Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli 29 Ekim Bulvarı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada "Bunlar yatsın kalksın, hala salatalık, domates, patatesle uğraşsın. Bizim davamız büyük. Biz soğanı masanın üzerine koyar, yumruğumuzu vurur ve soğanı da öyle yemesini biliriz. Bu ülkede ne soğan derdi var, ne patates derdi var, ne de salatalık derdi var. Bu ülkede dert olan ne varsa biz onları çözdük zaten" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
BUNLARIN SAVUNMA SANAYİ DİYE BİR DERDİ YOK: “Artık İHA’larımızın, SİHA’larımızın, Akıncılarımızın onları o inlerde bombalamasına tahammül edemediler. Şimdi de zaten ne diyorlar ne yapacaklarmış. Geliyorlarmış. Gelince bu İHA’ları SİHA’ları satacaklarmış. Ya sen kimsin neyi satıyorsun. Önce kendine gel. Çünkü bunların savunma sanayi diye bir derdi yok.
EMPERYALİSTLERİN TAMAMI YAMALI BOHÇA İTTİFAKININ YANINDA: Amerika'dan Avrupa'ya ülkemize diz çöktürmek için bekleyen emperyalistlerin tamamı, Bay Bay Kemal ve yamalı bohça ittifakının yanında saf tuttu. Biz her zamanki gibi Allah'a dayanarak, milletimize güvenerek, Cumhur İttifakı'ndaki hasbi ortaklığımızla yola revan olduk. Milletimizin gösterdiği teveccüh istikametimizin doğruluğunun işaretidir. Biz bazıları gibi yıkmaya değil, inşa etmeye geldiğimiz için milletimizin huzuruna elimizin boş çıkmadık. Biz dersimize iyi çalıştık. Çok çalıştık, iyi hazırlandık. Şimdi de inşallah 14 Mayıs'ta vatandaşlarımla birlikte bunları sandığa gömeceğiz.
BAYRAMDA İSTANBUL'DA MÜJDEMİZ OLACAK: Tüm bu hazırlıkları yürütürken deprem bölgesini de asla ihmal etmedik. Bakanlarımız ilk günden beri gece gündüz sahalarda. Biz de felaket gününden beri her ilimizi defalarca ziyaret ettik. Çalışmaların her adımını bizzat yerinde gördük. Amacımız 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut yaparak depremde yıkılan şehirlerimizi en kısa sürede ayağa kaldırmaktır. Depremin üzerinden henüz 2,5 ay geçmemişken inşallah bayramın ikinci günü yapımı tamamlanan ilk köy evlerini teslim edeceğiz. Afetlere dirençli şehirler projeleriyle ilgili çalışmaları sürdürüyoruz, bayramda İstanbul'da müjdemiz olacak.
BUNLAR LGBT'CİDİR: Son 20 yılda ülkemizi asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırmış bir iktidarız. Hem demokrasimizi geliştirmeye, yeni yatırımlarla kalkınmayı hızlandırmayla yönelik pek çok projemiz seçim beyannamemizde var. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşı hangi kökenden, inançtan, meşrepten olursa olsun aynı büyük ailenin birer ferdidir. Aile bizim için kutsal. CHP LGBT'leri besleyebilir. CHP terör örgütünün parlamentodaki uzantısı HDP ile beraber bunlar LGBT'cidir. Bunlardan LGBT'ye aykırı bir söz duydunuz mu? İYİ Parti'den bir söz duydunuz mu? Peki masanın etrafındaki diğer yavrucuklardan bir söz duydunuz mu? Çünkü bunlarda aile kutsiyeti diye bir şey yok. Dünyada ve ülkemizde aile kurumunu yıkmaya, çocuklarımızı ve gençlerimizi sapkın akımların pençesine yönelik kampanyalar hız kazandı. Ailemizi ve evlatlarımızı maddi ve manevi tedbirlerle koruyacağız. Ülkemizin doğal gaz ve petrol gelirlerinden kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası bunun ilk adımı olacak.
EV HANIMLARINA EMEKLİLİK: Aile Kalkanı programıyla ev hanımları, çocuklarımıza gençlerimize destek vereceğiz. İlk müjdemiz ev hanımlarına. Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getiriyoruz. Primlerin üçte birini devlet olarak biz karşılayacağız. İkinci müjdemiz gençlerimize. Eğitimlerinden iş kurmalarına, evliliklerine kadar her aşamada gençlerimizin yanında yer alıyoruz. Evlenmek isteyen gençlerimize faizsiz 150 bin lira kredi vereceğiz. Gençlerimiz maddi sıkıntıya düşmeden kolayca altından kalkabilecekleri şartlarla yuvalarını kurabilecek. Her ailede en az bir kişinin istihdama katılmasını temin edeceğiz. En az bir bireyinin çalışmadığı aile bırakmayacağız. İstihdam edilen kişinin gerekirse sigorta primini, gerekirse maaşının bir kısmını devlet olarak biz karşılayacağız.
LONDRA TEFECİLERİ BU KADAR APTAL MI: Eski Türkiye'de iki anahtar vaadiyle gelip, insanlarımızı ellerindeki anahtarlarından da edenler vardı. Mazide kaldığını sandığımız bu zihniyet hortladı. "Şu kadar milyar dolar buldum, ülkeye getireceğim" diyor. Arkasına bakıyorsun ülkeyi Londra'daki tefecilere teslim etme niyeti çıkıyor. Bay Bay Kemal bu Londra'nın tefecilerinin işi gücü yok da sana niye bu kadar parayı versin? Kaldı ki bunlar tefeci, bu işleri çok iyi bilir. Bay Bay Kemal bu 200 milyar doları getirdin de nereye boca ettin? Nerede bu para? Madem getirdin, hadi söyle bakalım yerini, adresini söyle, bilelim. Hayatı bu adamın yalan. Londra'nın tefecileri bu kadar aptal mı? Sen kimi burada aptal yerine koyuyorsun. Türk milleti senin bu yalanlarına inanmaz. İnşallah 14 Mayıs'ta sana gereken dersi verecek. Ülkemizi 21 yılda 3,5 trilyon yatırıma kavuşturduk. Hiçbir engel, tuzağın bizi engellemesine izin vermedik. Şimdi yeni bir seçimin, yani yeni bir tercihin, yeni bir yol ayrımının arefesindeyiz. 14 Mayıs inşallah Bay Bay Kemal'in siyasi mevta olduğu, yanındakilerin siyasi mevta olduğu gün olacak. Cumhuriyetimizin yeni asrına adını verdiğimiz Türkiye Yüzyılı'nı kime emanet edersiniz? Gözünüzün nuru evlatlarınızın istikbalini kime emanet edersiniz? Ülkenizin siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik gücüyle dünyada hak ettiği yeri alması için kime güvenirsiniz?
BATI DÖRT GÖZLE BEKLİYOR: Batı, dört gözle 'Erdoğan nasıl gider' diye bekliyor. Erdoğan'ın nasıl dimdik ayakta durduğunu 14 Mayıs'ta siz göstereceksiniz. Ben size inanıyorum. 14 Mayıs'ta bunu başaracağımızı biliyorum.
YARIN KARADENİZ GAZINI ATEŞLİYORUZ: Biz 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık eksiklerini bu sayede tamamladık. Şehirlerimizin ayaklarındaki geri kalmışlık prangalarını bu şekilde kırdık. Son 20 yılda Denizli'de 70 milyar yatırım yaptık. Peki bunlar ne yaptı ya? İzmir'e ne yaptılar? Körfez'de kokudan geçilmiyor. Yarın Karadeniz gazını ateşliyoruz. Yarın Filyos'tayız, iftardan sonra doğal gazımızı ateşleyeceğiz.
BİZ ONLARI ÇÖZDÜK ZATEN: TOGG'umuzu yaptık mı, TCG Anadolu'muzu yaptık mı. Ben size inanıyorum. Allah’ın izniyle sandıkları siz patlatırsınız. Bunlar yatsın kalksın, hala salatalık, domates, patatesle uğraşsın. Bizim davamız büyük. Biz soğanı masanın üzerine koyar, yumruğumuzu vurur ve soğanı da öyle yemesini biliriz. Bu ülkede ne soğan derdi var, ne patates derdi var, ne de salatalık derdi var. Bu ülkede dert olan ne varsa biz onları çözdük zaten." (Duvar)