Varoluşunuzu tasarlamak , diğer tasarımlara benzemez. Kendinizin de bir boşluk içinde olduğu bir halde, nelerin sizin için anlamlı olduğunu, nelerin bir anlama denk düşmediğini keşfetmeniz gerekir. Bunun için de hayatın içinde bir çok karşılaşmayı yaşamanız ve o anlarda his ettiklerinizi dünyanızda bir yerlere not etmeniz gerekmektedir.

Hayat size karşı cömert ise, yani bir çok zenginliğini tatmanızın olanağını sunmuşsa, kendinizle ilgili farkındalığınız da o kadar çeşitlilik arz eder. Tasarımınızı oluştururken hem detaylar daha yoğundur, hem de renklilik oranı o denli güçlü olacaktır.

Nasıl bir insan olmak istediğiniz zihninizde belirginleştikçe, artık hazırda var olan hali ona göre gözden geçirmek kaçınılmaz olacaktır. Kendinizi "o" kılabilmeniz için izleyeceğiniz yol da belirginleşmektedir çünkü. Kendinizde taşıyacaklarınızda, kendisinden kurtulacaklarınızda aynı şekilde belirginleşmektedir.

Varoluşunuzun bağlı olduğu esasları görmektesinizdir artık. Hayatın geri kalanı, diğerlerinin olmaya çalıştığınız insan ile olan ilişkisine göre şekillenecektir. Zedeleyenleri kalbinizden uzaklaştırırken, besleyenleri kalbinize yakın hissetmeye başlarsınız.

Tabii, yolculuğunuzu etkilemek, sizi olmak istediğiniz insandan uzaklaştırmak isteyenlerde olacaktır. Mesela sabırlı olma özelliğiniz olsun istediniz. Sabrınızı zorlayan bir çok duruma rağmen, sabrınızdan caymanıza neden olacak bir çok mantıklı gerekçeye rağmen koruyabilecek misiniz!  Bu sizin kendi tasarımınızla aranızdaki tutkuyla ilişkili işte. Tasarımınıza ne kadar bağlı iseniz, gerekçeler de o kadar küçülür.

Gideceği yeri bilmeyene her sapak yol gibi görünür. Gideceği yeri bilene ise her engel, yoldan kaldırılması gereken olarak görünür.

İnsan kendi duygu dünyasına yararlı ve zararlı olanı, olmak istediği insana bakarak görür. Bir tasarımı yoksa, o duygu dünyası yol geçen hanına döner. Birbiri ile çelişen hisler arasında, ters akıntılara yakalanmış kayıklar gibi, alabora olmaktan, boğulmaktan kendini koruyamaz.

Günümüz koşullarında kendini gerçekleştirmeye doğru yolculuk, her zamankinden daha zorlaşmış durumda.  Koşullar tarafından öyle kuşatılmışız ki, kendimiz üzerinde düşünmeye zaman dahi zor bulunuyor. Yaşamın gerçeğinden kimseyi koparmak istemem. Ama her insanın olabildiği kadar kendinin, nasıl bir insan olmak istediğine dair düşünmesinin önemli olduğuna inanıyorum.

Toplumlarda öyle, nasıl bir toplum olmak istedikleri net olan toplumlar, tutumlarını ve tercihlerini ona göre yaparlarsa, iyi ya da kötü, onu takdir hakkı kendilerinde olmak kaydıyla, en azından kendi istedikleri sonuca ulaşmış olurlar diye inanıyorum.

Rüzgarlarda savrulan yapraklar gibi, sonuç ellerine verildiğinde ama umduğumuz bu değildi hayıflanmasına ve rastgeleliğine düşmemeleri için önemlidir.