kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Beştaş: Nasıl inandırıcı olacaklar?

KCK iddianamelerinin yüzde 80'i usulsüzce yapılan dinlemeler üzerine kurulurken, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından İçişleri Bakanlığı'na getirilen Efkan Ala, "Bu çete, güneyde bir ilimizde vali, belediye başkanını, emniyet müdürünü, tüm parti teşkilatlarını dinlemiş.

Beştaş: Nasıl inandırıcı olacaklar?
Ne münasebetle dinliyorsun?" açıklamasını yaptı. Ala'nın açıklamalarını değerlendiren BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, "Dün biz bunu söylerken, hükümetin en üst etkilileri bu operasyonları savundu. Bizzat başbakanın kendisi bunu savundu. KCK operasyonları söz konusu olunca bu söylediklerimiz duyulmadı. Nasıl inandırıcı olacaklar? Biz hükümetin pratiğini esas alırız" dedi. 

Türkiye'de özellikle muhalif kesimlere yönelik olarak açılan soruşturmalar ve ardından hazırlanan iddianamelerin en dikkat çeken yanı, bu iddianamelerin büyük bir kısmının ortam ve telefon dinlemeleri üzerine oluşturulması oldu. Usulsüz olarak yapılan telefon ve ortam dinlemeleri, yargılananların avukatları ve insan hakları örgütleri tarafından sürekli gündeme getirilirken, AKP hükümetinin ise bu konuda bugüne kadar herhangi bir açıklaması veya yargıya yönelik herhangi bir uyarısı dahi olmadı. 2009 yılının Nisan ayında başlatılan ve dalga dalga olarak sürdürülen "KCK" operasyonlarında gözaltına alınan veya tutuklanan binlerce kişinin iddianamelerinde öne çıkan şey, yaptıkları telefon görüşmeleri veya yasal toplantılarda yaptıkları konuşmalar üzerine oluşturulmuş iddialar ile polis ve savcıların bu dinlemeler üzerine yaptığı yorumlardan ibaret olarak ortaya konuldu. Binlerce sayfalık "KCK" davaları için hazırlanan iddianamelerin yüzde 80'i usulsüz dinlemeler üzerine kurulu "sözde" delillere dayandırılırken, hukukçuların ve insan hakları temsilcilerinin yaptıkları itiraz ve açıklamalara hükümet kanadından hiçbir yanıt verilmediği gibi, bizzat AKP hükümetin en yetkili ağzı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından "KCK" operasyonları birçok kez yaptığı açıklamalarla savunuldu.

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından ne değişti? 

"KCK" operasyonları ve muhalif kesimlere yönelik soruşturmalarda hükümetin dinlemelere ilişkin tavrı bu şekilde iken, 17 Aralık'ta gerçekleştirilen ve bakan çocuklarının da tutuklandığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından hükümetin dinlemelere ilişkin tavrı değişti. Öyle ki, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda çocuğu tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler'in istifa etmesinin ardından İçişleri Bakanlığı'na getirilen Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, dün bir televizyon programında yaptığı konuşmada, "Bu çete, güneyde bir ilimizde vali, belediye başkanını, emniyet müdürünü, tüm parti teşkilatlarını dinlemiş. Ne münasebetle dinliyorsun?" açıklamasında bulundu. 

'Dün biz bunu söylerken…' 

İçişleri Bakanı Ala'nın açıklamalarını ve hükümetin rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından "yargıya" yönelik tavrının değişmesini BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, DİHA'ya değerlendirdi. Yaşanan hukuksuzluklara karşı 5 yıldır "imdat" dediklerini belirten Beştaş, hükümetin bu sesini ise "çeteler" hükümete dokunduğu zaman duyduklarını belirtti. "Bu ülkede hukuk yok diyoruz. Yargıyı siyaset yönlendiriyor diyoruz. Belediyelerimizin, parti il ve ilçe binalarımızın dinlediğini sürekli ifade ettik" diyen Beştaş, şunları dile getirdi: "Dün biz bunu söylerken, arkadaşlarımız tutukluyken, hükümetin en üst etkilileri bu operasyonları savundu. Bizzat başbakanın kendisi bunu savundu. Hukuk herkese lazım olur dedik. Hukuk devleti herkese lazım. Ama Kürtler söz konusu olunca, KCK operasyonları söz konusu olunca bu söylediklerimiz duyulmadı. Bugün o hukuksuzluk onlara dokunduğu zaman imdat demeye başladılar. Nasıl inandırıcı olacaklar. Bizim açımızdan inandırıcılıkları yok." 

'İnandırıcı olmaları için…' 

AKP'nin bu durum kendilerine dokunduğu için "hayır" dediğini belirten Beştaş, "İnandırıcı olmaları için hak ve özgürlükler temelli bir yaklaşım içerisinde olmaları gerekiyor. Biz hükümetin pratiğini esas alırız. Hükümet bu hukuksuzluğu önleyecek adımları atmak zorundadır. Bu açıklamalarının hukuki altyapısı yoktu. KCK davalarındaki iddianamelerin yüzde 90'ı aşkın bölümü dinlemelere dayanıyor. Biz bunu yargıdan değil, hükümetten bekliyoruz artık. Yapacağı tek şey demokratikleşmektir. Bu dinlemeleri, artık kendileri söylüyorlar. Gereğini yapmak zorundadırlar. Yasal düzenlemeleri yapmak için önlerinde engel yok. Bir günde bunu yapabilirler. Meclis çoğunlukları var. Bu bütün Türkiye halklarının yararınadır" değerlendirmesinde bulundu. 

'Kendileri de arkasında durdular' 

AKP'nin "hukuksuzluğu" kendisiyle sınırlı tutmasının inandırıcı bir durum olmadığını ifade eden Beştaş, "Geçmişte Kürt muhalefetine yönelen, KCK operasyonlarındaki kararlar hükümetten bağımsız değildir. Kendileri de arkasında durdular. Bugün bu hukuksuzluğu kendileri de gördüler. Sadece hukuksuzluk bana yapıldığında 'kötüdür' denmemeli. Hükümete düşen 'zararın neresinden dönülürse kardır' anlayışıyla, demokratik bir Türkiye için eşitlik ve özgürlük yolunda gerekli düzenlemeleri yapmasıdır" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2013, 13:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER