Diyarbakır'da 2 gün süren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Kurulu, alınan önemli kararlar ile son bulurken, kurulun ana gündem maddesi Kürdistan'da ilan edilen özyönetimler oldu. "Demokratik özerlik ve özyönetim bir statü talebidir" vurgusunun ön plana çıktığı kurul toplantısında halkın ilan ettiği ve yaşamsallaştırdığı özyönetimlerin sahiplenilmesi kararı alındı. DTK Eşbaşkanı Selma Irmak da özyönetimin önemi ve nasıl yaşamsallaştırılacağına dair DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
'Artık kendi kaderimizi çizmek istiyoruz'
Türkiye ve Kürdistan'da rejim değiştirilmesine yönelik yoğun çabalar söz konusu olduğuna işarete ederek değerlendirmelerine başlayan Irmak, içerisinde bulunulan bu ortamı "Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhafazakar ve dindar kesimlerin yer aldığı diktatör rejimini hayata geçirmek istiyor. Halklar ise bu rejime karşı yerel demokrasi rejimini talep ediyor" sözleriyle tarif etti.
Mevcut sorunlara dair ise özerklik ile çözüm yaratacaklarını söyleyen Irmak, "Artık kendi kaderimizi çizmek istiyoruz. Bununla birlikte merkezi yönetime karşı yerelden yönetim talebi ortaya çıkıyor. Biz de halkın bu talebinin yanında durmak durumundayız" dedi.
'Bu kapı demokrasi kapısıdır'
Irmak'ın yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda üzerinde durduğu bir diğer önemli neden ise, yerelden yönetim ile Kürdistan'ın zaferinin sadece Rojava ile sınırlı kalmayacak olması. Irmak, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi halinde dört parça Kürdistan'da zaferin de gerçekleşeceği görüşünde.
Kürt halkının zaferi ile ise bütün Ortadoğu halklarının yaşadığı sorunlara çözümün kapısının açılacağını ifade eden Irmak, "Bu kapı, demokrasi kapısıdır. Günümüzde demokratik, komünal ve eşit bir yaşam yaratılabilinir ve savaş ortamına son verilebilinir. Barış bu şekilde sağlanabilir. Kürt halkı da bugünkü gücünü buradan almaktadır. Yani Silvan, Cizre, Silopi ve Nusaybin'de halk mücadele ederek, kendi kendini yöneterek dile getiriyor. Böyle bir zemin oluşturuldu" ifadelerini kullandı.
'Mücadele ve direniş şart'
Irmak, son gelişmelerle birlikte kendine olan özgüveninin daha da arttığını da söylediği Kürt halkının artık demokratik bir şekilde iradesini ortaya koyduğunu da vurguladı.
Bunu ise "Mücadele olmadan özgürlük ve demokrasi sağlanamaz" sözleriyle ortaya koyan Irmak, "Nasıl ki Kobanê'de görkemli direniş ve mücadele ile özgürlüğe ulaşıldıysa, Kuzey Kürdistan'da da mücadele ve direniş şarttır. Kürt halkı bugüne kadar bedel ödeyerek geldi ve bu günden sonra da mücadeleyi sürdürerek özgürlüğe ulaşacaktır" diye konuştu.
'Rejime karşı alternatif ile halklara karşılık olacağız'
Irmak, halkın irade beyanı olarak ortaya koyduğu özyönetim taleplerini yaşamsallaştırmak için ise evde oturmak değil, toplumsal alanda mücadele etmek gerektiğini vurguladı. Irmak, bunu da şu sözlerle açıkladı: "Nasıl ki devlet tank ve toplarla topyekun saldırıları sürdürüyorsa, biz de topyekun mücadele ile özgürlüğü inşa etmeliyiz. Savaş koşullarında bile mücadeleyi yükselterek, demokratik özerklik ve yerel demokrasiyi inşa edeceğiz. Bu rejime karşı alternatif ortaya koyarak, halklara karşılık olacağız."
'Özerklik, Türkiye'nin bütün halkları için'
Yine demokratik Özerklik ile amaçlarının sadece Kürt halkı kapsayan bir model olmadığını, Türkiye'deki bütün halklar üzerindeki egemen rejim modelini değiştirmenin en büyük hedefleri olduğunun altını çizen Irmak, yerel demokrasiyle de bunu geliştirmek istediklerini kaydetti. Irmak, "Demokratik Özerklik modelinin hayata geçirilmesi toplumun örgütlenmesi ile bağlantılıdır. Meclis ve komünlerin oluşturulması ile demokratik özerkliği hayata geçirebiliriz. Ulus-Devlet modeli artık dar bir elbise hali almış durumda. Artık bu elbiseyi üstümüzden atmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
'Atanmış vali ve Kaymakamları kabul etmiyoruz'
Artık yerelde atanmış vali ve kaymakamları kabul etmediklerini kaydeden Irmak, bu anlamda kendi muhataplarını yaratacaklarını söyledi.
Bunu yaratmamaları halinde Demokratik Özerklik'ten de söz edemeyeceklerini dile getiren Irmak, sözlerinin devamında şunları söyledi: "Devlet güçleri, bu girişimleri kırmaya yönelik çabalar içinde. Öncelikle kendimize inanmalıyız ve halkın kendi kendini yönetme talebi ile ayaklandığını bilmeliyiz. Bugün kendi özgürlüğümüzü elde etmeliyiz. Kürtçe okullarımız, sağlık kurumlarımız ve ekonomi kurumlarımız bu konuda sorumluluk almalıdır. Halkımız çocuklarını Kürtçe okullara göndermelidir. Bugün inşa çalışmaları en önemli görevimiz olmalı. Eğer sessiz kalırsak bu ateş herkesi yakacaktır. İttifakımızı sağlayamazsak eğer düşman eliyle değil, kendi kendimizi parçalamaya doğru gideceğiz."DİHA
Güncelleme Tarihi: 17 Kasım 2015, 14:31
Selma Irmak: Artık kendi kaderimizi çizmek istiyoruz
Bilinçli bir politikanın ürünü olarak hendek savaşlarına sıkıştırılmak istense de özünde bir "statü talebi" olan özyönetimlerin yaşamsallaştırılmasına dair konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, "Artık kendi kaderimizi çizmek istiyoruz" dedi. Bunun yolunun ise mücadele etmekten geçtiğinin farkında olduklarını söyleyen Irmak, savaş koşullarında bile demokratik özerklik ve yerel demokrasiyi inşa edeceklerini vurguladı.