Değişimler her zaman beklenen yönde gelişmeyebiliyor. Gerekli miktarda titizlikle ele alınmamış ise, doğası etraflıca planlanmamış ise, bazen umut farklı iken sonuç çok daha başka olabiliyor.
21 yy.'a girerken umut edilenleri anımsıyorum. İnsanca değerlerin yükseleceği, pekişeceği bir yüzyıl olacağına inanılıyordu. Geldiğimiz nokta hiç iç açıcı değil.
Toplumun moral değerlerinde hızlı bir çözülme yaşanmakta, ancak alternatifi bünye sindirmediğinden kendini çürümeye teslim etmekte.
Kadınlara yönelik şiddeti kısmen de olsa konuşabiliyoruz ancak hala tecavüz mağduru olmak, tecavüzcüden daha fazla ayıplanma vesilesi olabiliyor. Bu gerçeklik içerisinde iken, çocuk istismarı gibi daha zorlu bir konuya nasıl gireceğimizi düşünüp duruyorum.
Üstünü örttüğümüz her konu, bir şekilde varlığını gittikçe yaygınlaştırıyor. Bununla ilgili aynı çevreyi paylaşan ve aynı çevrede çocukları, kardeşleri yeğenleri vb. olanlar olarak konuşmazsak, sorun içimizden birinin de kapısını çalabilir.
İlçemizde son iki haftadır, sivil toplum kuruluşları öncülüğünde toplantılar yapılmakta ve sorunun boyutları tesbit edilmeye ve buna yönelik alınabilecek tedbirler ile ilgili düşünce alışverişleri yapılmaktadır.
Yaşadığımız toplum içerisinde bu sorunu ortadan kaldırıcı bir yol ve yöntem geliştirmek gerekmektedir. Bu toplumun doğasına ters düşmeden, onunla karşıtlaşmadan ama soruna çözüm üretecek bir yol.
Çocuk istismarının ne olduğu, nasıl fark edileceği, istismara uğrayan bir çocuğun psikolojisi, istismar etme potansiyeli olanlarla ilgili hepimizin kendini bilgilendirebileceği bir dizi bilinçlenme toplantıları yapılabilir.
Önce bunu ilçe sakinleri arasında tartışılabilir hale getirmeli ve etrafında olan biteni görünür hale getirerek durumu beraberce kavrama konusunda birbirimize yardımcı olmalıyız.
Sonraki adımda bunun, gerek idari yapılar, gerek STK lar ile birlikte önlemek için ne tür yollar izlenebileceği ile ilgili tartışmalar yapılması gerektiğine inanıyorum.
Ailelerin, çocuklarını bu tür durumlara karşı kendilerini koruma konusunda eğitmeleri ile ilgili uzmanların sunumlar yaptığı toplantılara ihtiyaç olacaktır.
Pek çok ülkede gündemlerden birisi olan bu konuyla mücadele ile ilgili hayli bilgi birikimi oluşmuş durumdadır. Deneyimlerinden yararlanabiliriz. Ancak bunları kendi gerçekliğimiz ve toplumsal dilimize uygun hale getirme zorunluluğumuz vardır.
Bu sorunun toplumun katılmayı red ettiği yol ve yöntemlerle çözülebilecek bir sorun olmadığı bilinen bir durumdur. Herkesin dahil olduğu, dahil olmanın sorumluluğu ve meşruiyetine ikna olduğu bir tarz oluşturulmak zorundadır.
Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak, onların güven içinde büyüyebileceği bir yaşam ve çevreyi onlara sunmak, eğer ruh sağlığında bir sorun yok ise her yetişkinin kendini sorumlu göreceği kaygılardır.
Falancanın filancanın çocuğunun buna maruz kalması aslında herkesin çocuğunun da buna maruz kalma olasılığı alanı içerisinde olduğunu görmeyi gerekmektedir. Bu konunun kendi ilçemizdeki boyutlarını açığa çıkarmak için yapılan girişimleri önemli buluyorum. Tüm ilçeyi kapsayacak şekilde genişleyeceğini umuyorum. Herkesin kendi alanı ve yapabildikleri ile bu girişime kendisini katarak güçlendireceğine de inanıyorum.
Kendi çevremizi yaşayabileceğimiz şekilde sağlıklı hale getirmek, kendi çabalarımıza bağlı. Biz bunun kaygısını duyar, bulunduğumuz ortamı buna uygun hale getirirsek herkes kendi çocuğu için daha az kaygılanmak zorunda kalır.
Bu konunun kulak ardı edilemeyecek bir konu olduğunu, ilgili sivil toplum temsilcilerini dinlerken fark ettim. Bu süreç gerekli olgunluğa ulaştığında, hepimiz durumun ciddiyetini daha somut bilgilerle öğrenmiş olacağız.
Bir süre bu hastalığı konuşalım, araştıralım, tartışalım. Sonra nasıl başa çıkacağımızın yollarını, bu girişimin ilçemize öncülük etmesi ile hep beraber bulmaya çalışalım.
Güncelleme Tarihi: 06 Mayıs 2014, 21:35