DEMİRTAŞ’IN TÜM CÜMLELERİ BENİ İFADE EDİYOR 

Bütün adayların konuşmalarını dikkatle dinlediğini ve izlediğini belirten Gülen Kaya, fakat hiçbir adayın kendisini Demirtaş kadar etkilemediğini ifade etti. “Sayın Demirtaş’ın açıkladığı vizyon ve ilkeler tam da beni ifade ediyor” diyen Kaya, “Her cümlesi Türkiye’ye cevap olabilecek, Türkiye’nin yolunu açabilecek cümlelerdi. Programı da ilkeleri de son derece net, açıklayıcı ve değerli buldum” dedi. Türkiye’nin bulunduğu kaostan çıkışın ancak bu programın hayata geçirilmesiyle aşılacağını, bu nedenle büyük bir umut taşındığını dile getiren Kaya, “Bu umudu kim temsil ederse, bu güveni kim oluşturursa Türkiye’nin önünün onun tarafından açılacağına inanıyorum. Açıkçası ben bu umudun Sayın Demirtaş’ın duruşu ve açıkladığı vizyon ile mümkün olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Bu program ve ilkelerin Türkiye’deki tüm halkları, tüm kesimleri, tüm temsiliyetleri kucakladığını vurgulayan Kaya, bu programı gerçeğe dönüştürmek kadar umudun ötesine de taşımanın mümkün olduğunu söyledi. Bu vizyon ve ilkelere hayır diyebilecek tek bir insan düşünemediğini belirten Kaya, Demirtaş’ın çağın ve ülkenin realitesine çözüm olabilecek cümleler kurduğunu söyledi. Çok mutlu olduğunu ifade eden Kaya, “Demirtaş’ın tüm cümleleri beni ifade ediyor, oyum Demirtaş’a” dedi.

ÇOĞULCU VE KATILIMCI BİR GELECEK İÇİN RADİKAL DEMOKRASİ! 

Selahattin Demirtaş’ın programını çok beğendiğini ve özellikle radikal demokrasi görüşünü benimsediğini belirten yazar Tarık Ziya Ekinci, “Türkiye toplumunun da talebi budur ve bu ancak çoğulcu, katılımcı bir demokrasiyle mümkündür” diye konuştu. Bugün AKP hükümetinin savunduğu çoğunlukçu sistemin tersine, çoğulcu demokrasinin herkesin katılabildiği bir demokrasiyi ifade ettiğine dikkat çeken Ekinci, böyle bir demokraside halkın özne olduğunu ve halkın bire bir katılımıyla yürütülen bir yönetim anlayışı olduğunu söyleyerek, “Bu anlayış hem demokratiktir, hem de halkların ve toplumların farklı kesimlerinin bir arada yaşama olanağını sağlayan bir sistemdir” dedi. HDP hareketinin artık mutlaka iktidara aday olması gerektiğinin de altını çizen Ekinci, oyunu tereddütsüz Demirtaş’a kullanacağını söyledi. 

YENİNİN İSMİ KOYULDU 

Açıklanan programın hem içerik meselesi olduğunu, hem de Türkiye siyaseti için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Konda Araştırma Şirketi'nin Genel Müdürü Bekir Ağırdır, düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Selahattin Demirtaş Kürt siyasetinden gelen ve Kürt meselesi üzerinden siyaset yapmış bir insan hakları aktivisti. Ama böyle bir insan bugün sadece Kürt meselesine kilitlenmeden, sadece Kürt kimliğine de kilitlenmeden ülkenin bütün mağdurları ve yoksulları için yeni bir alternatif sunuyor. Bu durumun Türkiye siyaseti için çok anlamlı bir dönemeç olduğunu düşünüyorum.” Bu kez Türkiye’nin çok önemli bir virajda olduğuna dikkat çeken Ağırdır, sorunun eski ve yeni kavgası olduğunu aktardı. “Eski Türkiye’nin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak yeniyi nasıl kurmamız gerektiğini hiç tartışamadık” diyen Ağırdır, Türkiye’de hala statükonun askerleri diri olduğu için, siyasetin hep dünün kavgası üzerinden şekillendiğini, bu nedenle de yeninin nasıl olması gerektiği hususunun hiç tartışılmadığını vurguladı. Bu açıdan bakıldığında Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı bildirgenin yeniye dair bir atılım olduğunu belirten Ağırdır, hem yeninin nasıl kurgulanması, hem de ne olması gerektiği üzerine net bir duruş sergilendiğini söyledi. Bu yeni perspektifi ortaya koymanın oy kazanmaktan daha da önemli olduğunu ifade eden Ağırdır, “Bu sayede Selahattin Demirtaş, Kürt hareketi ve HDP, AK Parti’ye yeninin kulbu bizim elimizde demiş oldu. Bu çok anlamlı” diye konuştu. Bugün açıklanan bildirinin etkisinin asıl Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası 2015 genel seçimlerine kadar olan süreçte görüleceğini belirten Ağırdır, asıl zihni dönüşümün o süreçte yaşanacağını kaydetti. 

ŞEFFAF, EŞİTLİKÇİ BİR YAŞAMA DOĞRU 

Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı yol haritasına bakıldığında, yeni bir Türkiye, yeni bir sistem önerildiğinin görüldüğünü belirten Ortadoğu uzmanı, gazeteci Mete Çubukçu, sunulan bu yeni modelde cumhurbaşkanlığının alışılageldiği gibi meclisten ziyade, cumhur meclisleri, kentlerde oluşturulabilecek yapılar ve katılımcı parlamenter sistem ile ilişkilendirildiğini söyledi. Doğrudan halkla kurulan bu ilişkinin şeffaf, eşitlikçi ve yerinden yönetimi öngören bir sistem getireceğini söyledi. Bu nedenle açıklanan yol haritasının bir seçim bildirgesinden çok, bir sistem bildirgesine benzediğini aktaran Çubukçu, “Bu anlamıyla Türkiye’deki tüm mezhep, cinsiyet ve sınıf ayrımlarının asgariye indirildiği, kutuplaştırıcı değil birleştirici ve tüm bu saydığımız kesimlerin özgürlüklerini önceleyen ve yeni yaşam sloganıyla özdeşleşen bir bildirge” dedi.