Bu güne kadar salt devlet yetkilileri üzerinden tanımlanan süreç, bütün dünya tarafından artık hükümetin taahhütlerine mal olmuş bir aşamaya gelmiştir" dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, dün hükümet ile İmralı heyetinin gerçekleştirdiği ortak açıklamanın ayrıntılarına ilişkin DİHA'ya önemli değerlendirmelerde bulundu. Baluken, sürecin başladığı günden, dün yapılan niyet beyanına kadar bütünsel olarak değerlendirilmesinin son derece önemli olduğuna ve sürecin üç önemli hamlesel boyutunun görünmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Birinci hamle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından Newroz'da ortaya konulan manifestoydu. İkinci önemli hamlesel kesit Sayın Öcalan tarafından hazırlanan çözüm ve müzakere taslağının taraflara sunulmasıydı. Üçüncüsü ise dün ki temel on başlık da, ilkesel düzeyde bir mutabakatın sağlanması ile beraber silahsızlanma kongresinin yapılabileceğine dair niyet beyanı şeklinde ortaya konulan durumdur" dedi.
'Hükümet somut adımlarla karşılık vermede yetersiz kalmıştır'
Üçüncü hamlesel kesitin PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından sürecin yeniden toparlanması açısından ortaya konulduğunun altını çizen Baluken, "Şunu göz önünde bulundurmak gerekiyor; İlk çözüm hamlesinde hükümet yeterli siyasal tutum ve somut adımlarla karşılık verme boyutunda yetersiz kalmıştır. Şimdi, bu üçüncü hamlesel kesitte hükümetin önünde önemli bir görev vardır. Hamlesel sürece cevap olacak somut bazı gelişmeleri bir an önce tartışmalı, yasalaştırmalı ve toplumsal hayata kazandırmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
'Paket hükümetin otorite arayışları ile bağlantılı'
Meclis'te görüşülmeye devam eden İç Güvenlik Paketi'nin hükümetin otorite arayışlarıyla bağlantılı olduğunu ve bunun toplumda büyük bir kaygı uyandırdığını vurgulayan Baluken, "Böylesi kaygılı bir ortamda bile Sayın Öcalan'ın tıkanma noktasına giden süreç ile ilgili yeni bir yol açmış olması hükümet tarafından doğru değerlendirilmelidir" ifadesinde bulundu. Sürecin güvenlik yasalarını gerektirmediğine vurgu yapan Baluken, asıl ihtiyaç duyulanın Türkiye'de demokrasi sorunlarını çözecek temel bir takım yaklaşım ortaya koyulması olduğunu söyledi.
'Süreç sadece Kürt sorununun çözümü için değil'
Sürecin yalnızca Kürt sorununun çözümü için değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve bölgesel barışın sağlanması için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Baluken, Öcalan'ın da soruna bu şekilde yaklaştığını, Türkiye ve Ortadoğu halklarına karşı olan temel sorumluluğunu yerine getirmek üzere süreci hayata geçirdiğini belirtti. Baluken, "Dolayısıyla burada hükümetin bölgesel çözüm perspektifini içeren yaklaşıma içerden doğru bir okuma ve doğru somut adımlarla cevap vermesi son derece önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.
'Hükümet doğru okumalı'
Sürecin hızlanması ile ilgili temel bazı beklentilerin olduğunu dile getiren Baluken, "Bu güne kadar bunların hayata geçmemiş olması büyük bir eksiklikti. Özellikle müzakere heyetlerinin genişlemiş olması, izleme heyetinin gerek yapılan müzakere görüşmelerini gerekse de pratik sahadaki sorun alanlarını takip etmesi ve yine toplumun tüm demokratik ve şehir dinamiklerinin devreye girmesi bugüne kadar hayata geçirilmesi gereken mekanizmalardı. Bu eksikliklerin bu dönmede hızla tamamlanması gerekiyor. Bin yılık tarihi bir Türk-Kürt kardeşliğini ortaya koymayı amaçlayan girişimlere karşı bu birlikteliği tekrar açığa çıkaracak olan yaklaşım hükümet tarafından doğru okunmalıdır" şeklinde konuştu.
'Yeni bir barış modeli…'
On maddelik temel başlıkların doğru değerlendirilmesi gerektiğinin önemine işaret eden Baluken, "On başlık doğru incelenirse; sadece Kürt sorununun çözümü için değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve bölgeye yeni bir barış modelinin sunulması açısından son derece önemli olduğu görülecektir. Bu on maddede demokratik siyaset, demokratik kimlik statüsü, özgür yurttaşlık, demokratik anayasa, ortak vatan, demokratik cumhuriyet ve ekonomi, güvenlik, kadın, ekoloji sorunlarının büyük bir kısmının sorunlarının çözülmesinin amaçlandığı görülecektir" ifadesinde bulundu.
'Tüm kesimler sorunlarının formülasyonunu görebilir'
Metin doğru incelendiğinde ezilen tüm kesimlerin sorunlarına çözüm bulacağı mükemmel bir formülasyonun görüleceğini belirten Baluken, tüm kesimlerin söz konusu başlıklar etrafında çalışmalarını başlatması gerektiğine işaret etti. Baluken, "Bu başlıklarda atılacak adımlar salt hükümetten bir beklenti içerisinde değil, bizzat bu toplum dinamiklerinin hayata geçmesi ve bu konuda güçlü bir duruş ortaya koymaları ile mümkün olur" dedi.
'Hükümet dış politikasını gözden geçirmeli'
Hükümetin bölgesel barış açısından dış politikasını gözden geçirmesi gerektiğine vurgu yapan Baluken, Öcalan'ın süreçle ilgili tıkanıklıkları aşma hamlelerine karşı hem iç politikada hem de dış politikada çözüm sürecinin ruhuna uygun olarak bazı temel yaklaşımların ortaya konulması gerektiğine işaret etti. İçeride temel başlıklar üzerindeki demokratikleşme çalışmaları ile beraber, dışarıda Kürt karşıtlığı üzerinden şekillenen dış politikanın bir tarafa bırakılması gerektiğine vurgu yapan Baluken, "Güney politikası ve Suriye politikasının değişmesi, Kobanê ve Rojava'daki halk iradesi ile ilişkilerin geliştirilmesi temelinde yeni bir dış politikanın belirlenmesi önemlidir" değerlendirmesinde bulundu. Şah Fırat operasyonuna dikkat çeken Baluken, Kürtlerin Türkiye için tehdit değil, tersine tarihi ittifak yapabilecek bir halk olduğu gerçekliğinin ortaya konulduğunu söyledi.
'Süreç yeni bir aşamaya geçmiştir'
Dün Öcalan'ın ortaya koyduğu irade beyanının yeni bir sıçrama hamlesi olduğunu yineleyen Baluken, "Dolayısıyla süreç yeni bir aşamaya geçmiştir. Bu yeni aşamada bu sürece karşıt olan güçler hem içeriden hem dışarıdan provakatif tavırlar geliştirebilirler, süreci sabote etmek isteyebilirler. Bu nedenle süreç hızlandırılmalıdır ne kadar zamana yayılırsa o kadar saldırılara açık bir hal alır. Hükümetin bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmesi önemlidir" diye belirtti.
'Ortaya çıkan tablo önemliydi'
Dün yapılan ortak açıklama ile birlikte ortaya çıkan tablonun önemli olduğunu belirten Baluken, "Kürt siyasi hareketinin ulusal ve uluslararası alanda yürüttüğü çabaların hükümet tarafından kabul edilmesi ve hükümetin de kendi sorumluluklarını bütün bu uluslararası çevreler önünde taahhüt altına almasıdır. Dolayısıyla bugüne kadar salt devlet yetkilileri üzerinden tanımlanan süreç aslında bütün dünya tarafından artık hükümetin taahhütlerine mal olmuş bir aşamaya gelmiştir" dedi.
'Davutoğlu'nun sahiplenme çağrıları önemsenmeli'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun süreçle ilgili yapmış olduğu değerlendirmelere de değinen Baluken, Davutoğlu'nun sahiplenme çağrılarının önemsenmesi gerektiğine işaret ederek, "Sayın Davutoğlu çağrının tarihi niteliğinin önemli olduğunu, devletin de silah ve şiddet dilinden vazgeçmesi gerektiğini, bundan sonraki süreci de başbakan olarak takip edeceğini söylemesini değerli buluyoruz" şeklinde değerlendirdi.
'Cumhurbaşkanının yaklaşımı talihsiz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar ile ilgili olarak da Baluken, "Bizce Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımı talihsiz olmuştur. Ortaya çıkan bu tablonun tarihi önemine denk düşen bir değerlendirme ortaya konmamıştır. Umarız ki devlet içerisindeki bu dağınık değerlendirmelerden sıyrılır ve hükümet ile devletin tüm kurumları bu sürecin tarihi ağırlığına denk düşecek şekilde yeni bir sayfanın başlaması ile ilgili söylem ve eylemlerde bulunurlar" dedi.
'İki önemli formülasyon…'
Türkiye toplumunun bilmesi gereken iki temel hususun olduğuna dikkat çeken Baluken, PKK Lideri Öcalan'ın iki önemli formülasyon üzerinden sorunları çözüme kavuşturduğunu belirterek, "Temel başlıkları iki çözüm önerisi üzerinde özetleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi özgür yurttaşlık, ikincisi demokratik kimlik statüsüdür. Özgür yurttaşlık cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye'deki en temel problemlerden biridir ve Türkiye cumhuriyetinin tarihindeki kanlı tarihin sayfalarında yatan nedenlerden biridir. Yine demokratik kimlik statüsü de Türkiye'deki farklılıkların tekleştirilmeye çalıştırılması çabalarına karşı geliştirilmiş olan temel bir çözüm önermesidir. Bu yönüyle aslıda hükümetin de bu iki temel çözüm önermesini doğru değerlendirmesi önemlidir" ifadesinde bulundu.
'Hükümet zamana yaymayacak bir hazırlık içerisine girmelidir'
Pratikleşme aşamasının konuşulduğu bir dönmede hükümetin ilk üç başlıkla ilgili yetersizlikleri bir an önce gidermesi gerektiğine vurgu yapan Baluken, "Yöntem ile ilgili müzakere mekanizmalarının oluşturulmasından tutalım da temel başlıklardaki belirtilen hususların yasal hazırlıklarının yapılmasına kadar ilk üç başlıktaki yetersizlikler hızla giderilmeli ve taraflar artık dördüncü başlık olan pratikleşme üzerinde yoğunlaşmalıdır. Bu aşama daha önce diğer üç başlıkla ilişkili olduğu için kamuoyuna çok fazla yansıtılmamıştı. Burada önemli bir takvimlendirme Sayın Öcalan tarafından ortaya konmuştu. Bu takvimlendirme bir yönü ile hükümet tarafından aşındırıldı, gerekleri yerine getirilmemek suretiyle daha erkenden olabilecek çözüm takvimi biraz daha zamana yayılmış oldu. Hükümet bunu bir an önce hızlandıracak takvimlendirmeyi zamana yaymayacak bir hazırlık içerisine girmelidir" değerlendirmesinde bulundu.
'İkinci aşama onaylama aşaması'
Dünkü niyet beyanının PKK Lideri Öcalan tarafından birinci aşama olarak nitelendirildiğini belirten Baluken, ikinci aşamanın ise onaylama aşaması olacağını söyledi. Baluken, "Bunu Sayın Öcalan kendisi gerçekleştirecek. Burada Sayın Öcalan özellikle meclis bünyesinde kurulacak bir komisyonunun ve sivil toplumun devreye girmesini önemsiyor. Bu meclis komisyonunun Kürt meselesinin tarihi ile ilgili hakikatleri araştırma, barışma ve yüzleşme temelinde oluşması ve yine sivil toplum temsiliyetlerinin bulunması son derece önemli. Bunların dahil olduğu bir toplantıda Sayın Öcalan tarihi çağrıyı kendisi ortaya koyacak. Dün ki niyet beyanını aşan bugüne kadar ki bütün çağrıları aşacak olan çağrıyı Sayın Öcalan bu şekilde ortaya koyacak. Burada özellikle koşulların olması yine anaysa uygunluk açısından belli bir takım temsiliyetlerin olması hukuk anlamında bu işe hakim olan temsiliyetlerin olması son dererce önemlidir" dedi.
'Kaybedecek bir tek saniye yok'
Hükümetin birinci aşama ile ilgili olarak niyet beyanının önemli olduğunu ve sürecin gerektirdiği adımları atarak ikinci aşamanın koşullarının olgunlaşması için bir çaba içerisinde olması gerektiğine işaret eden Baluken, "Bu fırsatın kaçırılmaması gerekiyor. Dünyadaki benzer örneklerde ve kendi deneyimlerimizde de gördük ki; bu tarz tarihi çözüm fırsatlarının ıskalandığı koşullarda daha büyük bedeller halklarımızın önüne gelebiliyor, bunu hiç birimiz aklımıza bile getirmek istemiyoruz. Hiç birimiz fırsat vermemeliyiz. Hem Kürt tarafı hem de hükümet ve devlet tarafı bu konuda aktif bir çaba içerisinde olmalıdır. Kaybedecek tek bir saniyenin olmaması gerekiyor.
'KCK de hazır olduğunu ortaya koymuştur'
Son olarak KCK yetkilileri tarafından yapılan açıklamayı değerlendiren Baluken, şunları söyledi: "KCK'nin yapmış olduğu bir açıklama basına düştü. Bu açıklamada son derece önemlidir. KCK'nin dün ki niyet beyanı ile ilgili ortaya çıkan çağrıyı demokratik çözüm ve kalıcı barış konusunda tarihi bir fırsat olarak değerlendirmesi kendilerinin bu çağrının gereklerini yerine getirme konusunda hazır olduğunu irade olarak ortaya koymaları ve bu konuda hükümetin gereklerini yerine getirmesi çağrısında bulunmalarını son derece önemsemek gerekiyor. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu yönlü çabaların hızlandırılması ve buna göre süreçle ilgili belli fırsatları değerlendirmek bizce hem Türkiye açısından hem Ortadoğu açısından tarihi sonuçları açığa çıkaracaktır."
Güncelleme Tarihi: 01 Mart 2015, 14:17
'Süreç sadece Kürt sorununun çözümü için değil'
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, on maddelik temel başlıkların doğru değerlendirilmesi gerektiğinin önemine işaret ederek, "On başlık doğru incelenirse; sadece Kürt sorununun çözümü için değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve bölgeye yeni bir barış modelinin sunulması açısından son derece önemli olduğu görülecektir.