AKP’de patron kim?
Erdoğan mı?
Davutoğlu mu?
AKP’de patron kim olacak?
Yine Erdoğan mı?
Davutoğlu mu?
Veyahut:
Erdoğan, bugüne kadar olduğu gibi ‘başkan baba’ gibi mi davranacak, yoksa anayasanın öngördüğü sınırlara mı çekilecek?
Bir başka soru:
Erdoğan, yeni hükümet oluşumları konusunda ‘kırmızı çizgiler’ çekmeye kalkışacak mı?
Yoksa AKP’nin büyükleri tarafından anayasanın kırmızı çizgilerikendisine hatırlatılacak mı?
Bu soruların yanıtlarını öncelikle verecek olan Davutoğlu’dur; AKP’nin büyükleri, yani beyaz saçlıları ya da ‘akil insanları’dır.
Erdoğan’ı uyarmak zorundalar.
“Patron’a bir koşu gidip soralım!” yerine Erdoğan’ı uyarmak durumundalar:
“Artık yerini bil, fiili başkan gibi davranma, anayasa ne diyorsa öyle davran!”
'Patron kim' sorusu yaşamsal
Erdoğan engeli aşılmazsa AKP’deki düşüş de durmaz. İstikrar da gelmez. Onun içindir ki: 'AKP’de patron kim' sorusu yaşamsaldır
AKP’de patron kim sorusunun yanıtı belli olmadan, Türkiye’denormalleşme kapısı açılamaz.
Tayyip Erdoğan anayasanın sınırları içine çekilmeden, başkanlık değil parlamenter sistemin geçerliği, yani anayasanın kırmızı çizgileri kendisine kabul ettirilmeden bu ülkede siyasal istikrarhayaldir.
Evet, AKP’nin tepelerinde, kapalı kapılar arkasında Erdoğan tartışması çoktan beri yapılıyor.
Öncelikli meselesinin Erdoğan olduğu biliniyor.
Erdoğan sorunu çözülmeden 7 Haziran’da AKP’de başlayan çözülmenin önlenemeyeceği görülüyor.
7 Haziran’ın tokat gibi bir ders olduğunun farkına varanlar çoğalıyor AKP’de...
Belki sözü uzatmak yersiz:
Erdoğan engeli aşılamazsa, AKP’deki düşüş durmaz.
Bu nedenle AKP karar vermek zorunda:
Patron kim?
Erdoğan mı?
Eğer öyleyse...
Erdoğan 7 Haziran sonrası da kırmızı çizgiler koymaya devam edecekse...
Örneğin ‘koalisyon protokolleri’ne karışacaksa...
O zaman, hiç kimse hayal kurmasın, AKP’deki düşüş de durmaz.
Siyasal istikrar da gelmez.
Siyasal krizler de kapımızı çalar.
Onun içindir ki:
AKP’de patron kim sorusu yaşamsaldır.
Çok kritik bir eşikteyiz
AKP’nin ‘akil insanları’ Erdoğan’ı uyarmak zorundalar: Artık yerini bil, fiili başkan gibi davranma, anayasa ne diyorsa öyle davran!
Erdoğan cumhurbaşkanı olarak bundan böyle anayasaya saygılı olabilirse, ne âlâ...
Parlamenter rejimlerde gerçek patronun cumhurbaşkanı değil başbakan olduğunu içine sindirir kabul ederse, ne âlâ...
Yoksa, Türkiye’nin 7 Haziran’la yakaladığı, düğümü seçim sandığıyla çözme fırsatı heba olur gider.
Bu fırsatı kullanamayan Türkiye, siyasal ve ekonomik istikrarsızlığa doğru savrulur.
Demokratikleşme ve hukuk devleti rayına oturamaz.
Çok kritik bir eşikteyiz.
7 Haziran’da Erdoğan’a kırmızı kart gösterildi, demokrasi adına büyük bir adım atıldı.
Ama bunun devamını getirmek zorundayız.
Partiler arasında uzlaşma ve koalisyon aşamasıdır bundan sonrası...
Ama bu yolun açılabilmesi için patron kim sorusunun AKP’de yanıtını bulması gerekiyor.
Koalisyon konusunda parti liderlerinden olumlu sinyaller geliyor.
Ama önce AKP’de patron kim meselesinde berraklık lazım.
Farkındayım, kısa bir yazının içinde kaç kez yineledim, gerçek patron kim sorusunu...
Ama başka çare yok, eğer normalleşme, istikrar, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü vs. diyorsak...