“FETÖ’nün bir kaos planı daha deşifre oldu. Sandık hırsızlığına göz yuman ve kendilerini sözde sivil toplum kuruluşu gibi gösteren Oy ve Ötesi oluşumunun arkasında FETÖ’nün olduğu ortaya çıktı… FETÖ medyasından tam destek gören Oy ve Ötesi’nin örgütle bağlantısının deşifre olmaması için yoğun çaba sarf eden Paralel Yapı, bu yüzden oluşuma uzakmış gibi davranmayı tercih ediyor.

Oy ve Ötesi ekibi de bu bağlantının deşifre olmaması için gönüllülerini genellikle CHP’li ve HDP’li genç kitle ile Gezi eylemlerine destek veren kişilerden seçiyor… Oy ve Ötesi platformu FETÖ ile bağlantılı görünmemek için tanınmış yazar ve sanatçıları da bu çatı altında buluşturuyor. Ahmet Hakan, Cüneyt Özdemir, Enver Aysever, Cem Yılmaz, Elif Şafak, Ayşe Arman, Koray Çalışkan, Özgür Mumcu, Başak Şengül, Meltem Cumbul, Hazal Kaya, Mehmet Günsur, Mert Fırat, Özge Özpirinçci, Tuba Ünsal, Levent Üzümcü, Gani Müjde, İlber Ortaylı ve Ozan Güven gibi ünlü isimlerin desteğiyle manipülasyon yapan ve taraftar toplayan Oy ve Ötesi’ne Gülen Örgütü’ne ve Gezi olaylarına desteğiyle bilinen T24 internet sitesi de büyük destek veriyor.”
 
Bu saçmalıklar curcunası utanç verici paragraf 22 Ekim günü Star gazetesinde yer almıştı. Ondan önce, yani 7 Haziran seçimleri sırasında da Yeni Şafak, Oy ve Ötesi’nden “Şaibe Çetesi” diye bahsederek bir dizi haber yapmıştı. Akit ve Akşam gazetelerinin göz yaşartıcı gayretlerini de unutmayalım, hatırları kalır.
 
Bir klasik tabii: Sevmedikleri, dolayısıyla akıl ve ilkeli içeren bir şey gördüklerinde, AKP’nin konjonktürel düşmanlarını bir araya getirip “İşte hepsi toplandı bize karşı komplo kuruyorlar” diye bağırmak. Bir paragraf içinde yapılabilecek tüm mantık hatalarını yapmak, Cemaatin yanına, “yaşam tarzı” perspektifinden her daim düşman olacak temsilcileri, bu özel durumda sanatçıları, yazarları koymak… Dediğim gibi zeka kırıntısı dahi barındırmayan yandaş medya taktiklerinden.  
 
**

Gazetelerin dışında Twitter’ı da ‘güzel’ kullanıyorlar. Hatırlayınız en son Ankara katliamıyla PKK arasındaki bağı kurabilmek için iki-üç Twitter hesabını hedef göstermişlerdi. (https://goo.gl/Bi4cp7) Şimdi başka türlü bir fenalık yaptılar: “Oy ve Hilesi” diye bir hesap oluşturdular. Hesap yeni fakat takipçisi 42 bin. Sansürlenen Jiyan.org sitesi yazarı Efe Kerem Sözeri nasıl olduğunu Medium’da yazmış. Meğer yarı çıplak fotoğrafını koyup aşkla vs. ilgili özlü sözler paylaşan @iremçevik adlı –belli ki yine uydurma- hesabı almışlar, ismini değiştirmişler ve had safhada bir yaratıcı göndermeyle Oy ve Hilesi yapmışlar. Ama tabii bu devirde hile için bile bir miktar bilgi, bir miktar da zeka gerekiyor. Twitter’da bir hesabın adını değiştirebilirsiniz ama kimlik numarasını değiştiremezsiniz. Ve o kimlik numarasını örneğin Google’da aratınca @iremçevik ve onun ilişkilerle ilgili müthiş tweetleri çıkar. Makyevelist rezaletin son perdesi!
Bu “Oy ve Hilesi”nin hilesi öyküsü sizleri güldürmüş olabilir ama aslında düşündürmeli.
Oy ve Ötesi’ni karalamak için nasıl bir organizasyona girişildiğini görmeli ve düşünmeliyiz.
 
Şunu: AKP’nin bir siyasi parti olarak en kötü yanlarını her sabah bir kağıda basılmış vaziyette bize gösteren bu yayınlar neden Oy ve Ötesi’nden rahatsız?

Yandaş medya ve demek ki AKP, Oy ve Ötesi’ne niye kafayı taktı?

Sizce kim Oy ve Ötesi gibi tamamen gönüllülerden oluşan ve seçim güvenliği alanında çalışan bağımsız bir sivil toplum kuruluşundan rahatsız olur?
Kim ve niye?
 
“Kim”i belli. “Niye”sini ise söylemeye benim dilim varmıyor. Sadece bu tavrın Oy ve Ötesi’nin kurulma sebebini pekiştirdiğini belirtmekle kalayım. Demek ki, bizim seçim güvenliği ve vatandaşlık haklarıyla ilgili bilinçlendirilmeye tahmin ettiğimizden fazla ihtiyacımız varmış. 
Demek ki, tehlike sandığımızdan büyükmüş.

**

Öyleyse, bu tehlikeye inat, Oy ve Ötesi’nin 1 Kasım seçimleri için neler yaptığına ve nelere ihtiyaç duyduğuna şöyle bir bakalım.

-Bu seçim için şu anda 55 bin Oy ve Ötesi gönüllü müşahidi hazır. Seçim günü bu rakam aşağı yukarı 70 bini bulacaktır. Çünkü günde 3 bin kişi gibi bir katılım ivmesi sözkonusu. Yani 7 Haziran seçimlerinden fazla.

-43 il ve 168 ilçeye dağılıyor müşahitler. Zannedilenin aksine Doğu ve Güneydoğu’da çok güçlü Oy ve Ötesi. Batman ve Diyarbakır gönüllülerinin güvenlikle ilgili endişeleri var ama “Seçim varsa biz de varız” diyorlar. Batman ilçe sorumluları 7 Haziran’daki gönüllü sayısına ulaştıklarını, üstelik bu gönüllülerin çoğunun ‘aileye’ yeni katıldığını söylüyor gururla. Ama daha fazla gönüllüye ihtiyaç duyulan kentler de var: Sivas, Kayseri, Mardin, Adıyaman, Şanlıurfa, Zonguldak, Çorum, Amasya, Trabzon, Isparta, Kahramanmaraş, Kütahya ve Afyon. Bu şehirlerde olup da katılmak isteyenler, hadi, hiç geç değil. 20 saniyede oyveotesi.org adresinden kayıt olabilirsiniz. Sonra sizi arayarak atandığınız sandığı söylüyorlar. Sahiden iş değil. Ama vatandaşlık görevi.

-Neden biliyor musunuz… Çünkü hileyi hurdayı yanlışı engelleme gücünüz var. Oy ve Ötesi’nin yeni yayınladığı bir rapora göre gönüllülerin yüzde 48'i usül ve/veya uygulama hatalarına itiraz edebildi. Ve bu itirazların yüzde 90'ı kabul edildi. 

Aynı rapora göre en çok yapılan hata, usule uygun olmayan şekilde, kabine refakatçi ile girilmesiydi. Yasa sadece fiziksel engellilere refakat etmeye izin verdiği halde, buna uyulmadığı görüldü. Bu seçimde de buna dikkat etmek gerekecek belli ki.

-Seçim gecesi yani sandıklar açıldıktan sonra da iş bitmiyor. Gönüllülerden gelen ıslak imzalı tutanaklar T3 adlı özel yazılıma giriliyor ve resmi sonuçlarla Oy ve Ötesi’nin sonuçları karşılaştırılıyor. Geçtiğimiz seçimde tüm Türkiye’deki tutanakların üçte iki o gece okundu ve bulunan farklılıklar 48 saat içinde siyasi partilere bildirildi. Yine aynısı olacak.

**

Tüm bu saçmalığa, seçim yorgunluğuna, her gün ayrı bir darbe alan demokrasi ve hukuk kavramlarına rağmen bıkmayan, usanmayan Oy ve Ötesi gönüllülerine demokrasiye birebir katılım ne demektir bize gösterdikleri için şimdiden teşekkür ederim.

Siz varsınız diye içimiz rahat.
Radikal