CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir cumhurbaşkanı az konuşur, öz konuşur, hala bunu kavramış değil. İlla her gün konuşacak. Alsın aynayı karşısına, otursun sabahtan akşama kadar konuşsun. Böylece kendi egosunu tatmin etmiş olur. Hükümeti bıraksın, Merkez Bankası karar alıyor, bu ülkenin Başbakanı var, konuşacaksa Başbakan konuşur. Bu ülkenin Merkez Bankasından sorumlu bakanı var, konuşursa o konuşur, sana ne. Sen icra organının başındaki kişi değilsin ki sen Cumhurbaşkanısın, Oturacaksın orada 77 milyon yurttaşı kucaklayacaksın sen" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile ilçede esnaf ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu, 2009'da 24 saatte 363 kişiyi tıraş ederek Guinness Rekorlar Kitabı'na girdiği belirtilen berber Ercan Buyruk'un yeni açtığı salonda tıraş oldu. Kılıçdaroğlu daha sonra bir kahvehaneye giderek burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Afganistan'ın başkenti Kabil'de Türk askerlerinin bulunduğu araca düzenlenen saldırı ile ilgili Kılıçdaroğlu, "Bunun arkasında neler var, hangi güçler var onu takip ediyoruz" diye konuştu.
"DIŞ POLİTİKANIN BİZİ GETİRDİĞİ NOKTA, DÜNYADA YALNIZLAŞMAK OLARAK ORTAYA ÇIKTI"
Türkiye'nin izlediği dış politikanın çöktüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Bu dış politika Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırdı. Eğer bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Batı'da televizyonlarda, gazetelerde alay konusu oluyorsa bundan ulus olarak bizim onurumuz rencide oluyor. Dış politikanın bizi getirdiği nokta, dünyada yalnızlaşmak olarak ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Türkiye dünyadan bu boyutta dışlanıyor. Gönül isterdi ki Türkiye, gerçekten de bulunduğu coğrafyanın gereği olarak, bölgesinde lider olabilsin, sözü dinlenen bir ülke olsun, siyasetçiler konuştuğu zaman AB'den, ABD'den, Ortadoğu'dan, Kafkaslar'dan herkes dinlesin, 'Acaba ne oluyor, neler söyleniyor' diye ama bütün bunların hepsini maalesef unuttuk. Geldiğimiz nokta, dış politika açısından son derece dramatik bir nokta. Ne Suriye'de, ne Irak'ta, ne Mısır'da, ne İsrail'de, ne İran'da ne de AB'de bizimle ilgili güzel şeyler söylenmiyor. Baskının, şiddetin arttığı, devlet otoritesinin baskıcı bir hale geldiği süreci yaşıyoruz" dedi.
"EĞER BİR ÜLKEDE MEDYA ÖZGÜR DEĞİLSE O ÜLKEDEKİ HALK DA ÖZGÜR DEĞİLDİR"
Vatandaşların yaşadığı baskıyı Meclis'te milletvekillerinin de yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Medya da aynı baskıyı yaşıyor. Bakın bugün bir gazetemizde, devletin gönderdiği bir müfettişin yazı işlerine nasıl baktığını hep beraber gördük. Bizim tarihimizde böyle bir şey yoktu. Medyayı biz özgür biliriz, özgür olması lazım. Eğer bir ülkede medya özgür değilse o ülkedeki halk da özgür değildir" dedi.
"CUMHURBAŞKANIYSA, BULUNDUĞU KOLTUK NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU YAPSIN"
'Şah Fırat Operasyonu' operasyonu ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu, "Çök özür dilerim ama halkın sözünü kullanmak zorundayım. Yani bir cumhurbaşkanı her şeye maydanoz olmaz. Kusura bakmasın her şeye maydanoz oluyor. Cumhurbaşkanıysa, bulunduğu koltuk neyi gerektiriyorsa onu yapsın. Oradan kaçtılar mı, kaçmadılar mı? Kaçtılar. Vatan toprağını terk ettiler mi, etmediler mi? Ettiler. Süleyman Şah Türbesi'ni imha ettiler mi? Ettiler. Nereden geçtiler oraya Kobani'den gittiler. Dün gazetelerde fotoğraflar vardı, nasıl gittiklerini hepimiz gözümüzle gördük. Başbakan ayrı telden, Cumhurbaşkanı ayrı telden çalıyor. Kim doğruyu söylüyor? Cumhurbaşkanı ise bulunduğu koltuğun hakkını versin, onun gereğini yapsın" dedi.
"HIRSIZLIKLARIN MERKEZİ OLMUŞ BİR VAKFA GİDİYORSUN AÇILIŞ YAPIYORSUN"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; "Bir cumhurbaşkanı az konuşur, öz konuşur, hala bunu kavramış değil. İlla her gün konuşacak. Alsın aynayı karşısına, otursun sabahtan akşama kadar konuşsun. Böylece kendi egosunu tatmin etmiş olur. Hükümeti bıraksın, Merkez Bankası karar alıyor, bu ülkenin Başbakanı var, konuşacaksa Başbakan konuşur. Bu ülkenin Merkez Bankasından sorumlu bakanı var, konuşursa o konuşur, sana ne. Sen icra organının başındaki kişi değilsin ki sen Cumhurbaşkanısın, Oturacaksın orada 77 milyon yurttaşı kucaklayacaksın sen. Kalkıyorsun hırsızlıkların merkezi olmuş bir vakfa gidiyorsun açılış yapıyorsun. Rüşvetin merkezi değil mi orası? Merkezi. Devletten ihale alanlar, ihalenin bedelini götürüp TÜRGEV'e yatırıyorlar. Bunu bilmeyen mi var. Kalkıyorsun Cumhurbaşkanı olarak, çok özür dilerim ama, utanmadan gidiyorsun orada yurdu hizmete açıyorsun. Böyle rezalet olur mu? Yetti artık bu kadar rezalet. Bu ülke bu kadar rezaleti kaldırmıyor artık. Hırsızlık nerelere ulaştı artık."
"TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKI SENİN İÇİN KULLANILDI, SARAYINDA OTURUYORSUN"
Deniz Feneri davada beraat kararı verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Adı yolsuzluğa bulaşmış insanı kendi özel uçağına alıyorsun. O özel uçak sana devletin vergileriyle alınan uçaktır. Sen oraya yolsuzluk yapanları bindiremezsin. Bu ülkeye yazık günahtır. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkı senin için kullanıldı, sarayında oturuyorsun. Elektrik masrafını bu ülkenin işçisi, köylüsü, memuru ödüyor. Hala bunun hakkını vermiyorsun. Kalkıyorsun sabah, öğle, akşam gece konuşuyorsun. Yeter yav, yeter artık. Bülent Arınç boşuna söylemiyor 'Bu ülkenin yarısı bize düşman gözüyle bakıyor' diye. Onun yüzünden, bırakın bu ülkeye biraz huzur gelsin. Otur oturduğun yerde adam gibi otur. Böyle rezalet mi olur?" dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Kılıçdaroğlu, CHP'nin Parlamento'da olduğu sürece bu ülkeye başkanlık sisteminin gelemeyeceğini, demokrasi mücadelesini sürdüreceklerini söyledi.
(DHA)