Çok da tutarlıdır. Ölürsün failini bulamaz, ‘Hop!’ dersin terörist ilan eder, hapse tıkar. Kafana üst geçit düşer, bina tepene yıkılır, şantiyedeki madendeki sorumsuzlukların kurbanı olursun, fıtrata fatura çıkarır, aradan çekilir.

Ama hassastır yani. Vatandaşını korumak söz konusu olduğunda gerekli yasakları gereğinden fazla ve geniş çaplı olacak şekilde yürürlüğe koyar.

“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” bizde devletin temelidir.

Bununla ilgili size çok minik bir örnek. Devlet-vatandaş ilişkisiyle ilgili bir tatlı ipucu.

**

Devlet okullarında –ilköğretim, lise farketmez-, internet MEB üzerinden TTNET tarafından sağlanıyor. Dolayısıyla hepsinin güvenlik ayarları tek bir merkezden yönetiliyor. Buna göre, malumunuz olduğu üzere, öğrencilerin –sonuç itibariyle öğretmenlerin de- internette dolaşmasının belli sınırları var. Yani resmi okulların bünyesinden internete girdiğinizde öyle her siteye giremiyorsunuz. Hatta dünyanın artık tüm ekonomik ve siyasi politikalarının parçası olan teknoloji devlerinin adreslerine de uğrayamıyorsunuz.

Facebook: YASAK

Youtube: YASAK

Twitter: YASAK

Skype: YASAK

Tüm Wordpress uzantılı siteler: YASAK

Tüm Blogspot uzantılı siteler: YASAK

Buralara girmeye çalıştığınızda karşınıza şu ibare çıkıyor: “Bu siteye erişim Milli Eğitim Bakanlığı internet erişim güvenliği politikası nedeniyle, Türk Telekom A.Ş. tarafından kurumsal güvenlik hizmetleri kapsamında kısıtlanmıştır.”

**

Yakın bir zamana kadar Memurlar.net, Kamudanhaber.com, Kamuajans.com da yasaklıydı, 15 gün önce açıldı.

Amma velakin yerine Samanyolu kapandı.

Evet, evet, devletin yeni (halihazırda müstafi) sahiplerinin eski dostu/şimdiki düşmanı Cemaat’in yayın organıSamanyolu Haber’in sitesine artık girilemiyor.

Hangi mantıkla? Hangi hakla?

Devletimizin hassas yapısı, biz sersem vatandaşlarını kendisi hakkında ‘ileri geri konuşan’ bu yayın organından koruma ihtiyacı duymuş olmalı. Mantık bu.

Neyse ki Radikal ve Hürriyet’e ulaşabiliyor Milli Eğitim’in okulları fakat videolarımız engellenmiş. Buradaki mantık ne? ‘Dam üstünde saksağan’ diye başlayayım, siz tamamlayın.

**

Gördüğünüz üzere devletimiz çeşitli yayınların ve platformların öğrenciler ve öğretmenleri açısından sakıncalı olduğunu düşündüğünden yasaklamış.

Peki sizce, kendi içinde zaten devletleri aratmayacak türden bir regülasyonu olan Facebook’a gelene kadar diğer tüm sakıncaları bertaraf etmiş mi?

Bir devlet okulunun bilgisayarını açın, internet tarayıcısını açıp örneğin ‘islam devleti’ yazın, google’ın size ilk sayfanın tepelerinde önerdiği enfalmedya.com’a tıklayın.

Şıkır şıkır açıldığını göreceksiniz. Keşke görmeseniz, keşke öğrenciler de görmese.

Çünkü burada IŞİD’in vahşi cinayetleri, katliamları, bedenden ayrılan kellelerin fotoğrafları övgüyle ortaya serilmiş vaziyette.

Sahiden çok sarsıcı görüntüler. Sözler.

İşte burada devletimizin sakınca tanımıyla ile evrensel ya da bazal insani değerler arasındaki uyuşmazlık devreye giriyor.

Devletimize göre bir öğrencinin bir bloga girmesi, Facebook’ta dolaşması sakıncalı ama IŞİD’in ‘Musul’da bir eşcinselin kafasını kestiği’ fotoğraf sorunsuz.

Bu nasıl bir aymazlıktır?      

NOT: Burada size hangi sitelere girilemediğini, hangi sitelere pekala girildiğini gösteren bir video yayınlıyorum. Bu videoyu bir imam hatip lisesinde idarecilik yapan cesur bir öğretmen çekti. Önemli bir detay olduğunu düşündüğüm için paylaşmak istedim.