Gülşeni şen kılan goncaları düşlüyorum yapa yalnızlığımla ve seni düşlerken bir sevdanın kara bağrında ve yoluna koyulmuş bir seyyah misali
sen iklimi ılıman ve kurak toprağı şenlendiren bir yağmur damlası
ben ise kurumaya yüz tutmuş yaprak misali…
sen heybetinle sevgiyi temaşa eden en güzel bir mevsimsin
güzelliğine aşina olunan ve sevdasına özlem duyulan en güzel mekansın gönülleri barındıran...
Uçurumun kenarında yapayalnız yürürken…
Güneşin en dik ışığıydı gözlerimizi kamaştıran ve soğukluğuyla en can alıcı ahengi ile suya hasrettik
Ya kan kızılı şaraptı ya da güzelliğin verdiği mestti kendinden geçiren
Bil ki; takdire şayan bir eda ve tebessüme boğan bir nisa idin
Ya güzellik seni bulmuş ya da sen güzelliğe aşina…
Beni alan sensin beni bende bırakmayan ve
Sen vuslatına özlem duyduğum en can alıcı hissimsin içimden bir kıpırtı ile başlayan...
Gözlerin feri gibi bir ahengi taşı öylece dursun içinde,
güzelliği saran yüreğim
Taşı beni öylece hem benliğine hem de yurduna...