Kitap üzerine çok söz söylendi. Fakat söylenen her söz farklı bir başlangıcın ve farklı bir sonun ürünüydü. Yetmedi, eksik kaldı hep.
Korkular, yalnızlıklar, acılar, saçmalıklar, tükenişler, aşklar, ihanetler, hayatlar, ölümler hepsi birer kitap oldu. Yine de yetmedi tüm bunlar ve hiçbir kitaba sığmadı kitabın kendi varoluşu. Hiç bir kimse açıklayamadı kitabın varoluş serüvenini.
Kitap, çetrefilli bir konu…
Her insanın bu konudaki hassasiyeti farklı oluyor. Kitap sevdası; kişinin kendi ruhunda yanan ateşin, özlemlerin ve susuzluğun ne kadar bilincinde olduğu ile alakalı bir durumdur.
Belki de yaratılışın ironisidir, kitap. Toplumların tarih içindeki ahvali bunun kanıtı olsa gerek. Trajik tarihin görünen şahitleri oldu kitaplar.
Kitaptan kaçış yok...
Kitap, kader ile körebe oyunudur. Kitap okuyan adam düşlerle beslenir ve kaderin uzaktaki seslenişlerini duymaya çalışır ama ömür yetmez buna...
Kitap bir kuş misalidir. Hayat ise, kuşun dilinden sonsuzluk ile insan arasındaki savaşın şarkısını dinlemektir. Anlayanlar azdır ama bahtiyar...
Başladığımız her yeni kitap; yeni bir kapı, yeni bir umut, yeni bir savruluş, yeni bir ölüm mahiyetinde olabiliyor. Bu durumun tarifini yapmak bile zordur. Kelimeler kifayetsiz...
Kitap, herkesin söylemek isteyip de söyleyemediklerinin göründüğü bir duvardır belki de. Kolaya kaçmaktır mesela.
Ya da herkesin kendini kustuğu bir çöplüktür, kitap.
Ya da kendini arayışın izleridir, kitap.
Kısacası meseleye nerden baktığınız veya bakamadığınız ile ilgilidir her şey.
Karşıdakilerin duygularını ve zihinlerini bulandırmak, sürüklemek istiyorsanız eğer, öncelikle onların kavramları ile oynarsınız. Çünkü hayatı düşüncelerle inşa ederiz. Tanıma ve tanımlama ile anlam kazanır hayat ve böyle yitirir anlamını. İşte tamda bu noktada yazı ve söz devreye girer. Başarmak için elinizdeki en güçlü araçtır kitap...
Günümüzde yapılan şey ise kavramların içini boşaltıp doldurmaktan ibaret. Böyle olunca her şey farklı bir renge bürünüyor ve görmek istediğimiz şeyler bulanık bir hal alıyor. Körleşme başlıyor. Karanlığın sonu gelmiyor.
Tam bir kıyamet…
Galiba kitap; hem bir çıkış kapısı, hem de bir çıkmaz sokak oluyor. Yine de ruhun, en tesirli ve en tatlı besin kaynaklarından biri oldu kitap ve olacak gibi...
Hikmetin gözü ile yaklaşmalı, dokunmalı kitaba. Kitabı bitirmek değil, kitaba kendini ekleyebilmek ve de kendini çıkarabilmektir asıl marifet olan. Bitirdiğin kitap, yeni bir doğum sancısının habercisi olmalıdır.
Oysa kitap kurtlarının çoğu sadece kendi yalanını kemirir. Ziyan çoğalır sadece...
Kitapsız geçen bir ömrün, ahretin terazisinde bir değeri olmayacak. Unutuyoruz. 'Oku' emri ile çıktığımız bu yoldan geri dönüş yok...
Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2019, 02:05