DUYGUSALLAR
Duygusal olan kişiler için hayatta yaşanan olumsuzluklar beslenme tarzlarını çok fazla etkilediği için mümkün olduğunca yaşadıkları sıkıntıları daha az düşünmeleri gerektiğini anlatan Diyetisyen Serkan Tutar, şunları söyledi:
"Bunun için profesyonellerden yardım alınabilir. Bu kişilerin genel beslenme tarzları karbonhidrat üzerine kurulduğu için daha fazla protein ağırlıklı beslenmeye önem vermeleri veya doğru karbonhidrat kaynaklarını tüketmeleri gereklidir. Özellikle ekmek yemeyen ama ekmek yerine geçen besinleri tercih ettikleri gözlenmektedir. Duygusal bir insanın kilo verme ve sağlıklı beslenme süreci çok daha sıkıcı ve zorlayıcı geçmektedir. Çünkü tartı üstünde kilo veremediklerini gördükleri an tüm motivasyonları dağılır. Diyete devam etmeleri için her zaman kilo vermeleri gereklidir ki bu durum mümkün değildir. Çok fazla olmamakla birlikte duygusal olan bazı insanlar sıkıntılı oldukları dönemde hiçbir şey yemezler ve bu dönemde hızlıca kilo kaybı yaşarlar. Ama sıkıntılı süreç geçtikten sonra verdikleri kiloları fazlaca alma riskleri oldukları için dikkatli olmak zorundadırlar."
HIZLI VE ÖFKELİLER
Hızlı ve öfkeli olanların hayata daha agresif bakan ve hayatı daha ciddiye alan kişiler olduğunu belirten Diyetisyen Serkan Tutar, "Bu kişilerin besin seçimleri genel olarak protein ağırlıklıdır. Bu nedenle çok fazla kilo problemleri yaşamazlar ama kilo onlar için bir kere problem oldu mu bayağı ciddi seviyelere gelir. Genel olarak kurallara uyarlar bu nedenle zayıflamak istediklerinde bunu hızlı bir şekilde gerçekleştirirler. Yavaş kilo vermeleri onlar için çok problem değildir çünkü hedefe kitlenir ve bunu uzun vadede de olsa başarırlar. Keyif adamı olarak adlandırılan gruba bu kişiler girer. Yemek onlar için keyif alma aracıdır. Her şeyi her zaman yemezler. Onlar için iyi yapılmış bir yemek veya gerekli ortam oluşmuşsa (iş yemeği, arkadaş toplanmaları gibi) fazla besin tüketirler. Ayrıca alkol tüketimi en fazla olan gruptur" ifadelerini kullandı.
İŞKOLİKLİK
Günümüzün kronik hastalığının işkolik olma olduğunu anlatan Diyetisyen Serkan Tutar, sözlerine şöyle devam etti:
"Genelde kendini, hayatını, çevresini unutan ve hayatının merkezine işi koyan kişilerdir. Bu kişilerin en büyük takıntıları ve korktukları şey işte çıkabilecek bir aksiliktir. Kendini ikinci plana atan bu kişiler zaman geçtikçe çok fazla kilo aldıklarını algılar hatta birçok hastalığın başladığını görürler ama iş işten geçmiştir. Sonra bir kaos dönemi başlar çünkü bugüne kadar hayatın merkezine kendilerini koymadıkları için ne yapacaklarını şaşırırlar. Genel olarak çok fazla yemek yemekten değil düzensiz yemek yemekten dolayı kilo alırlar. Bu durumda hayatlarını belirli bir düzene oturtmaları, düzenli saatlerde yemek yemeleri gerekmektedir. Ayrıca, hayatlarında hiç hareket olmayan bu kişiler hareket ettiklerinde vücutları istedikleri şekle daha hızlı kavuşur."
EN TEHLİKELİ GRUP: EVLİ VE ÇOCUKLULAR
Evli ve çocuklu olanların en tehlikeli grup olduğunu belirten Diyetisyen Serkan Tutar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çünkü hem sorumlulukları çok daha fazladır hem de kendilerine dikkat etmezler. Bu kişilerin en büyük problemleri ellerinin altında sürekli olarak abur cubur besinlerin olmasıdır. Hatta çoğu zaman çocuklarına aldıkları yüksek kalorili besinlerin hepsini kendileri tüketir. Tüm hareketleri hafta sonu gidilen alışveriş merkezleri olması nedeni ile hareketsizlikten kilo alımı söz konusudur. Genel beslenme alışkanlıklarının kazanımı için uzmanla birlikte çalışması yaşam tarzına göre beslenme planı oluşturmasında önemlidir.İha
Güncelleme Tarihi: 03 Nisan 2015, 12:41