kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Şehriyar’ın Varisleri

Bu hafta kadın yazarların sizlere hangi konuda yazacağını düşünmelerine gerek kalmadı maalesef. Özgecan ve Özgecanlar…

Şehriyar’ın Varisleri
ALİYA DÜŞÜNMEZ- YÜKSEKOVA GÜNCEL

Yaşananla ilgili söylenmedik söz, yapılmadık tespit de kalmadı. Özgecan şahsında birikmiş olan her şey kendisini dışa vurdu.  İfade edilenlerin üstüne ekleyecek yeni bir sözüm yok.  Özgecan’ın kendisine mi yoksa dört duvara sıkışmış yüzlerce, binlerce Özgecan’a mı üzüleyim şaşkınlığından başka.

Belki de Şehrazat’tan kalma gelenektir, belki ondan çok öncesinden. 1001 gece süren korkularını, Şehriyar’ı dönüştürerek aşmak. Kadın hep dönüştüreceğine inandı. Sabrını ve emeğini aynı kapta yoğurup, yaratıcılığıyla buluşturarak…

Şehrazat’ın geleneğinde bir aşınma yok ama Şehriyar’ın varisleri umutsuz vakaya dönüşmüş gibi. Kadınlar ümidini kesip, tepkisine sarılıyorsa başkaca açıklayamam bu durumu.

İnsanlıktan uzaklaşmanın, insanlıktan çıkmanın kurgusu dolaşıyor. O kötülüğün büyüsüne kapılmaya eğilimli erkekler, o kurguya can veriyor, yeni boyutlar kazandırıyor. Hangi ıssız sokakta ya da boş minibüste bir kadının canına dolanacağı belirsiz…

Şehriyar’ın vasiyetnamesi kaybedilmiş olsa gerek, çevresini saran kötülük kurgusunun müridi erkekler tarafından. Yoksa orda yazmış olmalıydı, kötü olmanın tadı ile güzel olmanın tadı arasındaki farkı.

Şehriyar, kötülüğünden korktukları için kendisine boyun eğenleri gördüğü gibi, güzelleştiğinde kendisine hayranlık duyanları da gördü.

 İlkindeki itaate rağmen, kendisini hiçbir zaman ikincisindeki kadar güvende his etmedi. Çünkü etrafındaki insanlar onun karşısında gerçek duyguları ile bulunma cesareti kazandılar. Birileri kendisine, Şehrazat’ın hediyelerini sormuş olsaydılar, muhtemeldir ki en büyüğü olarak bundan bahsederdi.

Bu keder, yüzlerce yıllık ömre sahip ve hala büyüyor. Yaşam şartları ile kadınların tüm korkularını göze alarak hayata katılma zorunlulukları arasındaki bağ da derinleşiyor. Oysa hayata dahil olmak, bu dünyaya gözünü açan her insanın temel hakkı. Bu hakkın kullanımından söz etmek bile lüks haline gelmiş.

Görünen o ki hayat ile algılar çarpışıyor. Üretim ilişkileri değişmiş, refah düzeyi değişmiş ama alışkanlıklar bu değişime direniyor. Eski zamanlardaki gibi kadınların evle ve toprakla sınırlı ekonomik faaliyetleri başta metropoller olmak üzere kent toplumunda kendisine yaşam olanağı bulamaz.

Yaşamdaki tüm değişimlerin, erkeklerin yaşantısında değiştirdikleri kadarının, kadının yaşantısında da gerçekleştiğini görmek gerekir. Hayatın içinde yer alma hakkını salt hak bağlamından ele almayı bıraksak bile, hatta bu hakkın kullanımı yasaklansa bile, yaşam koşulları o yasağın cezasını göze almayı dayatacaktır.

Kadını ev içinde düşünenler, kendi refah düzeyleri açısından meseleyi ele almaktalar. Metropolde asgari ücretli tek kişinin gelirine bağlı bir ailenin yaşam imkanı konusunda ya fikir sahibi değiller ya da o günler hatırlarından tamamen çıkmıştır.

Sadece bu zorunluluklar bile hayatı, kenti, sokakları, çalışma alanlarını, ulaşım araçlarını, eğitim ortamlarını kadınlar için güvenli hale getirmeyi gerekli kılmaktadır.

Güvenilir toplum, haklarından yararlanabilen bireyler vb. tüm övgüye değer kaygıları bir yana bıraksak da, sadece geniş kitlelerin gelir düzeylerinin durumu bunu dayatmaktadır.

Özgecan şahsında yarım kalan tüm hayatları anıyor, ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.

Güncelleme Tarihi: 18 Şubat 2015, 10:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER