'Polis devletine değil, demokratik bir ülkeye ihtiyaç var'
Yapılan görüşmenin ardından belediye binası önünde açıklamada bulunan DİSK Genel Başkanı Beko, Suruç'ta 33 sosyalist gencin katledilmesinin ardından hükümet ve devletin DAIŞ çetelerine karşı iç ve dış politikasının değişeceğini beklediklerini fakat bunun bir araç olduğunu, daha sonra, önce demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin ardından belediye başkanlarının cezaevine gönderildiğini söyledi. Beko, "Bu topraklarda hiç kimsenin ölmesini istemiyoruz. Barış kardeşlik ve insan haklarından yana olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak polis devletine değil demokratik bir ülkeye ihtiyacımız var" dedi.
'Adliyeler yine Ankara'nın talimatlarıyla hareket etmeye başladı'
Ardından konuşan İHD Genel Başkanı Türkdoğan ise, Hakkari halkının yalnız olmadığını ve yapılan ziyaretin dayanışma amaçlı olduğunu belirtti. Her yerde olduğu gibi burada da barış mücadelesi vereceklerini dile getiren Türkdoğan, "Belediye eşbaşkanlarının özyönetim açıklaması bahane edilerek çok ağır bir suçlama ile tutuklanmaları bir hukuk skandalıdır. Siyasal faaliyet yürüten ve demokratik mücadele gösteren insanların, Türkiye'nin en önemli sorunları olan yönetim sorununu dair buldukları bir çözümü ifade etmelerinden dolayı suçlanması Türkiye'nin karşılaştığı bir anayasal kriz ve sistem krizidir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki sistemin değiştiğine dair yaptığı açıklamaların üzerinde de duran Türkdoğan, şunları aktardı: "Buradaki eşbaşkanlar da sistemin değişmesi gerektiğini ifade ediyor. İkisi aslıdan aynı şeyi ifade ediyor. Bir hukuk varsa herkese eşit davranılacak. Umuyoruzki bu yanlıştan devlet bir an önce döner. Türkiye adliyesi yine Ankara'dan gelen talimatlar doğrultusunda hareket etmeye başladı. Siyasal faaliyet ve açıklamalar suç değildir."
'Çatışma yerine diyalog geliştirilmeli'
Son olarak konuşan KESK Eşbaşkanı Özgen de,şuan yürütülen hukuksal skandallarının Ankara'nın talimatları ile yürütüldüğünü ve 8 Haziran sonrası ortaya çıkarılan halk iradesine yönelik geliştirilen bir tutum olduğunun altını çizdi. Bu tutumun seçim sonuçlarını tanımama ve kendi geleceğini inşa etmek istediği sistemin gerekçesi haline getirerek çatışma ve kaos yaratıp yeni iktidar sürecini hayata geçirme çabası olarak nitelendiren Özgen, "Bu çabanın başında Cumhurbaşkanı ve Başbakan var. Ancak seçimi tanımama en büyük hukuksuzluktur. Bunun üzerinden çatışma ve kaos süreci yaratarak yeni bir seçim ile iktidar ve rejim süreci tutmayacak" diye konuştu. Bu tutumların son bulması gerektiğini ve bu çatışmalı ortamda karşılıklı geliştirilen kimi tutumların sivil kesimler ve kamu emekçilerine zarar verdiğini de dile getiren Özgen, şöyle devam etti: "Bu bağlamda Çukurca ve Van'da kamu çalışanlarının alıkonulması doğru değildi. Çatışma zemini yerini diyaloga bırakılmalıdır. Yarıda bırakılan diyalog müzakere ve barış süreci tekrar erken seçim bahane edilmeksizin devam etmelidir. Hepimiz için tek seçenek barış, demokrasi ve eşitliktir. Savaş seçenek değildir. Belediye eşbaşkanları derhal serbest bırakılmalı."
Yapılan açıklamaların ardından heyet, kentte bulunan sivil toplum örgütü temsilcileri ile bir araya geldi. Heyetin daha sonra Yüksekova ve Şemdinli'de de birtakım görüşmeler gerçekleştireceği belirtildi. DİHA Güncelleme Tarihi: 26 Ağustos 2015, 22:03
