Bekli de suskunluğu arz etmektir kendi arzuhalini düşünerek…

 Kim bilir hangi yangılara maruz kalmış, hangi kuytulara terk edilmiştir inceden inceye hayatları

 Çocuk olmak ikliminde bu sevdanın kendi gönlüne söz geçirememenin eseri misali kimi yalnızlığına terk edilmiş en can alıcı hali

Kimi suskunluğuyla ün salmış suskun; al şu bedeni dercesine bir ifade ile…

Benim içimde yangınlar var hala suskunluğumu arz ettiğim şu mısralarda var olmayı düşlerken yok olmayı hiç göz ardı etmemektir bir yana hayat…

Bak yine nasıl içerlendim desem anlatamam ruh halimi bilseniz bir türlü idare etmektir ve kabul etmektir çocuk olmak…

Artık ateşe körükle gidemem yıkıntılara sebep olacaksa hayatıma ve yıkıntıların arkasına sığınamam üzerime yıkılacağını bile bile

 Bir geçmiş göze alınır bir de beklenen gelecek gerisinin hepsi hile

 Zaman hem yakınır hem yakın bir ses ki ta derinden ve ötelerden yankılanan

 Hayatı ikiye bölen ya ölen ya da kalan nakaratlarıyla dile getiren

Aşk mı o geride kalmış sevgiliye duyulan özlem hem merhamet abidesi hem de metanet ya kısmet olur ya da illet

 Hakkın kaybolduğu bir ruhta iflah olmaz hep zillet

Vahşet bu yaşanan hep kulaklarda yankılanan ölümler

Hep izler durur kör sağırlar misali milletler

Ya yaşamaktır hayat ya da yaşatmak

Yol almış zaman kendine insanlık kendine lehine, varlık kendi lehine, herkes kendine

Zulüm bin başlı yılan misali biri maşriktedir biride mağripte

Artık bir dilde aşina bu nakarat biri ipte sallanır biri de kötülüğe batmış en dipte…

Çocuk olmaktır hayat ya yaşamak ya da yaşatmak olabildiğince güzellikle…