kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Emekçi Cinayetleri Ve Kapitalizmin Körelttiği Vicdanlarımız

Türkiye sık sık işçi cinayetlerine sahne olan bir ülke. Bu cinayetleri kapitalist sistemin vahşiliğine bağlayıp işin içinden sıyrılmak yeterli değildir. Çünkü bu cinayetler sadece kapitalist düzenin bir sonucu olsaydı bu tür olayları en çok Avrupa ülkelerinde görürdük.

Emekçi Cinayetleri Ve Kapitalizmin Körelttiği Vicdanlarımız
MEHMET ÖZDİL - YÜKSEKOVA GÜNCEL

Halbuki Avrupa ülkelerinde demokrasi ve insan hakları alanında meydana gelen ilerlemeler sayesinde alınmış olan iş güvenliği tedbirleri sonucunda işçi ölümleri asgari düzeye indirilmiştir. Bu durumun yanında işçi hakları ve emeğin bedeli konusunda da önemli mesafeler kaydedilmiştir.

 

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise kâr oranını artırmak amacıyla işçilerin bütün hakları adeta gasp edilmiş ve işçiler ilkel denilebilecek koşullarda çalıştırılmaktadır. Bu tür ülkelerde sadece Emekçilerin toplu ölümleri yaşandığında kamuoyu tarafından tepki ile karşılanıp kısa bir süre sonra da bu cinayetler unutulmaktadır. İşçiler bizim ülkemizde hem çocuk yaşta çalıştırılmakta hem de emeklerinin karşılığı olan bedelin çok daha altında ücretlerle sömürülmektedir maalesef.

 

Bu durumu ispat etmek için fazla geriye gitmeye gerek yok sanırım. En son Mecidiyeköy’deki facia ile medyanın ilgisine mazhar olan emekçi ölümleri Soma faciasında da aynı ajite edici dille bize sunulmuştu. Peki merak ettiniz mi hiç; Soma katliamı ile Mecidiyeköy faciası arasında geçen sürede kaç emekçi iş cinayetine kurban gitti acaba? Merak etmemiş olabilirsiniz ya da ilginizi çekmiyor olabilir ama ben yine de size hatırlatayım ağustos ayına kadar kırkın üzerinde emekçi hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra çocuk işçi çalıştırma alanında da karnemiz kırıklarla doludur.

 

Peki hangimiz bunları medyadan öğrenerek alanlara çıkıp bu insanların aileleriyle dayanışma içerisine girdik?  Tabi ki hiçbirimiz. İşçi, emekçi mücadelesinin sadece lafta kaldığı bu ülkede hepimiz bu cinayetlerin suç ortağı durumundayız. Bunu kabul etmeyen orta sınıf devrimcileri olabilir. Acaba bu devrimci arkadaşlar bu mücadele adına konuşmaktan başka ne yapmışlardır?

 

Bu mücadele eksikliği bizi bu ölümlere sebep olan ve siyasetle girift ilişkiler içerisindeki ticari aktörlerden pek de farklı kılmaz diye düşünüyorum. Çünkü bu cinayet ve sömürülere karşı ciddi bir toplumsal muhalefet oluşturulabilseydi hem siyasal aktörler hem de müteahhit ve taşeronlar bu kadar rehavete kapılıp istedikleri gibi at koşturamazlardı.

 

Toplumsal algıyı bu odaklar adına yöneten özel sermaye veya bizatihi kamuoyu sermayesi ile yönetilen medyayı da unutmamak lazım. Çünkü her faciadan sonra bu emekçilerin ailelerine verilecek maddi ve manevi yardımları abartarak, iştahla anlatan medya organlarının da büyük çoğunluğu bu cinayetlerin suç ortağıdırlar. Hangi gurur okşayıcı terim insan hayatını geri getirebilir acaba? Somada iş kazası değil, iş cinayetine kurban giden emekçilere Şehitlik unvanı verileceği zaman basının bunu manşetlere taşıması bu emekçilere olan sevdalarından değildi tabi ki; amaç, hem siyasal hem de ticari aktörlere karşı toplumda oluşan tepkiyi yumuşatmaktı şüphesiz.

 

Toparlamak gerekirse insanlığın riyakârlaştığı çağımızda iş cinayetine kurban giden her bir emekçinin kanı hepimizin ellerine bulaşmıştır. Hepimiz doğrudan ya da dolaylı olarak bu utanç verici emek sömürüsü ve gaspına bir şekilde göz yumup destek vermekteyiz. Bu tür cinayetlerin önüne geçmek için demokratik, örgütlü ve güçlü bir toplumsal muhalefete ihtiyaç vardır. Aksi takdirde kaybeden sadece işçi sınıfı değil bununla birlikte sömürülerek ajite edilen toplumsal vicdanlarımız olacaktır.

Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2014, 22:56
YORUM EKLE
YORUMLAR
ayla
ayla - 11 yıl Önce

yüreğinize sağlık hocam çok gerçekçi yazılar yazıyorsunuz...

beyaz Kürt
beyaz Kürt - 11 yıl Önce

sınırlı ve süreli hayat vadeden bu dünyada fakirin yaşama hevesine ve heyecanına hayranım... özdil yoldaşın haktan fakirden emekten yana tavrından dolayı kutluyorum

SIRADAKİ HABER