Yüksekdağ’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Yunanistan seçimleri ve Syriza
“Umudun direniş yolunda ilerleyenler, bu karanlık yazgıyı önemli bir biçimde değiştirdi. Bugün sağımız, solumuz, önümüz arkamız zaferlerle dolu.
“Kardeş Yunan halkının ve kardeş partimiz Syriza’nın kazandığı zaferi kutluyorum, sevinçlerini paylaşıyorum. Kriz ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyen Avrupa Uygarlığı’na karşı kazanılmış büyük bir zaferdi. Bu zafer hepimizin geleceği ve başarısıdır. Tek başına aydınlığa yürüyeceğimiz bir yol tasavvur etmedik. Her zaman kurtuluş yok tek başına dedik.
“Yunan halkının kaydettiği başarıyı, kendi başarımız olarak görüyor, bu başarıyı büyüteceğimize söz veriyoruz.
“Yunan halkı bu kaderi köklü bir biçimde değiştirdi. Halkın özgücünün ve seçme şansının olduğunu gösterdi.
“Avrupa’daki sömürge mekanizmaları beklemiyorlardı. Bu zaferin, kendi egemenlik çıkarlarının risk altında olduğunun farkındalar.
Kobani
“Kobani ve Rojava’ya baktığımızda ikinci kutlu mücadelenin sonucunu görüyoruz. 134 gün boyunca devam eden şanlı Kobani direnişi büyük bir zaferle kazanımını, tarihsel iradesini ilan etti. Kobani’deki zafer dünya halklarının ezilenlerin zaferidir. Tüm Ortadoğu halklarının geleceği ve umududur, yeni yaşamın göstergesidir. Hepimize kutlu olsun.
“Bu direniş zor yollardan, acılı yollardan geçti. Bu yollarda gösterilen her direniş, her çaba tarih yazmak anlamına geliyor. 134 gün boyunca Kobani için direnenler tarih yazdı.
“Bu bütün insanlığın ve cesaretin başarısıdır. Karanlık kıyıcı ordu karşısında insanlığın, aydınlığın ve iyiliğin ordusu kazandı. Ağır silahları, tankları ve toplarıyla, kimyasal silahlarla Kobanê’ye girdiler, Şengal’e girdiler. Ama geldikleri gibi gittiler.
“Kobani düştü, düşecek” diyenlerin tarihteki sonu gelmiştir. Kazanacak diyenlerin tarihteki yeri şimdi başladı, bizim günlerimiz başladı. Öncelikle YPG ve YPJ savaşçılarını, onlarla dayanışma içinde olan ölümüne sahiplenen, Peşmerge güçlerini, sol özgürlük güçlerini saygıyla selamlıyorum. Sınır boylarında ölüm ve yorgunluk, saldırganlık pahasına nöbet tutan, halklarımız, ‘Kobani benim emeğimdir, geleceğimdir’ diyen Türkiye halklarımızın emeğini selamlıyorum. Her zaman söyledik, yine söylüyoruz; ‘Tarihte son sözü direnenler söyler.’ Tıpkı bugün olduğu gibi.
“Kobani zaferini ilan ettikten sonra hükümetin kem sözcülerinden bazı sözler duyuyoruz. Umarız ‘Kobanê’de gösterdiğimiz çabayı, oynadığımızı rolü unutmazlar’ diyorlar. Bu sözler karşısında sadece şunu söylemek istiyorum. Bizim bildiğimiz ve asla unutmayacaklarımız var. ‘Düştü düşecek diyenleri bu halk unutmayacak. O tırlardaki silahları asla unutmayacağız. Sınır boylarında IŞİD çeteleriyle sarmaş dolaş olmuş asker fotolarını unutmayacağız. Sınırda öldürülen kadınları, gençleri unutmayacağız. 6-8 Ekim günlerinde bugün gelsin diye katledilen canlarımızı unutmayacağız. Öldürülen 50 insanımızı, yurttaşımızı unutmayacağız. Öldürülen insanlar için tek bir soruşturma açmadınız. Bunları asla unutmayacağız. Hükümetin oynadığı ve unutulmayacak rollerinizdendir bunlar. Biz bunları asla unutmayacağız.
“Artık doğuda da batıda da kazanabiliriz. SYRİZA’nın başarısı bunu söylüyor, Kobani’nin zaferi bunu söylüyor. Başarabiliriz. Bugün artık bütün Türkiye halkları, bu zalim despot yönetimden korkmasın. Bugün Türkiye halklarının çok büyük bir gücü var.
“Bu karanlık lekeyi ortadan kaldıran şanlı Kobanê direnişçileri, Kobanê halkları tüm halklara güven vermiştir. Güveneceğimiz çok büyük bir güç var. Bütün Türkiye halklarının dayanacağı çok büyük bir güç var. Kobanê’deki direnenlerimiz, Yunanistan’daki SYRİZA partisi var. HDP var, sizin partiniz var. Kazanacağımızı bileyerek ve buna olan inancımızı daha da büyüterek ilerliyoruz.
‘Dış politikayı Somali’de yapıyorlar’
“Türkiye’deki siyasi iktidarın dış ve iç politikası çöküş noktasına gelmiştir. Dış politikası çöktü, komşularıyla kavgalılar, dört tarafında tek bir komşuları yok. Hal böyle olunca dış politikayı gidip Somali’de yapıyorlar. Başka çareleri yok. Böyle bir dış politika izlemeye devam ederseniz, Somali’de, Malezya’da yapmaya devam edersiniz.
‘Stratejik derinliğiniz sığlığın dik alası’
“Çökmüş Suriye politikası üzerinden yeni Ortadoğu politikası geliştireceklerini itiraf ediyorlar. Sizin stratejik derinliğiniz, sığlığın dik alası. Dış politikanız Akdeniz sularında kıyıya vurdu. Bütün bölge politikanız yanıtsız kaldı. Böyle bir zeminde yeni Ortadoğu’yu nasıl inşa edeceksiniz. Ortadoğu’da yeni inşa ediliyor. Ortadoğu halklarıyla, Kürtlerle, Ezidilerle, Türkmenlerle dost olun. Bölge politikasını özgürlük, kardeşlik ve barış çerçevesinde geliştirin. Gelin Rojava’ya dost olun. Rojava’da kurulmaya başlayan yeni Ortadoğu’yla dost olmazsanız, kaybetmeye mahkumsunuz.
Cumhurbaşkanı’nın sözleri
“Bu koşullar içinde Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi ‘Kuzey Suriye’de bir şey oluyor’. İstediğiniz kadar Kuzey Suriye’yi kabul etmeyin. Bu gerçek kendisini size dayatacaktır. Bir şeyi düzelteyim. Kuzey Irak değil Güney Kürdistan, Kuzey Suriye değil Rojava’dır orası. Ama siyasi iktidar bunları öğrenecek, yeni isimleri öğrenecek. Güney Kürdistan’da da Rojava’da da bu değişimi yaratan siyaset, ondan bundan icazet alarak kurmadı kendisini. Bugün bu noktaya gelindiyse, büyük bir halk iradesi şekillendiyse, halklarımızın bağımsız özgücüyle gelişmiştir, ortaya çıkmıştır. Kimsenin onayına ve icazetine ihtiyacı yoktur.
‘Kobani’yi yeniden kuracağız’
“Cumhurbaşkanı ve hükümete düşen sorumluluk, Rojava’yı ve kantonlarını tanımaktır. Türkiye halklarının dostu ve müttefiki olarak ilan etmektir. Bunu başaramazsasınız, geride kalan Ortadoğu’nun parçası olursunuz. Biz yeni Ortadoğu’nun ve yeni Türkiye’nin yolunu nereden geçtiğini çok iyi biliyoruz. Biz bu yeni sürecin görevlerine de, kazanımlardan ve zaferlerden aldığımız güçle, daha iyi bir biçimde sahip çıkacağız.
“Petrolün, paranın, ağır silahların gücünden başka bir bilmeyenlere, imanla, cesaretle ve emekle neler başarabileceğimizi bir kez daha göstereceğiz. Kobani’yi dimdik yeniden kuracağız. Bunun için Türkiye halklarımızı bu tarihsel insanlık seferberliğine çağırıyoruz. Kobani’yi, Rojava’yı halklarımızı sahiplenmeye dayanışma hareketimiz daim olsun. Türkiye ve bölgedeki halkları ve kucaklaştıran büyük gücü ayağa dikmeyi başarabilirsek, karşımızda hiçbir güç duramayacaktır.
‘Çözüm sürecini bırakmak isteiyorlar’
“Halkımızın birliği ve gücüyle bu iktidar değişmek zorunda kalacak. Çözüm sürecini ortada bırakmak istiyorlar. İki yıl oldu. Atılan atımlar tek taraflı olamaya devam ediyor. Çözümsüzlük siyaseti ve gerilim çatışma dili kullanılıyor. İki gün önce, Davutoğlu, Diyarbakır’a gitti, Kobani’ye selam söyledi. Aradan iki gün geçti, Cumhurbaşkanı Başbakanın söylediğini yalanlayan açıklama yaptı. Bu halk hangisini esas alacak. Bu çözümsüzlüğün ta kendisidir.
‘Başbakan’a sınıf başkanı muamelesi’
“Çözüm sürecinin ve bu siyasi yürütmenin sorumlusu, muhatabı kimdir? Defalarca sorduk, yine soruyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakana ‘sınıf başkanı’ muamelesi yapmaya devam edecek mi? Baş yetkilisi sorumlusu o. Başbakan da onun tarafından atanmış sınıf başkanı. Bizim bile zorumuza gidiyor, kaldıramıyoruz.
“Başbakan gecikmeli de olsa, selam söyledi, Kürtçe öğrenme isteğinden bahsetti, bizi memnun eder. Bu gecikmiş bir istek, ama Kürtçe çalışma isteğini böyle dile getiren bir Başbakan’a, aynı zamanda şunu söyleme hakkına sahibiz. Kürtçe çalışmaya gösterdiğin hevesi, önünde bekleyen müzakere taslağına çalışmaya göster. Türkiye’nin barışını ve geleceğini belirleyecek bir taslak bu, mutlaka çalışmak zorundasınız. Bu olmazsa, çözüm sürecinin geleceği aydınlık değildir.
“Cumhurbaşkanı çıkıp, partimizi çözüm süreci masasıyla tehdit ediyor. Söylemleri güvensizlik tavrını yansıtıyor. O, sarayda oturacak kadar güvenli, 16 askeri dizecek o güveni gösterme isteğini de sergiliyor. Biz o çözüm masasını, Cumhurbaşkanının, Başbakanın veya hükümetin icazetiyle kurmadık.
“Seçimlerden sonra bizim yerimiz tartışmalı değildir. Ama hükümetin yeri güvende değildir. Bunu çok iyi bilsinler. HDP daha güçlü gelerek, siyasette yerini koruyacak, ama AKP Hükümeti’nin 2015’teki seçimlerden sonra siyasetteki durumunun ne olacağını bilemiyoruz. Ne oldum demesinler, ne olacağım desinler.
‘Barışın teminatı HDP’dir’
“HDP’nin seçimlerdeki başarısı ve güçlü kazanımı, Türkiye barışının da gerçek çözümü olacaktır. Türkiye barışının kazanmasını istiyorsa, halklarımız, HDP’nin kazanmasına güç vermelidir, onay vermelidir. Barışın teminatı HDP’dir, çözüm teminatı Cumhurbaşkanı değil, hükümet değil halklarımızdır, halklarımızın partisidir. Siyasi hesaplarının, otoritenin saplantısı haline getirmeyeceğiz çözüm sürecini. Bu süreci hükümete harcatmayacağız.
İç güvenlik paketi
“Mermer gibi İç Güvenlik Paketi’yle karşımıza çıktılar. Türkiye toplumundaki demokrasi talebinin önünü açmak için değil, duvarlar kurarak böyle paketler çıkarırsınız. Bu paket, halkın güvenliğini tehdit paketidir. Yarın öbür gün sadece Kürtler değil, ana muhalefet pozisyonunda olan partimiz değil, sol demokratik, sosyalist, özgürlük mücadelesi yürütenler değil, bütün kesimler, AKP hegemonyası dışında kalan bütün kesimler, bu güvenlik paketinin altında kalacak.
“Saltanat ilan etme hesapları içinde olanlar, kendilerine yas ilan ederek, Kral Abdullah’ın kurduğu meclise başkan olmak isteyenlere yol vermeyeceğiz.
‘Ak çıktınız ama sütünüz kirli, adınız kirli’
“Tek meclis olacak, hazretleri de onun başkanı olacak. Türkiye’de Kral Erdoğan hayalleri kuruyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Böyle bir sisteme ve yaşama geçirilmesine asla izin vermeyeceğiz. HDP, 2015 seçimlerinde yüksek bir temsille meclise girecek ve bu gidişatı durduracak. Bunun için diyoruz, korkmayın partinize güvenin, Kobani’de de Yunanistan’da da güvenin. Bu meclis altında da güvenin. Siz bize güvendikçe, saltanat ilan edecekler muradına eremeyecek. 2015 seçimlerinde de ulaşacağımız günleri de bayram günlerine dönüştürmek için ilerleyeceğiz.
“Halkımızı zulümle otoriteyle değil, yoksulluk ve yolsuzlukla sınamaya çalışanlar, dört bakan eskisini akladılar. Sütten çıkmış ak kaşık gibiler. Mevlana’nın bir sözünü hatırlatmak isterim. ‘Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır, ama önemli olan sütten çıktıktan sonra sütte bıraktınız kirdir.” Ak çıktınız ama sütünüz kirli, adınız kirli. Bu sizin peşinizi bırakmayacak.
‘Sokağa çıkan halkımızı saygıyla selamlıyorum’
“29 Ocak’ta greve çıkacak metal işçilerine selam ve saygılarımı gönderiyorum. Bugüne kadar grevlerde, direnişlerde ortaya konulan alın terini temsil eden işçi kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Metal işçilerinin yanında olacağız. Özgürlük, onur, barış için sokağa çıkan halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Yahudi soykırımının yıl dönümü
“Bugün aynı zamanda Yahudi soykırımının yıl dönümü. Yıllar öncesinde faşizmin karşısında soykırıma uğrayan Yahudileri anıyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 27 Ocak 2015, 16:51