Digor Katliamı 22'nci yılını geride bıraktı

Digor katliamının 22'nci yıl dönümünde failler bugüne kadar yargılanmazken, Digor katliamında babası Zikri Dalga'yı kaybeden Hamza Dalga, yaşadıklarının ilk günkü gibi taze olduğunu kaydederek, bugün yaşananları "Devletin masum insanları katlettiği bir durumla yine karşı karşıyayız. Yaptığı her kirli oyunu Kürdistan'da masum ve savunmasız insanların üstüne atarak, asil suçlu onlarmış gibi gösteriliyor" şeklinde yorumladı.

Digor Katliamı 22'nci yılını geride bıraktı
Kürdistan'da tarih sayfalarına devletin kara bir leke olarak kazındığı katliamlardan biri de Digor katliamı. 14 Ağustos 1993 tarihinde gerçekleşen katliamda, 5'i çocuk 17 kişi devletin kolluk güçleri tarafından katledilirken, 61 kişi ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Cebinde Kürt işverenlerin katliam listesiyle dolaşan dönemin Başbakanı Tansu Çiller hükümetinin katliamlarına karşı binlerce kişinin gerçekleştirdiği yürüyüşe, devletin özel harekat polisleri ve özel savaş gücü JİTEM silahlarla saldırdı. Saldırı sonucu gerçekleşen katliam, bugün de hafızalardaki yerini ilk günkü gibi koruyor. 
Halkı taramak meşru müdafaa sayıldı!
Kürdistan'da devlet tarafından uygulanan her katliamda olduğu gibi, bu katliamın failleri de korunurken, katliamı gerçekleştiren 8 özel harekat polisi ise hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadı. Katliama ilişkin açılan soruşturmada, 8 sanık hakkında "Kasten adam öldürme" gerekçesi ile dava açıldı. Kars Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 2014 yılındaki karar duruşmasında ise 8 sanık "Meşru müdafaa" kapsamında halkı taradıkları gerekçesi ile beraat etti. Av. Kahraman Özçağin tarafından Yargıtay'a taşınan dava, burada da onaylanarak geri döndü. 
Digor katliamının canlı tanıklarından biri olan, katliamın yaşandığı tarihte 4 yaşında olan ve katliamda karın bölgesine aldığı kurşun sonrasında kanser hastalığına yakalanan Zikri Dalga'nın oğlu Hamza Dalga, babasının katliamdan sonra 6 yıl boyunca çektiği acıların hafızasında hala ilk günkü gibi olduğunu söylüyor. 
'Katliamı devlet yaptı, hala durmadan kanayan yaralarımız var'
Dalga, katliamın tek sorumlusunun devlet olduğunu vurgularken, "O zaman Digor'da herkes barış, özgürlük ve kardeşliği haykırıyordu. Ama kanla beslenen ve 25 milyon Kürt halkını tanımamazlıktan gelen, kabullenmeyen devlet Digor'u adeta yerle bir etti. Özgürlük haykırışları yerini ağıtlara ve hala durmadan kanayan yaralara bıraktı" dedi.
'Babamın ölümüne yol açanları yakalayabileceğimi düşündüm' 
Digor katliamını konu alan bir belgeselde kendisine yer verilen Dalga, burada "büyüdüğümde polis olmak istiyorum" dediğini ifade ederek, "Biz hep askerlerin orantısız güç kullanmalarına, keyiflerine göre ev basmalarına, insanları meydanlara toplayıp sıra dayağı çekmelerine tanık olduk. Bu yüzden biz çocukların gözünde sınırsız güce sahip insanlar olarak hep hafızamızda kaldı polis ve askerler. Ben de çocuk dünyamda onlar gibi güçlü olmak istedim ve babamın ölümüne yol açanları yakalayabileceğimi düşündüm" şeklinde konuştu. 
Kürdistan'da 7 Haziran seçimlerinin ardından devletin tekrar infazcı yüzünü gösterdiğini belirten Dalga, "Devletin masum insanları katlettiği bir durumla yine karşı karşıyayız. Yaptığı her kirli oyunu Kürdistan'da masum ve savunmasız insanların üstüne atarak, asil suçlu onlarmış gibi gösteriliyor" dedi. Dalga tek isteğini "Herkese aynı şartlarda yaşama fırsatı verilsin, herkes eşit olsun. Umuyorum ki en yakın zamanda barış sağlanır, herkese hakkı teslim edilir. Ve kardeşçe bir ortam oluşturulsun ki katledilen insanlar boşuna ölmemiş olsun" sözleri ile özetledi. 
Digor katliamının hala aydınlatılmadığını hatırlatan Dalga, suçluların yargılanmasını istediğini söyledi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 14 Ağustos 2015, 11:44
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER