Hakkari'nin Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde çözüm süreciyle 100'e yakın kalekol ve karakol yapılması, kentte kontrol noktalarının artması, "güvenlik" yollarının yapılması, yaylaların güvenlik bölgesi ilan edilmesi ve kentte yapılan yatırımların çoğunun "güvenlik" amaçlı olması; Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "OHAL'i kaldırdıkları, yol kontrollerine son verdikleri ve yaylalara çıkışları serbest bıraktıkları" şeklindeki konuşmasını yalanlıyor. Kent sakinleri, "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın söyledikleri ile bizim yaşadıklarımızı arasında büyük uçurum var" diyor.
Hafta içi Yüksekova'daki havaalanının açılışında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, her ne kadar, olağanüstü hal uygulamasını kaldırdıklarını, yol kontrollerine son verdiklerini, mera ve yaylaları turizme açtıklarını iddia etse de Hakkari genelinde halen OHAL koşulları söz konusu. Yol kontrollerinin arttırılarak devam ettiği, onlarca mera ve yaylanın halen "güvenlik" nedeniyle kullanılamadığı kent genelinde, yapılan yatırımların çoğu "güvenlik" amaçlı. Kalekol, karakol, askeri üs bölge, güvenlik yolları ve barajların yapıldığı Hakkari'de Yüksekova, Dağlıca, Derecik ve Çukurca'yı birleştirecek "güvenlik yolu" çalışmaları aralıksız devam ediyor. Yüksekova ve Şemdinli ile sınır hattında çözüm süreciyle beraber 100'e yakın kalekol ve karakol yapıldı.
Dağlıca'da tampon bölge uygulaması devam ediyor
Yüksekova'ya 55 kilometre uzakta bulunan Dağlıca (Oremar) bölgesinde, tampon bölge oluşturma, askeri uygulama ve faaliyetleri devam ederken, sık sık tabur tarafından top atışları yapılıyor. Gece gündüz askerin kuşatması altında olan köyde yaşayanlar, yazın köye dönerken, kışın ise yeniden ilçeye dönmek zorunda kalıyor. Oremar'a bağlı Avıtxîr, Zîrê, Talanî, Bînxan, Matê, Zerenê, Elsan, Mêdî, Nêrkê halen boş ve köye dönüş konusunda henüz atılmış bir adım yok. Kêrya Tepqê, Gepera Jêrê ve Sehlat tepelerindeki karakollara giden güvenlik yollarının yapımları biterken, Dağlıca'da yol yapımı devam ediyor. Dağlıca'ya giden yola paralel akan Avaşin Çayı yol yapımı sırasında daraltılarak, derinleştirip adeta küçük bir baraja dönüştürüldü. Kimi yerlerde ise daraltılarak doğal yapısı bozuldu. Halen Dağlıca'ya bağlı yaylaların yolları kullanılamazken, 15 kilometrekarelik alan ise "güvenlik bölgesi" ilan edildi. Alay Komutanlığı ile köylerin iç içe geçtiği bölgede köye giren herkes asker tarafından takibe alınıyor.
'Avaşin suyunun doğal yapısı değiştiriliyor'
Hakkari İl Genel Meclisi üyesi Mürsel İliş, Avaşin suyunun daraltılması ve yer yer derinleştirilmesinin güvenlik amaçlı olduğunu söyleyerek, "Güvenlik amaçlı yapılan bu yollar tamamen doğanın katledilmesi amaçlıdır. Bu yollar yapılırken, doğanın dengeleri kesinlikle hesaplanmamış. İstedikleri gibi yollar açan ve patlamalarla doğanın dengesini değiştirdiler. İnsan varlığının kabul etmedikleri bir coğrafyada tüm hakları ihlal etmeye devam ediyorlar. Avaşin suyu piknikçilerin ve turizmin uğrak yerleridir. Avaşin üzerinde Veregoz'dan Oremar'a kadar 3 yeni baraj yapılacak. DSİ'den aldığımız bilgilere göre tüm işlemler bitmiş, uygun bir zamanda baraj yapımlarına başlanılacak" bilgisini paylaştı.
'Oremar alayı köylülerin arazilerini işgal etti'
Dağlıca bölgesinin kanaat önderlerinden İsmet Buldan, yaylalarının çoğunun boş vaziyette olduğunu, asker baskısından dolayı köylülerin yaylaya çıkamadığına vurgu yaptı. Serpil bölgesinde 30 yayladan sadece birinin kullanıldığını, köylerin belli yerlerinde halen mayın döşeli olduğunu dile getiren Buldan, "Bu köyde sık sık karşılıklı top atışları yaşanıyor. Çözüm süreci bozulursa köyü boşaltmak zorunda kalacağız. Oremar'da sadece iki köy doludur. Diğerleri tamamen boşaltılmış. Köyümüzün okulu askeri birliğin içindeydi. Bunu çözmek için köyden bir arazimi okula tahsis ettim. En kısa zamanda okul yapımına başlanarak çocuklarımızı askeri birliğin dışına çıkaracağız. Cumhurbaşkanı ve başbakanın söyledikleri ile bizim yaşadıklarımızı arasında büyük uçurum var" dedi.
Asker baskısıyla arazi işgali kabul ettirildi!
Alay komutanlığının işgal ettiği arazileri için açtıkları davanın asker baskısı nedeniyle mahkemece reddedildiğini söyleyen Av. Nevzat Anuk ise, "Arsalar tespitli. Bilirkişi ve mahkemeye asker baskı yaptı. Bilirkişinin 'Buralar arazi değil, dağlı alandır' tespitini mahkeme onayladı ve arsa sahipleri haksız bulundu. Askeri birliğin zapt ettiği arsalar köyün içindedir ve köylülerin biçeneğiydi. Köy ve asker iç içe girmiş durumda. Konuyu AİHM'e taşıdık" ifadelerini kullandı. / Diha
Güncelleme Tarihi: 29 Mayıs 2015, 09:33