Askerler ile vatandaşlar arasında çıkan gerginlikte yaralanan Nusret Akbaş; askerler tarafından linç edildiğini ve sürükleyerek panzere atıldığı iddiasında bulunarak; "ben köyden Şemdinli'ye gidiyordum. Geldim burada arama noktasında kalabalık vardı. Ben de hayırdır, bir durum mu var diye sordum. Askerlerin bir arabayı taradıklarını söylediler. Ben de baktım arabayı gerçekten ciddi bir şekilde taramışlardı. Mermiler aracın kabin bölümüne, direksiyona isabet etmişlerdi. Gündüz ortasın da bu şekil. Görünce bunu kim yaptı. Bunun hakkında yasal işlem başlatılmalı dedim. Onlarda tamam sakin olun biz de gerekeni yapacağız. Savcıyı çağırmışız dediler. Millet orada sakin sakin bekliyordu. Taki askeri takviye gelene kadar. Askeri takviye gelmesiyle silahın ağzına mermiyi verdiler. Milleti tehdit ettiler. Millette onların üstüne gitti. Bizlerde araya girerek gerginliğin yatıştırmasına çalıştık. O anda benim gözüme gaz biberi sıktılar. Artık gözlerim kapandı. Ben kendimden geçtim. Beni linç ettiler. Kaç kişi olduklarını bilmiyorum. Her tarafıma tekme, tokat geliyordu. Ondan sonra beni sürüklediler, panzerin içine attılar. Kafamı koltuğun arasına sıkıştırarak sürekli vuruyorlardı" dedi.  

Seçimden sonra askeri baskıların arttığını ve her kavşakta bir panzerin olduğunu kaydeden Akbaş; "zaten seçimden sonra her tarafa, her kavşağa bir panzere bırakılarak millete baskı yapıyorlar. Keyfi muamele yapıyorlar. Bu özellikle seçimden sonra oldu. Bu baskıların sebebi ne diye sorduğumuzda ise bunu güvenliğiniz için yapıyoruz. DAİŞ gelip geçecek. DAİŞ’in nerden gelip geçtiğini herkes görüyor. TIR’larla silah gönderiyorsunuz. Güvenliğimiz için buradaysanız hiç güvenlik yapmayın. Güvenliğimizi almayın. Biz gereken güvenliği zaten alıyoruz. Ama kaçakçılık bahanesiyle baskı yapıyorlar" dedi.

Kalabalık kitle sessiz dağılırken, olayda yaralanan Nusret Akbaş Şemdinli Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.