Sarı bir fotoğraf düşüyor gözlerimin önüne. Sarı ve kuru. Su ki, yokluğu da, varlığı da hikayelerin sebebi. Çılgınlığını da, sessizliğini de biliriz.
Siz şu anda evinizde oturuyorsunuz ya da işyerinizde ya da herhangi bir yerde…
Hayat, yüreklerden kopan bir sevginin duygu selidir kimi zaman…
İnsan yeryüzüne inmiş bir karanlıktır. Yaşarken aydınlanacağı umulmuş sanki.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün yayınlanan "Karşıtlık ve yandaşlık adlı iki putu kıralım" başlıklı köşe yazısında neden başkanlık sistemi istediğini sıraladı. Hakan'ın yazısı şöyle:
2 Kasım Çarşamba günü. Diyarbakır-Suriçi’yle Nusaybin’den sonra bu defa da Cizre’nin sokaklarında yürüyoruz.
Bir mumun aydınlığına saklıyorum yüzümü.
Ölümle başlamam beni ve hepinizi ürpertmiş olabilir. Ama ne yazık ki bizim gerçekliğimizdir. İlk yazımda bunları söylemek yerine yaşamın güzelliklerinden bahsetmek isterdim. Ama ne yazık ki bulunduğumuz coğrafya buna izin vermiyor. Ana erkil topluluğu bıraktığımız günden beri savaşlarla katliamlarla tutuklamalarla uyuduk ve uyandırıldık.
Çağlayan Adliyesi’nde dün sabah.
Vicdan taşıyan insanın; huzurlu bir andan, içten bir kahkahadan, küçük bir mutluluktan, yediğinden içtiğinden, sıcak bir dam altında olmaktan, hatta yaşamaktan utanç duyduğu günlerdeyiz.
Açık bir akılla yazmak istiyorum, aklın yanıltıcılığına kendimi bırakmak.
Barıştan gitgide uzaklaşıyoruz. Yaşadığımız dünya artık çok daha tehlikeli. Ne yazık ki öyle.
Yıllarımı verdiğim saniyelerini bile ayırmadı...
Yüreğim çıkmazlara girmiş çaresizce unutulmuşların diyarındayım bugün. İnsanlar, hayvanlar ve yaşama dair ne varsa hiçbiri merhem olmadığı günlerin izleyicisiyim garipçe.
Kurumuş yeşilini ve kurumuş turuncusunu usulca alıp kaçıyor gözlerimizden. Bulutlar dolusu bir ıslaklık, ve soğuklukla gidişini kolaylaştırıyor sanki.
Rojbaş Gülsüma Ana, Silvan’da n’aparsın, n’edersin?..
İnsan bir faktördür. Etkilenen ve etkileyendir. Bu nedenle hayatta neyin önünü açıp, neyin önünü kapattığının farkında olmalıdır.
"Jötem, diyerek geride bıraktıklarınıza gülecekler..."
Bazen hayat keşkelere sarılır husumete uğramış gibi, hep yalnızlığına kapıldığını zannettiğin anda bile merhametini esirgemeyen ve varlığını hep hissettiren en büyük ve güzel varlığa senalarla...
Sabah önce Şırnak’tan bir telefon alıyorum. Çok sevdiğim Pepule Çay Bahçesi’nin işletmecisi Jihad:
Ahmet Hakan, Haber7 yazarı Esra Elönü'ye röportaj verdi.
Göğü, yağmur taşıyan bulutlarla dolu olsa da, o bulutların üstünü ışıkla örtenlerdendi.
Sulh Ceza Mahkemelerine Saray’dan talimat gidiyor:
Memleketi zor günler bekliyor.
Reklamcıyı, reklamvereni, televizyon kanallarını, yapımcıları, oyuncuları içeren bu dünya bir dipsiz kuyu. Bu kuyunun yeni düzenini size anlatacağım, yorum sizin.