Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
Özdemir Asaf
Bir vadiden diğerine savrulan yankım, serçeler ardına düştü mü yollar boyunca...
Dağların kıvrımlarında izini kaybettirdiğin oldu mu hiç! Serçelerin şaşkınlıklarına, gizlendiğin kayaların ardından bakıp bakıp gülümsedin mi?
Yağmurlar yolunu kesti mi? Kar, rüzgarla el ele verip soğuğunu iliklerine kadar hissettirdi mi? Yoksa güneşin yakıcılığında, bir yudum sudan yoksun anlarını mı düşünmeliyim...
Kulaklarında hangi sesler, gözlerinde hangi resimler kaldı. Kaç halini bildin mesela insanın.
Yorulduğun zaman, hangi çocuğun bakışlarındaki inanç dizlerine derman oldu? Aklında beliren bir sima oldu mu hiç!
Halkının haklı çocuğu olmanın onurunu yalnızca kendinle mi yaşayacaktın.Peki yalnızca sen ve sen gibilerin bilebileceği bu duyguyu kim anlatacaktı? Bizi yoksun mu bırakmayı planladınız, geceleri aydınlatan yıldızların eşliğinde ettiğiniz uzun sohbetlerinizde...
Bir çılgınlık haline yoramam, kendinden büyük bir yüke omuz veren seyrini. Bir çaresizliğe de...
Hangisine yorsam kabahate sayarım, sen bilirsin ama en iyisini sen bilirsin.Tarih değişim için kurban istiyor diye bağrıldığında, gerekliyse ben varım demende ki nedeni.
Haklı öfkesine kurban olduğum, gözlerine baktığımda bir halka reva görülene isyanın tüm alevlerini görüyorum. Tabii daha çok onlar için yarınları yaratma arzularının ışıltılarını.
Gözlerine baktığımda halkımı, gözlerine baktığımda insanlığı, gözlerine baktığımda kendimi görüyorum...
Çoğalmak seninki. Yazgına, bir sürü yazgıyı çelik tellerle bağlamak gibi...
Rojavada, Şengalde, Maxmurda, Kerkükte... Bugünlerde yine seninkine benzer sesler duyuyorum. Biraz serinliyor kalbim. Bir yanımda iç çekişler büyüse de.
O yankı oradaysa, yetişir analara, çocuklara, yaşlılara diyorum.Yetişir elbet. Nesilden nesile aktarılan bir emanete dönüşümüne hayran kaldım.
Şimdi serçeler, umutları sen, bakışları sen ama kendileri başka olan çocukların seslerini yakalamak için kanat çırpıyor.
Yaralı bedenine merhem olsun, bu kesintiye uğramadan büyüye duran masal. Daralan göğsüne soluk olsun, sana ait olanında içinde olduğu seslerin çoğala duran yankısı...
Gülüşünün, yüzüne neden bu kadar yakıştığını düşündükçe daha iyi anlıyorum.İçine halkım, içine hakikatim sinmiş. O yüzden büyülü, o yüzden doyumsuz bir tatda...
Sen hep gül, sen güldükçe çözülüyor buzlarım. Sen hep gül, sen güldükçe doyuyor özlemlerim.
Dünüm, bugünüm ve yarınım. Cümlenin hep başına dönüyor gibi görünsekte, bilki her dönüşümüz daha güçlü oldu.
Sevgi sana yakışır. Sana yakışır anılar, sana yakışır umut ve yarınlar...
Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2014, 10:31