Kendi penceremizden yansıyanlar diye karalamak istiyorum,
Bana ayrılan tertemiz duvara anı defteri misali…
Ve temiz bir hatıra kalsın diye öyle güzel yazmam gerekiyor ki vazgeçilmez olsun, bir o kadar da akıcı ve dile hoş gelen sözcükler kullanmalıyım ki; ahengi bir olsun dağılmasın tespih taneleri gibi bir o yana bir bu yana ve saçıp savrulmasın her anı ve alı konulmasın şeytanlar tarafından…
Karanlığın şerrinden sabahın rabbine bırakmalıyım esirgenmiş düşlerimi
Kalem tutana kadar yazacağım dilimin döndüğünce ve öylece ışığın sustuğu yerde karanlığın başladığını hepimiz biliriz ve geleceğe ışık tutmak kadar kutsal bir durum olamaz.
Bizi var kılan ellerin bir maruzata kalmaması dileğiyle karanlığı yaşayan gönüllere bir su serpilircesine bir hali andırmalı ve gamı kederi silip atmalı yürekten.
Bir ses çıkmalı bin ahengi olmalı bir sesten ve hak edenlere haykırmalı bazen içten gelmese dile gelmeli cevap olarak ''zalimler için yaşasın cehennem...
Bir durağı olmayan seyyahlar gibi olmalı ve durduğun yerde bile akmalı bir ırmak misali akışına bırakılmadan yolunu bularak
Hayatta ne olursa olsun gönülden dilemeli, bir ahengin doğması için yol olmalı, ayak olmalı en sağlamından, beli bükmemeli ve dimdik durmalı ne varsa alnının akıyla hayat iki kelime ;biri yaşam, diğeri malum;ardı olmalı sevgilerin ve öyleyse içten sevmeli yalnız bırakılmalı sevgili sevdalıya muhtaç olmasa bile..
''Yaşamdan ölüme bir soluk yolda Eğer ki gelmeler topraktan ise Demek ki gitmeler aynı yeredir'' cihetiyle akıbeti bilinmeli hayatın, Son deminde bile olsa ne yük olmalı ne de köstek, hep yol olmalı hep yoll…