Kendi ana dilinden kültürün den, örf ve adetlerinden kaçmak siyasetini, edebiyatını, giyim-kuşamını, davranışını taklitçilik üzerine kuran inşa eden bireyler ve toplumlar kendi özünden uzaklaşan yabancılaşmanın en trajik örneklerini oluşturmaktadırlar.

        Kültür, toplumsallaşmanın ürünü olarak doğar bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi yaratımlarının eserlerinin tümü, o toplumun kültürüdür. Bizim yapmamız gereken hakikatimizi kaybetmemektir. Eğer hakikati kaybetmişsek biran evvel kaybettiğimiz hakikatimizi bulmamız gereklidir.  Hakikati nerede ve nasıl bulacağız, aslında bu sorunun yanıtı 'ne ararsan kendinde ara’ sözünde gizlidir.  Yani eğer biz hakikati arıyorsak bunu insanın kendisinde ariyacağız hakikatin insanın özünde olduğunu bilinciyle yola çıkacağız ne ararsan kaybettiğin yerde ara sözünden hareketle hakikati da kaybettiğimiz yerde aramalıyız gönümüzde yaşayan toplumlarda hakikat çalınmıştır. Hakikat gizlenmiştir. Bu yüzden hakikate ulaşmak için her zaman mücadele etmek zorundayız. Artık uykudan uyanma zamanıdır. Kendi korkularından arınmanın zamanıdır. Kendisine karşı korkak olan herkese karşıda korkaktır. Kendisine karşı cesur olan herkese karşıda cesurdur.

Hakikat  bütün olduğundan her türden parçalanma özünde hakikaten uzaklaşmak anlamına gelir bu nedenle insan kendini asla herhangi bir şeyin parçası olarak görmemelidir .doğru olanı insanın kendisini bir şeyin parçası değil  o şeyin  kendisi olarak görmelidir. Yani  birey kendini yaşadığı   toplumun kendisi sayması gerekli eğer parçası sayarsa bu düşünce insanı sorumsuzluğa ve pasifliğe davet eder ben benim ben toplumum öncesi sonrası yok demeli.

            Bilgi  ve hakikat arasında bir bağ vardır kendini bilmek tarihini bilmek büyük önem taşır  kendi başlangıcını bilmeyenlerin tarih bilgisi her türlü kötülüğün kaynağı olan cehalettin  de temelidir. kendini bilmek tüm bilimlerin- ilimlerin  başı olduğu gibi bireyin kendisiyle mücadele etmesi de  tüm mücadelelerin başıdır ve aynı zamanda başarı koşuludur hakikatle bağlarını koparan bir insan bir kukladan  farkı yoktur. Eğer kendini bilmek tüm bilimlerin temeliyse kendini bilmenin yolu da tüm öncesini bilmekten geçer. öncesini bilmeyen yaşadığı anıda bilmez ve dolaysıyla geleceğini de doğru temeller üzerinde inşa edemez  insan öncesin olumlu yada olumsuz  ne olursa olsun bilmelidir  ancak o zaman doğru çizgide rotasını çizebilir .Saygılar