NAZMİ TOKTAMIŞ- YÜKSEKOVA GÜNCEL
Doğrusunu söylemek gerekirse bir kelime ile başladığın, sevgiyi, aşkı, vuslatı, özlemi dile getirdik. Ama şimdi farklı bir pencereden dile getirmek istiyorum. Her zaman dile getirdiğimiz aşk ve sevgiyi şimdi ise onun niçin yaşatılması gerektiği inancı vuku buluyor. İçimizde aslında uzun lafın kısası derler ya dile getireceğimiz şu anda eradike edilen oral poliomiyelit hastalığının epidemik risk taşıyan ülkemizde komşu ülkelerde görülmesi ve ülkemize de sıçrama ihtimali bulunması dolayısıyla başlatılmış olan oral poliomiyelit aşı kampanyası ,halk arasında yanlış algılar yüzünden hayatı felç eden inanışlar ve bunun karşısında hastalıkla savaş halinde olan sağlık personelinin karşılaştığı durumlar…
Doğrusunu söylemek gerekirse bir kelime ile başladığın, sevgiyi, aşkı, vuslatı, özlemi dile getirdik. Ama şimdi farklı bir pencereden dile getirmek istiyorum. Her zaman dile getirdiğimiz aşk ve sevgiyi şimdi ise onun niçin yaşatılması gerektiği inancı vuku buluyor. İçimizde aslında uzun lafın kısası derler ya dile getireceğimiz şu anda eradike edilen oral poliomiyelit hastalığının epidemik risk taşıyan ülkemizde komşu ülkelerde görülmesi ve ülkemize de sıçrama ihtimali bulunması dolayısıyla başlatılmış olan oral poliomiyelit aşı kampanyası ,halk arasında yanlış algılar yüzünden hayatı felç eden inanışlar ve bunun karşısında hastalıkla savaş halinde olan sağlık personelinin karşılaştığı durumlar…
Çocuk felci, poliomyelit (poliomyelitis) veya polio isimleri ile bilinen hastalık; poliovirus adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilir ve sinirler ve kaslar da dâhil olmak üzere tüm vücudu etkileyebilir
Hastalık milattan önce de mevcuttu ancak 1840 yılında ilk defa İsveçli bir çocuk dokturu olan meddin tarafından hastalık tarif edilmiştir.1908 de hastalığın enfejsiyöz olduğu poliodan ölen bir insan medulla sipinalis homogenatının in okülasyonu ile maymunlara hastalığın nakledilmesiyle anlaşılmıştır.
Hastalık etkeni virüsün bulaşması hastalıklı kişiye doğrudan temasla, hastanın ağız ve burnundan çıkan sıvılarla veya hastalıklı kişinin virüs içeren dışkısı ile temasla olabilir. Virüs ağız veya burun yolu ile sağlam kişinin vücuduna girer, boğazda veya sindirim sisteminde yerleşerek çoğalır ve kan ve lenf (damarları) aracılığı ile vücuda yayılır. 1-4 yaşlarında (% 30 ikinci yaşta) daha sık görülür. Mikrobun kaynağı hasta insanların dışkısı ve boğaz salgılarıdır. Dışkı ile kirlenmiş su ve besinlerin yenip içilmesi veya kalabalık yerlerde havaya yayılan mikropların solunması ile bulaşmaktadır.
Hastalığın kuluçka süresi ortalama 7-14 gündür (5-35 gün arası).
- polio aşısının yapılmaması
- polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak
- hamilelik
- çok yaşlı veya bebek olmak
- ağız, burun veya boğazda yaralanma meydana gelmesi (diş tedavisi, bademciklerin alınması)
- virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemimizi bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)
- polio aşısının yapılmaması
- polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak
- hamilelik
- çok yaşlı veya bebek olmak
- ağız, burun veya boğazda yaralanma meydana gelmesi (diş tedavisi, bademciklerin alınması)
- virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemimizi bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)
Hastalık genellikle belirtisiz ve sinsi gidişlidir. Hafif ateş, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı-kusma gibi nezlede görülebilecek belirtiler ortaya çıkar. Kimi hastalarda hastalık bu belirtilerle sınırlı kalırken kimilerinde de kalıcı felçler ortaya çıkar. Çocuk ayağa kalkmakta veya yürümekte eskisine oranla daha fazla güçlük çekmeye başlar.Felç olan bölgede (genellikle bacaklar) kaslar sert ve kasılmış değil, yumuşaktır ve duyu kaybı yoktur.Bazı vakalarda solunum kasları ve diyaframa da felce uğrayıp solunum güçlüklerine neden olabilmektedir.Ölüm oranı % 2-20 arasındadır.Beyindeki solunum merkezinin de etkilenmesiyle bu oranlar % 40 lara kadar çıkabilmektedir.
Hastalığın tedavisi yoktur. Ömür boyu kalıcı sakatlıklara neden olabilmektedir.
Korunma: Aşılanma ile olur. Tüm dünyada çiçek hastalığında olduğu gibi kökünün kazınabilmesi için yoğun aşılama çalışmaları yapılmış ve birçok ülkede başarılı sonuçlar alınmıştır.
Geçmişten günümüze hastalığın eradike edilmesi adına rutin olarak aşı bütün dünya ülkelerinde yapılmakta 2. Ayın, 4. Ayın, 6.ayın sonunda inaktive (ölü,ipv) polio ve canlı olarak uygulanıp ayrıca 18 aylık iken ise pekiştirme dozu canlı olarak yapılmaktadır bunların dışında ilkokul 1.sınıfta iken karma şeklinde inaktive olarak enjekte edilmektedir.
OPV’nin en büyük avantajlarından biri polioviruslara karşı intestinal immünite sağlaması; dezavantajı ise, her 10 milyon doz OPV’ ye karşılık, aşıya bağlı 1 paralitik hastalığın ortaya çıkmasıdır Bu risk en fazla ilk doz OPV’ den sonradır
OPV içerisindeki canlı virüsün fekal-oral yolla başka kişilere de geçmesi ve yetişkinlerle immün yetmezlikli kişilerde paralitik hastalık şansının çok daha fazla olması nedeniyle OPV yetişkinlere, immün yetmezliği olan çocuklara ve aynı evde immün yetmezlikli bir hasta bulunan kişilere yapılmamalıdır. İshal, OPV uygulanması için bir kontrendikasyon değildir. Ancak ishal varlığında bağışıklığın tam oluşamayabileceği düşünülerek 4 hafta sonra aşının tekrarlanması gerekmektedir. Opv 'nin koruyuculuğu %90-95 dir. Çocuk felci aşılarının her iki çeşidi de, difteri, tetanos, boğmaca ve diğer çocukluk aşıları ile birlikte ve aynı gün uygulanabilir. Aşı uygulanmasından sonra annelerin bebeklerini emzirmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Aşıdan hemen sonra dahi bebeğe mama, süt ve diğer besinler verilebilir, herhangi bir süre kısıtlaması yoktur.
Hastalıktan korunmanın en kolay yolu aşı olmaktır.Bu durumlar gözden geçirilerek verilecek karar doğrultusunda her bebek ve çocuğun hiçbir şekilde aksi düşünülemeyip aşılanması gerekmektedir.
Yapılan aşı çalışmalarında karşılaştığımız durumlar kimi zaman düşündürücü ama sadece kulaktan duyma kimisi ise aşının dışında karşılaşılan başka başka haller…
Aşılama çalışmaları sırasında en çok karşılaşın durumlardan aşının kısırlık yaptığı ile ilgili bir durumun yıllar öncesinde başlanıp günümüze kadar sürmesi batıl inanç ve kulaktan duyma bilgilerle aşı yaptırmak istemediği ve çocuklarının sakat kalacağı içinde zehir olduğu vs. ifadelerle aşıların yapılmak istenmediği yapılan aşılama sırasında karşılaşılan durumlardır.
Aslında teorilerin çürütülmesi bilimsel çalışmalar ile alakalı hem de kanıtlanmış çalışmalar ile tespit edilmiştir. Kısırlık meselesi aslında hiç uzaktan yakından alakalı olmayan bir durum olup damla ağız yolu ile verildiği için kesinlikle böyle bir durumun oluşmasına imkân yoktur.
Reaksiyonların görülme sıklığı şöyle özetlenebilir sosyoekonomik kültür düzeyi düşük olan Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde hastalığın oluşması ve yayılması mümkündür. Bunların dışında aşı ağızdan damla şeklinde verildiği için aşının yapılma tekniğine bağlı olarak herhangi bir reaksiyon gelişmez…
Aşılama sırasında ekiplerin bir hayli gayret sarf ettiğini karşılaşılan durumlarında bazen mizahi durumların olduğunu belirterek karşılaşılan bir olayı kısaca dile getirip sonlandırmak istiyorum; yıllar önce böyle bir aşı kampanyası yapılmış o zaman bir köy sakininin kapısı çalınmış kapıyı açtıklarında aşı için gelindiğini ve ağızdan damla şeklinde verileceğini söylemişler. Ancak kadın daha önce kulaktan duyma batıl inanışla aşının insanları kısır yaptığın güvenmediklerini eve gelen doktora söyler. Doktor da biliyor ki ikna etmesi gerektiğini tekrar öne atılarak anlatır ve kadın en sonunda ikna olur doktor evde beş çocuğu aşılar ve çıkmadan önce evde başka çocuğun olup olmadığını sorar kadın hayır evde başka kimse yok der. Bunun üzerine gelen ekip evden çıkar ve tam arabalarına binecekleri esnada ağlama sesini duyar ve döner kadına şöyle der; ‘’ hani evde başka kimse yoktu. Kadında doktora hocam bari o sülalemizi devam ettirsin der. Ve ona aşının yapılmasını red eder.25.05.2014.22.22
Güncelleme Tarihi: 26 Mayıs 2014, 00:50