Çolak, "Kilo problemi yaşayanların ilk önce dahiliye hekimine muayene olduğunu ve kan tahlillerine bakıldığını belirterek şöyle konuştu: "Fazla kiloya sebep olan bir hastalığın olup olmadığı saptandıktan sonra, boy, kilo, yaş, çalışma saatleri hatta psikolojik duruma göre enerji hesaplaması yapıyoruz ve 20 günlük özel diyet programı yazıyoruz. Danışanlarımız kilo ve vücut direncine bağlı olarak ayda 3-5 kilo veriyor. Duruma göre diyet sürelerini uzatıyoruz. İdeal ağırlığa ulaşıldığında koruma programıyla, takibe devam ediyoruz. Amacımız danışanların sadece hızlı bir şekilde kilo kaybını sağlamak değil, bunu yaparken sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğretmek. Kısacası, kişinin zayıflaması için değil, beslenme alışkanlığını değiştirmesi için çalışıyoruz. Bu yöntemle İzmir’de son 10 ayda danışanlarımız toplam bin 300 kilo verdi; hem sağlığına, hem de ideal ağırlıklarına ulaştı."
"ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"
Aşırı kilo alımında çocukluk döneminde ailelere büyük görev düştüğünü dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Çolak, çocukluk dönemini kilolu geçiren bir çocuğun, ergenlik ve yetişkinlik döneminde obez olma riski taşıdığını ve tedavinin çok daha zorlu olabileceğini hatırlattı. Çocukların ilk 6 aydan itibaren ek gıdaya başladığını ve bu gıdaları tek tek tanıtmak gerektiğini belirten Çolak, "Çocuklar mutlaka yiyeceklerin tadını tek tek almalı. Yemek karıştırılarak verilmemeli. Mesela ıspanağın tadını ayrı, yoğurdun tadını ayrı almalı. Abur cubur tüketimin yerine, kuru meyve, tahin, pekmez, fındık, badem öneriyoruz. Anne ve babaların sofraya mutlaka çocuklarıyla birlikte oturmaları, yemek alışkanlığı kazanılmasında çok önemli bir nokta. Üç yaş üzeri tüm çocuklar, yemeklerini kendileri yemelidir. Anneler ellerinde kaşıkla çocuğa yemek yedirmemeli. Çocuk üstüne dökse bile, kendi kendine yemek yemesini öğrenmeli" şeklinde konuştu. Günümüzde televizyon, bilgisayar, tablet gibi iletişim araçlarının da özellikle çocukları hareketsiz bir yaşama ittiğini dile getiren Çolak, çocukların hem enerji harcayabilecekleri, hem de sosyalleşebilecekleri etkinliklere yönlendirilmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.İHA