Her yıl 17 Mayıs -31 Mayıs Kayıplar haftası olarak ülkede biz kayıp yakınları olarak çeşitli etkinliklerde bulunup KAYIPLARIMIZ NEREDE diye haykırırız.
Biz kayıp yakınları kaybedilmenin acısının ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
Babam Yüksekova Çetesi Baş katili Binbaşı MEHMET EMİN YURDAKUL, YÜZBAŞI NİHAT YİĞİTER tarafından gözaltına alınıp kırk beş gün kaybedilince Babaannem BINEFŞ’IN Kırk beş gün boyunca pencerenin pervazından evlat yolunu nasıl gözlediğini hiç unutamam. Bu acının ne olduğunu çok iyi biliriz.
Babamım kayıp tarihinde gecenin üçünde evimizin önündeki sokak lambasının önünden geçen uzun boylu insanın gölgesini gören annemin aniden bağırıp ABDULLAH geldi diye haykıran annemin o çığlığını hala o gün gibi hatırlıyorum. Annemin çığlığından sonra o uzun boylu insanın babam olmadığını görünce evdeki acının isyanın ne olduğunu bizler çok iyi biliriz.
Kırk beş günlük süre içerisinde evimizin kapısının arkadan hiç kilitlenmeyip her gece Baba yolunu, her kayıp ailesi gibi beklemenin acısını ne olduğunu bizler çok iyi biliriz.
O dönemde yalandan ihbarları bahane edip evimizde; arama yapan askerin ve polisin yedi yaşındaki kardeşime BİLEREK BABAN NEREDE diye soran askere ‘babamı sen öldürdün, beni demi öldüreceksin diyen ve korkarak annemin kucağına kaçan kardeşimin o anda ailede bıraktığı acının ne olduğu bizler çok iyi biliriz.
Babamızın katledilirken işkencelerde yırtılmış gömleğini, Kravatını ve kanlı elbiseleri şu anda bile gardıroplarda saklayan ANNENİN, EŞİN, ÇOCUĞUN, HALANIN ve KARDEŞİN acısını ne olduğu bizler çok iyi biliriz.
İlk doğan çocuğumuza ABDULLAH adını vererek, her seslenişte göğsünün daralmasına katlanarak, bebeğin yüzünde beklenileni görmenin acısının ne olduğunu çok iyi biliriz.
Dedesini hiç görmeyen küçük torun ECRİN ŞİRİN’İN kardeşim VAHAP’a baba benim annemin babası her gün bize geliyor, ama senin baban neden bize gelmiyor deyince ailede bıraktığı acının ne olduğunu çok iyi biliriz.
Katiller bayram günü bayram hediyesi olarak babamın cenazesini bize vermişlerdi. Herkes bayramlarda bayramı, bayram gibi kutlarken, bizde ise bayramın bizde bıraktığı acının ne olduğunu çok iyi biliriz.
Ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Bir empati yapın biz kayıp yakınlarının yaşadıklarını sizler yaşamış olsaydınız ne yapardınız.
Yapılan tüm zulme rağmen bu ülkede başka insanların bizim çektiğimiz acıyı çekmemesi için
Ülkede ‘’Hakikatlerin Araştırma Komisyonunun’’ kurulmasını ve ülkede gerçek anlamda "Barış Olmasını İstiyorum!"
Başka yol yok çünkü. Yaşamak için, var olmak için gelecek için ...
Benim istemem yetmeyecek sevgili dostlar, bunu da biliyorum. Onun için içinizde bir parçacık adalet duygusu varsa sizin de bu haykırışa katılmanızı diliyorum!
Güncelleme Tarihi: 30 Mayıs 2015, 12:50