Yüksekdağ’ın Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki 500 kişilik duruşma salonuna alınan davasını izlemek üzere şehir dışından Ankara gelen otobüslerin bazıları Ankara Valiliği’nin aldığı yasak kararı gerekçesiyle kentin girişinde durduruldu. 10 ülkeden gelen kalabalık gözlemci heyetin duruşmaya girişine izin verilmezken çok sayıda izleyici içeri alınmadı. Saat 09.30’da başlaması beklenen duruşmaya gelenler, mahkeme başkanının ‘yabancı heyet hariç, izleyicilerin ve gazetecilerin içeri alınması’ yönündeki talimatına rağmen polis barikatına takıldı. Gazetecilere sarı basın kartı soran polislere avukatlar müdahale ederek mahkeme başkanının talimatını hatırlattı.
Çok sanıklı FETÖ davaları için yapılan, Silivri Cezaevi’ndekinin bir benzeri olan duruşma salonuna çok az sayıda izleyici ile gazetecinin yanı sıra HDP milletvekilleri girebildi. Mahkeme başkanı, Yüksekdağ’ın avukatlarının kapıda bekletilen kalabalığı hatırlatarak duruşmanın başlatılamayacağı açıklamalarına önce itiraz etti. Avukatların davanın neden Ankara Adliyesi’nden Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ne taşındığını sorması ve “Eş Genel Başkanın duruşmasını izlemek için gelen yüzlerce kişi içeri alınmıyor. Bu aleniyet ilkesine aykırıdır” sözleri üzerine duruşmaya ara verildi. Jandarma eşliğinde duruşma salonundan çıkarılan izleyicilere dönerek, “Sizi seviyorum” diyen Figen Yüksekdağ’a izleyici sıralarından da, “Biz de seni seviyoruz” yanıtı geldi. Mahkemeye başlar başlamaz verilen arada Yüksekdağ jandarma eşliğinde hızlı adımlarla yürüyerek salondan çıkarken HDP milletvekillerinin sıralarından, “Figen Başkan, bu ne hız böyle, grup toplantısına mı yetişeceksin? Biraz ağır git de seni görelim” sözleri ise gülüşmelere neden oldu.

Yüksekdağ’ın Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki 500 kişilik duruşma salonuna alınan davasını izlemek üzere şehir dışından Ankara gelen otobüslerin bazıları Ankara Valiliği’nin aldığı yasak kararı gerekçesiyle kentin girişinde durduruldu.
‘ARAŞTIRIRSINIZ ONU’
Duruşmada ilginç olay ve diyaloglar da yaşandı. Aynı saatlerde Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki bir başka duruşma salonunda görülen FETÖ davasını izlemek için gelen AK Parti milletvekillerinden bazıları yanlışlıkla Yüksekdağ’ın duruşmasına girdi. Milletvekilleri, sanık kürsüsünde Yüksekdağ’ı, izleyici sıralarında da HDP milletvekillerini görünce alelacele salondan çıktı. Duruşma verilen aranın ardından yeniden başladı. Yüksekdağ’ın avukatlarından Yıldız İmrek, “Aleniyet ilkesi, isteyen herkesin salona girmesidir. Salon, yer olarak müsait. Girenlerin kâfi sayılması ve diğerlerinin, yabancı heyetin engellenmesi aleniyet ilkesinin ihlalidir” dedi. Savcı, “yabancı heyet akredite değildir” diyerek heyetin içeri alınamayacağını söyledi. Avukatların, “Mahkemede akreditasyon ne demek?” sorusuna ise savcı, “Araştırırsınız onu” yanıtını verdi.
MAHKEME: GÜVENLİK PROBLEMİ VAR
Avukat Kenan Maçoğlu, “Duruşma herkese açıktır deniyor, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına açıktır denmiyor. Bu yüzden dışarıda heyetin ve izleyicilerin mahkeme salonuna girişini engelleyen güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi. Jandarmaların arasında oturan Figen Yüksekdağ, duruşmayı izleyen gazetecilere 30-40 metre uzaklıkta bulunuyor.
Heyet içeri giderek müdafi avukatların itirazlarını görüştü. Kararı mahkeme başkanı şu sözlerle açıkladı, “Dışarıda bekleyen izleyicilerin salona alınmasına, Berlin Eyalet Parlamentosu Milletvekili Hakan Taşın’ın mahkemeye bizzat ulaştırılan dilekçesinin değerlendirilmesi sonucu izleyici olarak katılmasında güvenlik açısından bir problem bulunmadığına, bir kısım sanık müdafilerinin talep ettikleri yabancı ülke vatandaşı temsilci, avukat ve basın mensuplarının ise duruşmaya alınmalarında güvenlik problemi bulunduğu değerlendirildiğinden duruşmaya alınmamalarına oy birliğiyle karar verildi.”
DURUŞMADA SÜRPRİZ SAVCI!
Müdafi avukatları, salonda izleyici sıralarında oturan Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Aytekin Cenikli’nin hangi sıfatla ve amaçla salonda olduğunu da sordular. Mahkeme Başkanı, “Yabancı heyetin katılmasını istiyorsunuz, devletin yetkili savcısının katılmasına itiraz ediyorsunuz” diyerek çıkıştı. Avukatlarsa ilk kez böyle bir duruma tanıklık ettikleri için sorduklarını söylediler.
YÜKSEKDAĞ: ERDOĞAN KARAR DEKLARE ETTİ
Duruşmada daha sonra Yüksekdağ konuşmaya başladı. “Bu siyasi iktidarın Cumhurbaşkanı, tırnak içinde yabancı bir ülkede, yabancı bir heyetle yaptığı bir etkinlikte kendisine Selahattin Demirtaş’la ilgili bir soru sorulduğunda ‘biliyorsunuz, o terörist’ diye yanıt verdi” diyen Yüksekdağ, “Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanına ‘terörist’ deme siyasi adapsızlığına, nezaketsizliğine düşme hakkına sahip değildir. Hadi bunu bir kenara bırakıyorum ama yargı adına bir kararı deklare etti. Temel yasama kurumu anayasayı delik deşik etme görevi biçmiş kendine. Kendi kendine diyor ki ‘anayasaya gerek yok KHK çıkarırım’. Anayasasızlık dönemidir bu. Hangi anayasal suçlardan bahsediyor bu iktidar” dedi.
‘HAKKIMIZDA YOLSUZLUK, RÜŞVET BULAMAZSINIZ’
Savunmasında, Rıza Sarraf davasıyla yeniden gündeme gelen yolsuzluk ve rüşvet konusuna da değinen Yüksekdağ, şunları söyledi:
“Bizleri tutuklarken bizim meşru dokunulmazlıklarımızı kaldıran iktidar rüşvet alanları yargılamayı tercih etmedi. Aradan yıllar geçmiş eskiden bakanlık yapan isimler, muhalefet partisi temsilcileri o gün bizim söylediklerimizi söylüyor. Söylediğimiz şuydu: niye yargılanmıyor bu insanlar.
Bizim hakkımızda tek bir yolsuzluk, rüşvet suçu bulamazsınız. Ama yüz kızartıcı suçlarla suçlanan milletvekilleri çifte dokunulmazlık ile korundu. Bizim anayasal haklarımız delik deşik edildi ama hırsızlara çifte dokunulmazlık kalkanı sunuldu.
O dönemde siyasi iktidar Türkiye’yi bu utanç verici duruma düşürmüştür. Sonra da çıkıp ‘Amerika’yla, onla bunla kavga ediyoruz’ diyor. Sen kendi içindeki kavgayı verdin mi? Bu siyasi iktidar aynı mecliste bulunduğu muhalefetle konuşmayı beceremiyor.
Bu iktidar anketlerde diplere doğru gittikleri bu süreçte iç düşman dış düşman algısını pompaladıkça pompalıyor. Türkiye’nin gerçek sorunu bu değil. Gerçek sorun adaletsizliktir. Bir yerde adalet yoksa her melanet türeyebilir. Bundan daha kötüsü de olabilir. Çünkü bu siyasi iktidar gözü kapalı gidiyor ve bu durum umutlu cümleler kurmamıza engel oluyor. İktidar; ben gidersem hepiniz gidersiniz, ben batarsam hepiniz batarsınız diye açık açık söylüyor. Sesinizi çıkarırsanız kendimizle beraber sizi de götürürüz diye Türkiye halklarını tehdit ediyorlar. Bizim bu tehditlere karnımız tok. Mücadeleye devam ediyoruz. Ama bu tehdidi Türkiye halklarına yapıyorlar. Kendi ülkesini batırmaya and içmiş bir iktidar tablosu var karşımızda.”
SON DURUŞMAYA GELMEMİŞTİ
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın önceki duruşmasına 20 kişilik salon verilmesini protesto eden Yüksekdağ katılmamış ve mahkeme heyeti bir sonraki duruşma için zorla getirilme kararı çıkarılacağını bildirmişti. Yüksekdağ’ın protestosu üzerine mahkeme, ayrıca bir sonraki duruşma için Sincan Cezaevi’nde uygun bir duruşma salonunun hazırlanması kararı vermişti.
Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2017, 13:42