kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Zayıf Halkalar

Her şeyin inşa edicileri de, üzerlerine her şey inşa edilenlerde zayıf halkalardır. Şöyle ki hem mahkeme ye gücü onlardan sağlarlar hem de sanık sandalyesine de onları oturturlar.

Zayıf Halkalar
ALİYA DÜŞÜNMEZ - YÜKSEKOV AGÜNCEL

Ekonomik ve insan gücü açısından zayıfların çok eskilerden beri süregelen yazgısıdır bu. Yazgı diyerek yumuşattığım için af buyurun. Gerçekte insanın kirlenmişliğidir.

Ağır koşullarda, karın tokluğuna emekleri çalınarak, yaşamalarına izin verilenler onlardır. Ölümleri sadece nüfus kütüklerinde kayıtlarının düşülmesi gibi basit bir işlemle sınırlıdır.

Dünyanın her yerinde ve var olan her güç odağında aynı kaderi paylaşırlar. Her ölümde ben onların tabutlarını değil, insanlığın çürümüşlüğünün yerden kaldırıldığını izler gibi oluyorum.

Zayıf halkalarıdır bunlar insanlığın. Günah keçileridir. Bazılarının kendi olanaklarını güçlendirmek için kullandıkları payandalarıdır. Sonra  çarmıha gerenler de yine kendileridir. Zayıf halkalara her şey reva görülür. Ölümcül riskler söz konusu olduğunda ilk sıralara adlarını yazarlar, nimetler söz konusu olduğunda listenin altlarına ustaca itilişlerini hayretle görürsünüz. Oysa emek onların, kahır onlarındır. Herkes bilir ama düzen farklı işlemektedir ve o düzen herkesten daha güçlüdür. Çünkü herkes bir şekilde onun oluşumunda pay sahibidir.

Bu insanlar için, bu insanları korumak adına yola çıkanlarda da durum sonuçta aynı anlayışı kendi içinde, farklı biçimlerde üretmekle sonuçlanır. Zayıf halkanın inancı defalarca kırılır. Ama yine inanır, çünkü başka bir seçenek bırakılmamıştır. Öyle kahredici bir kıstırılmışlık içindedir ki, sonucu, süreci bilir ve bile bile kendini bırakır.

Binaları onlar inşa ederler. O binalardan elde edilecek kazancın kırıntısı ile yetinmeye zorlanırlar. İş güvenliği için hiç bir masrafın yapılmamış olması sorun değildir. Çünkü zayıf halkalar tükenmez, ölebilirler ama çoklukları bu ölümlerin boşluğunu hızla doldurur. Bu değişmezliğe bel bağlanır. Ölenin yeri nasılsa kısa sürede doldurulur. Zayıf halkalar güçlüler nazarında kocaman bir okyanus gibidir. Kullanıma açık ve hiç tükenmez. Bu yüzden ederi hep daha azdır.

İş ortamlarında da öyledir. Zayıf halkalar orda da vardır. İşin tüm yükü onlara yıkılır ama ödüllerini hep ensesi kalınlar veya onların torpillileri toplar. Emeğinin, alın terinin peşkeş çekilmesini, iç çekerek seyreder. Ay sonu faturalar, kira vb... borçlar ile kuşatılmıştır çünkü. İtiraz etse, kapının önünde bulur kendini. İşsizlik cehennemle özdeştir çünkü metropol yalnızlığında.

Mesela çamur at izi kalsın sözü, ensesi kalınları kapsamaz kanaatimce. Çamur yalnızca zayıf halkada tutunabilir. O çamur altında boğulur hatta. Herkes gerçeğin ne olduğunu bilir ama zayıf halkadır, savunulmaya değer bir yanı yoktur. Hakikat mi! Ona ilgi öleli çok oldu bence. Söz konusu zayıf halka ise, hakikat küçük bir detaydır. Çünkü onun üzerinden aklanacak vicdanlar, aklanacak güçlüler vardır. Bir günah keçisi yaratmadan, gerçeğin yükünü omuzlayamaz  ensesi kalınlar. Herkes bilir aslında günah keçisi arandığını ama kendisi olmaması kaygısı ve koşulu ile hızlı bir uzlaşı doğar. Harcananın ne olduğunun bir önemi kalmamıştır artık. Önemli olan, bundan sonra süre giden hayatlarında bir kesinti olmayacağıdır. Sessiz antlaşmalarla  alınmıştır tüm garantiler. Sözsüz, dolaylı ifadelerle.

Hakikate ilginin ölümüne tek kanıt zayıf halkanın başına gelenler değildir tabii. Güçlüler için tam tersi bir süreç işler. Zayıf halkanın küçücük bir hatası, tüm insanlığın kaderiymişçesine büyütülürken, güçlünün tüm kabahatleri küçültülür. İlgi gücünedir çünkü. Gerisi kurcalanmaması gereken detaylardır. Oysa güçlüler verdiklerinden fazlasını alarak güçlenmişlerdir. Bu alışkanlıkları da hep devam edecektir. Bu kültürü bilmeyenler ise zayıf halkalardır. Onlar, almayı öğrenemeden ölürler.

Biz zayıf halkanın ahlakını, zihniyet dünyasını içimizde taşıdık hep. Bir gün mutluluğun oradan inşaa edileceğine inandık. O vaad hep gecikti. Vicdana olan inancımızda tükendi. Herkeste bir sarhoşluk, bunu izlemekten de yorulduk.

Alın terimizi çalın, hayatlarımızı kendi hayatlarınız için harcayın. Günah keçileriniz olarak çarmıha gerin. Düştüğümüz yerde ahımız biter. Olasılık bu ya, belki mahşerde kesişir yollarımız.

Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2014, 10:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER