31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinin ardından göreve başlayan Yüksekova Belediyesi Eşbaşkanı İrfan Sarı, ilçenin gelişmesi adına çalışmaları ve projeleri muhtarlara anlattı.
Çalışmalar kapsamında Eşbaşkan Sarı, muhtarlarla Avaşin Parkı toplantı salonunda bir araya geldi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Sarı,” Sorunlarınızı görüşmek üzere bir araya gelmek istedik. Aslında uzun uzadıya bir görüşme yapmak istedik ama bu güne nasipmiş. Yüksekova’da bizim yerel bir kültürümüz var. Bir yeri kazandığınızda orada kutlamaların ardı arkası kesilmez sürekli kutlamalar olur. Biz de biraz bununla İlgilendik. Araziye çıktık, toplantılar, Belediyeyi tanımaya çalıştık doğal olarak bu toplantı ’da bu güne kadar gecikti.
Bu gün özelde esasen köyler ile ilgili seçmenler üzerine görüşmek istiyoruz ve seçmenlerin ilçeye gelmesini sağlanmasını talep edeceğiz. Aynı zamanda köylerle olan ilişkilerimiz, belediye ile olan ilişkilerimiz köy hizmetleri ve yine İl Özel idare üzerinden yapılacak hizmetler üzerinden biraz açıklamalar da yapmak istiyoruz. Mahalle muhtarları ile zaman zaman bir araya geliyoruz. Aşağı yukarı yaptıklarımız ve yapacaklarımız ile ilgili de bir takım bilgileri bulanmaktadır. Elbette çok zorlu bir süreçten geçtik, bir seçim süreci atlattık ve seçim sürecinde hepinizin canla başla demokrasiye ve Yüksekova’nın geleceğine, Türkiye’nin geleceğine dair duruşu ve mücadelesi hizmet anlamında ki yarışı gerçekten önemliydi. Bu anlamda bize de katkılarınız bizimde seçilmemize vesile olmanıza münasebeti ile hepinizi bu anlamda tebrik ediyorum, Eş başkan adına hepinize teşekkürlerimizi iletiyorum.
“MUHTARLARIN NE DENLİ DOĞRU, NE DENLİ İYİ İŞ YAPTIĞINI BİZ BİLİYORUZ”
Muhtarlık birimi yerelde en dinamik birim, en önemli birim olarak değerlendirilir. Bu günün koşullarında Türkiye siyaseti, siyaset pragması her ne kadar muhtarlık kurumunu işlevsiz hale getirmek istese de, işte Ankara’da toplayıp bunun üzerinden bir politika geliştirse de aslında siz muhtarların ne denli doğru, ne denli iyi iş yaptığını biz biliyoruz. Demokratik siyasetimiz zaten bunu anlamlı kılıyor. Bu anlamda da size çok önemli değer veriyor. Bizde bu değer etrafında neredeyse sivil toplum örgütleri, kamu kurum kuruluşları ile yapmadığımız toplantıların ilkini sizlerle yapıyoruz ve buda size verdiğimiz değerdir.
“UZAK MERKEZLER YERİNE YEREL DİNAMİKLERİN ASLI KARAR VEREN POZİSYONDA OLMASI EN HIZLI VE EN OPTİMAL OLANIDIR”
Bizim siyaseten, parti olarak ve yerelde amacımızı da bütünselleştiren bir paragraf paylaşmak istiyorum diyen Sarı,” Çağımızda iktidarca siyaset anlayışı merkezileşme eğilimi yaşarken demokratik siyaset yerleşme ve yerel demokrasi yönünde bir evrim yaşamaktadır. Çağın demokrasisi yerel dinamiklerin kendi ihtiyaç ve arzuları konusunda asli belirleyen ve karar verici olması gerektiğini işaret etmektedir. İhtiyaç ve beklentilerin karşılanması konusunda uzak merkezler yerine yerel dinamiklerin aslı karar veren pozisyonda olması en hızlı ve en optimal olanıdır. Bu bağlamda yerel siyasetin ve yerel yönetimin organlarının toplumsal yaşamda ki yerini ve etkinliğini giderek artmaktadır. Biz siyaseten ülke gerçekliğinde de böyle bir siyaseti istenmesinde fayda olabileceğini düşünüyoruz. Bu gün parlamenter sistemin kaybolduğu daha doğrusu ertelendiği ve partili Cumhurbaşkanlığı rejimi ile yönetildiğini biliyoruz”
“YERELDE BİR PARLAMENTONUN OLUŞMASINDAN YANAYIZ”
Bizi temsil eden parlamenterler var ama biz Ankara’da ki bir parlamentodan çok yerelde bir parlamentonun oluşmasından yanayız. Yerelde bir parlamentonun oluşması ve sizlerin, Sivil Toplum Örgütlerinin ve kanaat önderlerinindi de içinde olduğu bir duba şeklinde parlamentonun oluşması bizim yerelde sorunlarımızı Ankara’ya hızlı bir şekilde iletmemize vesile olacaktır. Nasıl bir sistem olduğunu sorarsanız, bunun adını demokratik siyaset olarak değerlendiriyoruz. Yerelde bir parlamento, bölgeler parlamentosu da olabilir.”
“608 MİLYONA YÜKSEKOVA’NIN TAMAMININ KALDIRILIP YENİDEN OTURTULMASI BAŞARILABİLİRDİ”
Yüksekova Belediyesini bir kararla iki tane idari amirimizi de işin içine katarak, yaklaşık 40 yıl borçlandırıyor. Kararda diyor ki, Araç, teçhizat, mal, mülk, taşınmazlar ve İller Bankasından hisse olarak hazineden belirlenen miktarın gelişinin Yüzde 100’ne el koyabilirsin. Ankara’da hazineden Yüksekova’da kişi başına düşen miktarın havuza inmesini yani Yüksekova Belediyesi hesabına inmesini sağlıyor. Fakat bizim ellememize müsaade etmiyor. O para bizden alacaklı yani kayyumun borçlandırdığı bizden alacaklı bütün kurumlara dağıtıyor ve kendisine olanı da alıyor. Bunun yanında 608 milyona Yüksekova’nın tamamının kaldırılıp yeniden oturtulması başarılabilirdi. Sadece kanalizasyon, su işleri bitmemiş ve biz hala mahallelerimize doğru su veremiyoruz. Burada sadece su idaresine, su isale ihalesine 100 milyon para harcanmış.100 milyonla Van gibi büyük bir şehrin bütün isale hattını çeker, yeniden sistemini yaparsınız, buda yetmezmiş gibi yollarını da yaparsınız. Bizim var olan yollarımızı da bozmuşlar.”
“TABURELERİN KALDIRILMASI KONUSUNDA BİZLERE YARDIMCI OLUN”
“Bazı yerlerde özel sokaklar yapılıyor ve bunlar orada kendi hayatlarını idame ediyorlar. Ama vergisini veriyor ama çevresini kirletmiyor. Fakat bizde Yüksekova çarşısında çay satıyor, mısır satıyor, döner satıyor, hayvanlara verilen ilaçları satıyor, kebap satıyor. Satmadığı nerdeyse hiçbir şey kalmadı. Esnaf var orada, siz varsınız ve buna rağmen size mikrop, yani biyolojide ders olarak anlatılan bir durum vardır. Bizim gözle göremediğimiz çok ufak canlılar var. Bunlar araba lastikleri ile yürümemize hava koşullarından kaynaklı havalanıyorlar ve o çayların, o yediğimiz kebapların, dönerlerin içine giriyor, biz onları yiyoruz ve sağlığımızla oynuyorlar. Diyorlar ki biz yoksuluz amenna aramızda zengin adam bulamazsınız herkes yoksuldur. 5 metre arazisi olan adam zengin değil. Zengin olan parasının sürekli dönüşümünü sağlayan adamdır. Fabrikası olan adamdır, üreten adamdır, tarlada ki, hayvancılık yapan adamdır zengin olan. Onun için çarşı merkezinde ki taburelerde siz muhtarlar olarak oturmayın seçmenlerinizde söyleyin oturmasınlar biz orayı kaldırıyoruz bize yardımcı olun.”
“YÜKSEKOVA’DA KANSER ORANI YÜZDE 50 CİVARINDA”
Biz ilerde sokakları yaptıkça o insanlarda orada daha iyi ortamlarda hizmet vermelerini sağlayacağız. Kimseyi ertelemiyoruz. Kimseyi de yok saymıyoruz. Onlar bizim insanımız ama bizim insanımız diye bizi zehirlemeye hakları yoktur. Yani memleketin çocukları yediği içtiği çaydan dolayı anında gıda zehirlemesiyle karşı karşıya kalmayabilir ama 10 yıl sonra karşımıza çıkabilir ve bu gün Yüksekova’da kanser oranları yüzde 50 civarlarındaysa ve bunu Devlet hastaneleri de bunu böyle açıklıyorsa bunun birde nedeni vardır. Bunlardır bu tip durumlardan kaynaklıdır. Size sağlıklı su getirmememizdendir. Sağlıklı kanalizasyon hizmeti veremediğimizdendir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde kamyonete kaysı, incir yükleyip buraya getirip satıyor. O kaysıdan bir insanımız zehirlendiği zaman kimden hesap soracak. Ama bizim iş yerlerimizde aldığınız zaman zehirlenirseniz, gidip adama hesap sorabilirsiniz. çünkü kimliği bellidir, çünkü bir mal varlığı vardır. Bizim elimizi güçlendirin sizin elinizde aynı şekilde güçlenir.”
"ÇARŞI BİZİM AYNAMIZDIR”
Bu şehir toz duman içerisinde bizde elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ama gidip o çarşının ortasında oturmanın bir mantığı yoktur. Çarşı bizim aynamızdır. Başa belediyeler buraya geldiği zaman ve bizim çarşıyı gördükleri zaman bize puanını vermiş olacaktır. Siz böyle ilkel yaşamaya mecbur değilsiniz diyecekler. Biz bunu hak etmiyoruz aslında Yüksekova çağdaş, Yüksekova çağın şuan da en yanında olan insanlardır. Sitem etmiyoruz, biz sorunlarımızı tespit ediyoruz sizden de çözüm istiyoruz” dedikten sonra herkese teşekkür etti.