1 Kasım seçimlerine AKP'nin gözaltı, tutuklama ve katliam politikaları ile girilirken, 1 Kasım sonrası senaryolar ise havuz medyası tarafından şimdiden işlenmeye başlandı. Devletin baskı ve zulüm politikaları ile hazırlanılan 1 Kasım seçimlerine ilişkin konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim güvenliği, seçim öncesi ve sonrası yaşanabilecek provokasyonlar ile seçmenlerin sandık güvenliğine ilişkin DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
'Her yerde bütün barış ve demokrasi gönüllüleri sandıkta müşahit olmalıdır'
Sandık güvenliğinin önemine vurgu yapan Yüksekdağ, buna ilişkin, seçmenlere şu çağrıda bulundu: "Bizler bütün parti güçlerimizle, bütün HDP gönüllüleri ile 1 Kasım günü onurumuzu, irademizi ve geleceğimizi sahipleneceğiz. Halkımız da çok iyi biliyor ki Türkiye halklarının Kürt halkının onuruna, iradesine ve geleceğine düşman olan bir iktidar var karşımızda ve günlerdir sandıklar üzerinde çeşitli planlar yapıyorlar. Kirli planlar bunlar. Savaş ve halka kaybettirmeyi amaçlayan planlar bunlar. Sanmasınlar ki Türkiye halkı ve Kürt halkı bu planları görmüyor, bizler görmüyoruz. Bu karanlık planların hepsinin farkındayız. Ama sadece farkında olmak yetmez. Sadece görmek yetmez. Bu planların hepsini boşa çıkarmak gerekiyor. Bunu nasıl yapacağız? Halkımızın oy kullandığı her yerde sandıklara sahip çıkarak bu planı tersine çevireceğiz. Ve boşa çıkaracağız. Biz o nedenle yeniden çağrı yapıyoruz. İki günlük bir süre kaldı 1 Kasım seçimlerine. Hala halkımız HDP il, ilçe binalarına gidip sandıkları korumak, sandıklarda halkımızın barışın ve demokrasinin gözü olmak için müşahitlik başvurusunda bulunabilir, müşahit olabilir. Her yerde bütün barış ve demokrasi gönüllüleri sandıkta müşahit olmalıdır."
'Hırsızlık girişimine demokratik bir cevap vereceğiz'
Özellikle Kürdistan'da sandıklara asker ve polis yığılacağı, yine sandıkların birleştirileceği yönünde duyumlar aldıklarını kaydeden Yüksekdağ, halkı her yerde sandık güvenliğini almak için seferber olmaya çağırdı. 1 Kasım günü Van'da oyunu kullanacağını belirten Yüksekdağ, "Ben de HDP Eş Genel Başkanı olarak Van'da oyumu kullandıktan sonra her sandıkta halkımızla ve müşahitlerimizle birlikte olacağım. Bu sandıklar üzerinde kurulan devlet baskısına ve hırsızlık girişimine o gün demokratik bir cevap vereceğiz" dedi.
'Herkes hırsızın kim olduğunu biliyor'
AKP'nin oy kullanılmaması için elinden geleni yaptığını kaydeden Yüksekdağ, buna karşı şu çağrıyı yaptı: "Halkımıza, ne olursa olsun, nerede olursa olsun oy vermek için sandıklara gitme çağrısı yapıyorum. Herkes eşi, dostu, akrabası kim varsa sandığa gitmeye sevk ederek bu saldırıya cevap vermelidir" dedi.
AKP'nin HDP'ye ilişkin "zor kullanarak oy alıyor" yönündeki iddiasına da değinen Yüksekdağ, "Bize oy verenleri, muhtarları, karakollara çağırıp tehdit ettiler. İmza örnekleri, yazı örnekleri aldılar. Ve 'Bir daha HDP'ye oy vermeyin' dediler. Bütün Türkiye hırsızın kim olduğunu biliyor. Biz tehditlere rağmen halkın demokrasiden, adaletten, barıştan, yani HDP'den yana oy kullanacaklarını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
'AKP ve Saray çok büyük provokasyonlar peşinde'
Seçim süreci boyunca başta 102 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara katliamı olmak üzere AKP tarafından sayısız provokasyonun devreye konulduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, "7 Haziran'da bölgede ve Kürdistan'da başlatılan savaş provokasyonların bir yansımasıdır. AKP ve Sarayın çok büyük provokasyonlar gerçekleştirdiğini ve seçimlere 2 gün kala provokasyonlarını arttıracağını biliyoruz. Seçim öncesi ve sonrası her türlü provokasyon çıkartılabilir. Halkımız her yerde dikkatli olsun" dedi.
Sandık etrafında halkın güvenliğini alacaklarını belirten Yüksekdağ, "Siyası iktidarın sandık güvenliğini sağlayacağına inanmıyoruz. İşte bu yüzden halkın öz gücüne güveniyoruz Özgücümüz ve öz savunmamız ile sandığı koruyacağız" vurgusu yaptı.DİHA
Güncelleme Tarihi: 30 Ekim 2015, 09:36
Yüksekdağ: Özgücümüzle sandığı koruyacağız
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim süreci boyunca başta 102 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamı olmak üzere AKP tarafından sayısız provokasyonun devreye konulduğunu, bu nedenle 1 Kasım'a iki gün kala herkesi dikkatli olmaya çağırarak, "Özgücümüz ve öz savunmamız ile sandığı koruyacağız" dedi.