Konuşmasına salonda bulunanları selamlayarak başlayan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cizre'den gelen kadınları "Xêrhatine ser çava" sözleriyle selamladı. Suruç'ta hayatını kaybeden Ferdane Kılıç'ı anan ve "aramızdasın" diyen Yüksekdağ, Delila'nın (Şenay Göçer) annesinin de salonda olmak istediğini belirterek, "Ama burada olmayı başaramadı. Tek nedeni Gülsüme annenin Silvan'da olmasıdır. Bu Gülsüme anneyi buraya gelmekten alıkoydu. Biz o korkunç karanlığın altında direnen kadınlara selamlarımızı gönderiyoruz" dedi.
'Bizim irademizi tanımayanları bizde tanımayız'
7 Haziran sonrasında elde edilen HDP zaferinin aynı zamanda kadın zaferi olduğunu belirten Yüksekdağ, "7 Hazıran'da ortaya çıkan sonucu kadın iradesini tanımadılar. Çok açık ve net bir şekilde yeniden söylüyoruz. Bizim demokratik irademizi tanımayanları bizde tanımayız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı işaret ederek, "7 Haziran seçimlerinden kendileri için tek adam diktatörlüğünün, erkek diktatörlüğünün çıkmayacağını gören Saray bunun hesabını kadınlara sormaya başladı" diyen Yüksekdağ, bütün topluma korku salınmasının hedeflendiğini dile getirdi. Yüksekdağ, "400 vekil ve başkanlık sistemi için yola çıkan Saray baskının dozajını artırdı" diye konuştu. "7 Haziran sonuçları sadece bizim için bütün toplum için önemli bir kazanımdır" ifadesinde bulunan Yüksekdağ, kadın temsiliyetinin ne anlama geldiğini gösterdiklerini söyledi.
'3 çocuk doğurun sonra bizim için ölüme gönderin deniliyor'
Başlatılan savaşın bütün Türkiye halklarını ve kadınları cenderesine aldığını, bunun da erkek egemen siyasetinin bir sonucu olduğunu dile getiren Yüksekdağ, "Buna karşı kadınlar direnişe durdu. Bu savaş karanlığı içerisinde kadınların barışın öncüsü olabileceğini gösterdiler. 7 Haziran sonrasında iktidar kadınlara evlatlarınızı savaşa gönderin ve onları feda edin demekten başka bir şey demedi" diye konuştu. Gençlerin Saray'ın 400 vekil talebi uğruna katledildiğini dile getiren ve "analara katledilmek için en az 3 çocuk doğurun denildi" diyen Yüksekdağ, 8 aylık dönem içinde ilan edilmemiş bir savaşta erkekler tarafından katledildiğini dile getirdi. Yüksekdağ, erkeklerin yargılanmalarda ceza indirimi aldıklarını dile getirerek, kadınlar kendi ölümlerinin bile sorumlusu haline getirildiklerini vurguladı.
'Kürtlere karşı başlatılan savaşta kadınlar ve doğmamış çocuklar katlediliyor'
Derelerini savunan, "devlet kimdir?" diye soran kadınların devletin ve iktidarın sayısız saldırısı ile karşılaştığını, Cizre, Silopi, Nusaybin, Varto ve pek çok yerde kadınların her gün top mermileri altında yaşamaya mecbur bırakıldığını söyleyen Yüksekdağ, "20 Temmuzdan beri Kürtlere karşı ilan edilen savaşta kadınlar ve doğmamış çocuklar katledildi. Öldürülen çocukların en büyüğünün yaşı 15'ti. Bunlar kadınların direnişçi duruşunu hedefliyordu, bunu kırmak içindi. Kadınların bu savaş ve zulüm iktidarına karşı geliştirdiği öz yönetim direnişi aynı zamanda kadınların güçlü direnişine dönüştü" diye konuştu.
'HDP'nin baraj altında kalması tarih oldu'
Kadınların katliamlara ve savaşa karşı zılgıt attığını belirten ve "Çünkü bizim silahımız zılgıtlarımız, barış irademizdir" şeklinde konuşan Yüksekdağ, "Bilenler bilir ki inadımız inattır. Kadınlar bir şeyde inat ettiğinde mutlaka başardığına tarih şahittir. Biz bugün inadına barış ve inadına HDP diyorsak, HDP ve barış kesinlikle kazanacaktır çünkü kadının inadı inattır" dedi. Kadınların gözü kararmış iktidara karşı özgürlüğün önünü açacağını ifade eden Yüksekdağ, "Artık kadınların zamanı kalmıştır. Kadınların çok büyük bir hamle geliştirme zamanı gelmiştir. 7 Haziran bizim seçim zaferimizdi, 1 Kasım'da kadınlar için büyük bir seçim zaferi olacak. Bizi geriletmek bizi barajın altına itmek için 1 Kasım seçimlerini yapıyorlar. Artık HDP'nin baraj altında bırakılması tarih oldu. Halkların demokratik partisinin kadınların baraj altında bırakılması imkansızdır. Bizler 1 Kasımda başka bir şey yapacağız. Savaş merkezi olan Sarayı barış mücadelesinin altında kalacak" ifadesinde bulundu.
"1 Kasım'da kadınları iradesi ve sözü olacağız" diyen Yüksekdağ, bugünkü siyasi sarmalda artık susması gerekenin siyasi iktidar ve savaşı başlatan erkek zihniyetin susması gerektiğini söyledi. Kadınlar konuştuğu ve yönettiği zaman barış geleceğini dile getiren Yüksekdağ, "Biz konuşursak hayattaki bütün adaletsizlikler ortadan kalkar" dedi.
'Özyönetim ilanı gerçek demokrasiyi gösteriyor bize'
1 Kasım seçimlerinde barışı sağlamak gibi kadınların çok temel bir görevi bulunduğunu dile getiren Yüksekdağ, 1 Kasım'da demokratik kurucu iradeyi daha da ileri taşıyacakları mesajını verdi. Yüksekdağ, toplumun talep ettiği demokrasi kadınlar ve HDP'nin inşa edeceğini dile getirerek, "Bunun için her yerde özyönetim iradesini oluşturan ve inşa eden kadınları selamlıyoruz. Çünkü demokrasiyi kendine göre tarif ettiği bir memlekete demokrasinin ne demek olduğunu göstermektir esas olan. Halkımız bize öz yönetimin nasıl olduğunu gösteriyor. Bunu gerçekleştiren kadınlarımız terörist ilan ediliyor. Etrafları kuşatılıyor, karşılarına katliam tank top çıkarılıyor. Oysa o kadınlar demokrasinin ne demek olduğunu gösteriyor bize. Kimsenin cesaret edemediğini yapıyor. Özyönetim biz kadınlar için herşeyden önce bedenimiz, kimliğimiz emeğimiz bizimdir demektir" dedi.
'Özyönetimi sahipleniyoruz'
Yüksekdağ, "İşte halkımızın kadınların gerçekleştirdiği bu özyönetim iradesini kendi irademiz olarak sahipleniyoruz. İstanbul'da Çanakkale'de Karadeniz'de her yerde halkımız kendi kendisini yönetmelidir" diye konuştu. "Özyönetim kadınların özlem duyduğu yeni demokratik rejimin adıdır. Cumhurbaşkanı isteseniz de, istemeseniz de rejim değişti demişti. Bizim cevabımız nettir. Bu memlekette isteseniz de istemeseniz de kadınların öncülüğünde yeni bir yaşam boy veriyor" şeklinde konuşan Yüksekdağ, "Oylar HDP'ye kadınlar iktidara" çağrısı yaptı.
'Temel ilkemiz eş yaşam ilkesidir'
Eşbaşkanlığı da, "eş yaşam felsefesi" olarak tanımlayan Yüksekdağ, eşbaşkanlığın kendi iradeleri ile kazındığını dile getirerek, "Her yerde eş yaşam iradesini var etmek istiyoruz. Eşbaşkanlığı hayatın her alanında uygulayacağız. Eşbaşbakanlık, Eşcumhurbaşkanlığı, eşmuhtarlık gibi her yerde eşitliği esas alan bir siyaset yürüteceğiz. Ama sanmasınlar ki gözümüz başkanlıkta ve koltukta. Bizim amacımız o ilkeyi bütün hayata iletebilmektir" dedi.
'Kadın katilleri bizim dönemimizde ellerini kollarını sallayarak gezemeyecek'
Yüksekdağ, özellikle kadınların uyguladığı şiddete karşı mücadele yürüteceklerini belirterek, "Kadın katilleri ellerini kollarını salayarak gezemeyecek. HDP'nin yönetiminde kadın katilleri hak ettikleri cezayı alacak" diye konuştu.
'Bu zulme karşı Ekin gibi direnişi giyineceğiz'
1 Kasım için, "Biz yitirdiklerimize ve kadın şehitlerimize verdiğimiz sözü tutacağız" diyen Yüksekdağ, "1 Kasım seçim zaferimizi cenazesine işkence yapılan çırılçıplak soyulan Ekin Van'a ithaf edeceğiz. Katledilen ve işkence edilen kadınlar, bize dayatılan bu soysuzluk, bizim zaferimizde cevabını alacak. Ahlaksızlığa, savaşa, zulme soyunan bu siyasi iktidarı karşısında bizler Ekin gibi direnişi giyineceğiz. Kralların çocuk katlettiği bir dönemde bizler Ekin gibi direnişi giyineceğiz" şeklinde konuştu. DİHA
Güncelleme Tarihi: 03 Ekim 2015, 13:05
Yüksekdağ: İrademizi tanımayanları biz de tanımayız
Partisinin Kadın Seçim Beyannamesi'ni açıklayan HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, 7 Haziran'da ortaya çıkan iradenin Saray tarafından kabul edilmediğini belirterek, "Bizim irademizi tanımayanları bizde tanımıyoruz" dedi. Yüksekdağ, özyönetimlerin esas olarak kadınların gerçek demokrasi iradesi olduğunun altını çizerek, özyönetimleri sahiplendiklerini vurguladı.