İki kızını alarak şiddetten kaçıp, inşaatlarda, kilisede ve parkta uyuyan Zeynep O. aynı anda birkaç işte çalışarak çocuklarını büyüttü. Zeynep O.'nun 42 yıllık ayakta kalma savaşı, acı ve mücadele ile dolu.
Çalıştıkları yerlerde, evlerinde şiddete maruz kalan, çocuk yaşta evlendirilen, evlilik adı altında satılan, tecavüze uğrayan, katledilen, sakat bırakılan, eve hapsedilen, erkeklerin mal gibi görüp istediği şeyi yapma hakkını kendinde gördüğü kadınların her birinin zorluklarla dolu ayrı bir hikayesi var. Kiminin hikayesi büyük acılarla sonlansa da hep bir mücadele içinde geçiyor kadınların ömürleri. Ekonomik bağımsızlığı olmayan kadınlar ise, daha fazla yük alarak omuzlarına daha büyük fedakarlıklara katlanıyor. 16 yaşında lise ikinci sınıf öğrencisi iken kendisinden 16 yaş büyük biriyle evlendirilen ve çocukluğundan bu yana şiddet gören Zeynep O'nun hikayesi de bir kadının her şeye rağmen ayakta kalma öyküsü.
'Tecavüze uğruyor'
Zeynep O. annesi fabrikada çalıştığı için 10 yaşında evin işlerini yapmaya başlıyor, annesinden, babasından sürekli şiddet görüyor. Meslek lisesinde hazır giyim bölümünde okurken Lise 2. sınıfta babası tarafından kendisinden 16 yaş büyük hiç tanımadığı biriyle evlendiriliyor. Evlendiği gece kendisine eşinin dokunmasını istemeyen Zeynep, öldüresiye dayak yiyor. Dayaktan baygınlık geçiren Zeynep, hastaneye kaldırılıyor. Babası, kızının "bakire" olmadığı için dayak yemiş olabileceğini, annesi eşinden şikayetçi olmamasını ve hiçbir şey söylemeden eşiyle gitmesini isteyince, çaresiz eve geri dönüyor. 9 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddet gören Zeynep, o şartlarda liseden mezun olmayı başarıyor. 9 yıllık evliliği boyunca, sevmediği adamın kendisine dokunmasına izin vermiyor. Bu nedenle öldüresiye dayak yediğini aktaran Zeynep O. vücudundaki sigara izlerini gösteriyor. Bu yıllarda eşi tarafından 5 defa tecavüze uğradığını aktaran Zeynep O. iki kez hamile kalıyor ve 2 kızı oluyor. Eşi eve başka kadınlarla birlikte gelip, Zeynep'in kendilerine hizmet etmesini istiyor. Yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan Zeynep, 1997 yılının Aralık ayında şiddet gördüğü evden kaçmasıyla hayatının değiştiğini belirtiyor.
İki çocuğuyla inşaatlarda ve kilisede kaldı
Bir gece Kartal'daki eve başka bir kadınla birlikte gelen eşi, gecenin ilerleyen bir saatinde Zeynep O'yu uyandırıp, kendilerine yemek yapmasını istiyor. Tahammül edecek gücü kalmayan Zeynep, isyan edince feci şekilde dayak yiyor. Seslerden uyanan çocukları annelerini kanlar içinde görüyor. Zeynep O'nun burnu kırılırken, babasına "Yapma" diyen 6 yaşındaki kızının kulağına babası tokat atıyor. Kızının yüzü kanlar içinde kalınca Zeynep O. iki kızını da alıp pijamalarıyla sokağa fırlıyor. Anne ve kızları Aralık ayında Kartal'da bir parkta sabahlıyor. Kızının yüzünü pijamasıyla temizleyen anne, daha sonra hastaneye götürdüğünde kulak zarının patladığını öğreniyor. O gece artık eve dönmemeye karar verdiğini belirten Zeynep O. bir sonraki gün inşaata girerek iki koluna çocuklarını alıp uyutuyor. Sabah olunca inşaata gelen yaşlı birinin kendilerine yaklaştığını ve çocukların soğuktan morardığını görünce, "Gelin benimle deyip" anne ve kızlarını karşıda bulunan bir Ermeni Kilisesi'ne götürüyor. Yaşlı adamın kilisedeki kadına çocuklarla ilgilenmesini istemesiyle, iki gece çocuklarıyla kilisede yatıyorlar. Yaşlı kadın ve adam çocuklarla ilgilenip, yemek veriyor. Zeynep O. yaşlı adama hikayesini anlatınca, Caddebostan'da bir terzinin yanında haftalık 75 liraya çalışması için götürüyor. Terzide çalışmaya başlayan Zeynep O. kilisenin yakınında tek gözlü bekar evi olarak bilinen bir eve yerleşiyor. Çevredekilerin yardımıyla birkaç eşyası olan Zeynep O. o günden sonra çalışıp çocuklarına bakmaya başlıyor.
5 işte birden çalıştı
Çocuklarını her gün kapıyı kilitleyerek işe giden Zeynep O. haftalığını aldıktan sonra iki gözlü daha iyi bir eve geçiyor. 11 yıl boyunca terzide çalışarak çocuklarını büyüten Zeynep, çocuklar büyüdükçe, ihtiyaçları artınca ek işler yapmaya başlıyor. Günlerce aynı yemeği yediklerini, yağda un kavurup yediklerini aktaran Zeynep O. babalarının ise yıllarca çocuklarını arayıp, sormadığını anlatıyor. Bu arada boşanma davası açarak eşinden ayrılıyor. Çocuklar büyüyüp okula gitmeye başlayınca, terzi dükkanından kazandıkları yetmiyor. Eve de dikiş makinesi alıp çalışmaya başlıyor. Merdiven silip ev işlerine giden Zeynep O. hasta bakımına gidiyor. Çalıştığı terzi dükkanı kapanınca daha çok maddi sıkıntı yaşayan Zeynep O. daha çok çalışarak iki kızını da okutuyor.
'Bir daha bunları yaşamak istemiyorum'
Hayatı mücadeleyle geçen Zeynep O.'nun sorumlulukları bitmezken, hayatından şiddet de eksilmiyor. Kızları evlendikten sonra kendi geçimini sağlamak için bağlı olduğu şirket tarafından gönderildiği ev işlerinde şiddet gördüğünü anlatan Zeynep O. "Artık şiddet görmek istemiyorum" diyor, ağlayarak. Gittiği evlerde hakaretlere maruz kaldığını, aşırı çalıştırıldığını belirten Zeynep O. son 7 yıldır da yeğenine bakmak zorunda kalıyor. Siyasi bir davadan cezaevine giren kız kardeşinin cezaevinde doğan kızına bakmak zorunda kalan Zeynep, şimdi de 6 yaşındaki yeğenine bakmaya çalışıyor. Yeğenine bakmak için ev işlerinde çalışan Zeynep, "İstanbul'da apartmanda doğdum, büyüdüm. Ellerim nasırlı. Gocunmadım. Çalışmak zorundaydım. Çocuklarım için ayakta kaldım. Şimdi de yeğenim için ayakta kalmaya çalışıyorum. Yıllarca yaşadıklarımı anlatamadım sonra fark ettim ki; benim gibi binlerce kadın varmış. Eşimi terk ettiğim için hiç pişman olmadım. Bu benim bedenimdi. Bana aitti ve kararı ben vermeliydim. Hala kendimi o insanla aynı yatakta düşünemiyorum. Ne çocukluğumu, ne genç kızlığımı ne de kadınlığımı anladım. 42 yaşına geldim. Bir daha bunları yaşamak istemiyorum" diyor. DİHA
Güncelleme Tarihi: 06 Eylül 2012, 10:47