Yüreğim Umutsuzluğun Pençesinde

Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, yanan yürekleri anlamayarak empati kurmayı bilmek istemeyenler, fikri ziyan, karnı tokça yüksek ses çıkaranlar, halkların dillerini, edebiyatlarını, tarihlerini inkar edenler ve öten her bülbülün ötüşüne eşlik eden sesler, fikirler…

Yüreğim Umutsuzluğun Pençesinde
 CUMHUR KORKMAZ- YÜKSEKOVA GÜNCEL

Umutlar, insanları hayata bağlayan ve beklenilen hayallerin gerçekleşmesini sağlayarak, belki yaşanılan anı yaşanılabilir hale getiren, yaşayan bütün canlı ve cansız varlıkları güzelleştiren bir gelecek iken umutsuzluğun pençesinde yaşamaya alışmak, umulan bütün hayallerin üstünde kara bir bulut çekmekten aciz olmamayı kabullenmektir.
 

  Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, karanlık bir ortama düşen gözlerimin izini sürmek, yüzümdeki hüzünlü bir tebessümün farkındalığını anlamak, yaşadığım anı yaşamamak, umutsuz kol gezen insanların hayatlarının bezginliği altında, sözcükleri ve kelimeleri çaresiz bırakmak… 

Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, başımda dolaşan kara bulutlar, ses çıkaran korku görünümlü metal yapıları, çevremde dolaşan yalancı oyunlarla verilmiş boş sözler, bir lokma ekmeğin peşine düşmüş insanlar, tarlasında tutunamayan çiftçiler ve gözyaşları bir türlü dinmek bilmeyen analar, babalar ve genç insanlar… 

Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, yağmurlarla barışık olmayan gökyüzü, memleketime zamansız gelen sonbaharlar, toprakla iç içe yaşamayı unutmuş çocuklar ve vakitsiz  bir şekilde yaşamaya kendini adamış gençler delikanlılar… 

  Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, teknolojinin hayatımıza soktuğu yersiz ve gerçek dışı dedikodular, zalimlerin mazlumlara yaydırdığı zulümler, ziyanlar ve insanların istemediği halde sesi yükselen savaş naraları, çığlıkları, korkuları… 

Yüreğim umutsuzluk pençesinde diye; darda, zorda kalmış insanlar, bitmek üzere olan hayaller, zemheriye saplanmış umutlar, sokakta selamlaşmayı dahi unutan insanlar ve bağ bahçeme artık gelmek istemeyen kuşlar, güvercinler… 

Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, savaş sözcükleri ile donatılıp söylenen şarkılar, mürekkebi hep kara akan kalemler, kurdu sürüye saldırtan zihniyetler ve akordu bir türlü tutmayan bağlamalar, gitarlar… 

Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, toplumları halkları anlamayıp birbirine kutuplaştıran koltuklar, unutulan Feqiyé Teyranlar, Yunus Emreler, Ehmedé Xanéler, Mevlanalar ve unutulmaya mahkum edilmiş değerler, sevgiler… 

  Yüreğim umutsuzluğun pençesinde diye, yanan yürekleri anlamayarak empati kurmayı bilmek istemeyenler, fikri ziyan, karnı tokça yüksek ses çıkaranlar, halkların dillerini, edebiyatlarını, tarihlerini inkar edenler ve öten her bülbülün ötüşüne eşlik eden sesler, fikirler… 

    Evet yüreğim umutsuzluğun pençesinde yaşamak bu kadar ağır ve zor ise gelin hep birlikte bu zorluğu ve umutsuzluk ortamını bitirelim kardeşçe…

Güncelleme Tarihi: 17 Ağustos 2015, 01:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER