyetine rağmen ne öğrencinin ne öğretmenin ne okulun ne de sistemin mükemmel olmadığını anlar ve kabullenir. Daha sonra bu gerçeklerle nasıl başa çıkılacağını, nasıl hayatta kalınacağını ve nasıl iyi bir öğretmen olunacağı sorusunu sormayı öğrenir. Hemencecik iyi bir öğretmen olamaz. Bir çıraklık döneminden geçmesi gerekir; zor ama aynı zamanda heyecan verici yılları geride bırakmayı öğrenir.
Genç bir öğretmen için temel zorluklar sınıfta düzeni sağlamak, dersini ilgi çekici hale getirmektir. Sınıfta düzenin sağlanması eğitim tarihi boyunca sorun olmuştur. Öğrencilerin zevk aldığı, çeşitli etkinliklerle dolu ve yeterince verimli olduğu bir ders ortamı sağlamak her zaman için zordur. Çünkü sınıftaki herkesin müşterek kurallar ve amaçlar doğrultusunda ve sürekli olarak aynı şeyi talep ettiği iyi hazırlanmış bir ders ortamı mümkün değildir. Dolayısıyla öğretmenin de taleplerini ve amaçlarını öz bildirimler yoluyla netleştirmesi önemli ve gereklidir.
Bir öğretmen öğrencilerinin bir şeyi başarmasını ve dersine ilgi duymasını istiyorsa eğer, sınıf ve okul ortamında nasıl davranacağını, hangi taktik ve stratejileri kullanacağını bilmelidir. Böylece kendisi de öğrencilerde oluşması istenen değişikliklere olumlu katkıda bulunabilir.
Öğrenciler öğretmenin sevmediği birçok şeyi yaparlar. Öğrencinin gerekeni hemen yapmaması öğretmenin karşılaştığı en büyük zorluklardandır. Ancak sabır ve tutarlılık sonucu bu durumlar aşılabilir ve hedefe emin adımlarla yürünebilir. Öğrenciler belirli kuralları severler. Bu kurallar her gün değiştirilir ve tutarlı olunmazsa birçok sorun oluşacaktır. Dolayısıyla öğretmenin kendisi iyi, doğru ve tutarlı bir rol model olmalıdır; verdiği sözü yerine getirmeli ve bir hata yaptığında da özür dilemeyi bilmelidir.
Öğretmenin harika bir arkadaşı da güler yüzlülüğü ve mizahtır. Zor durumları şakaya dönüştürebilmelidir. Aksi takdirde öğretmen yorulur, bunalır ve üzülebilir. Bunun önüne geçebilmenin yolu, öğretmenin bu ayrıntıları bilmesi ve işini severek yapmasıdır. O işini severek yaparsa öğrencileri de bunu hissedecek ve işini kolaylaştıracaklardır. Kısacası mutlu, umutlu ve ilham verici bir öğretmen her zaman etkili olacaktır.
Daha da önemlisi öğretmen çeşitli rollerle başa çıkmak zorundadır. Ebeveyn, yönetmen, oyuncu, psikolog, yargıç, uzman, yazar, düşünür, sanatçı, vs. olmalıdır. Tüm bu roller eşit derecede kolay değildir. Fakat elinden gelenin en iyisini yapmalıdır öğretmen. En önemlisi de kendisi olabilmelidir. Başarısız olduğunda pes etmemeli, vazgeçmemeli, tekrar denemelidir. Başarıyı yakalayana kadar denemelidir.
Aristoteles’in söylediği gibi erdemler veya iyi nitelikler sürekli olarak uygulanarak geliştirilebilir. Teori ve pratiğin birlikte olması gereklidir, o zaman insanın kendisini ve çevresini anlaması ve değiştirmesi daha kolaydır. Bu, birçok hedefe ulaşmayı da kolaylaştırır./KAYNAK - İLKEHABER
Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2022, 10:15
Çok güzel söylemiş Ersin öğretmen haklı onun sesi duymak güzel