31 Temmuz’da Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine konuşan Çavuşoğlu, “Eğer vize serbestisi gelmezse, göçmen geri kabul anlaşmasını geri çekmek zorunda kalacağız” dedi.
2 Ağustos’ta, Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, Twitter hesabından Çavuşoğlu’na “Ültimatomunu kabul etmiyorum” sözleriyle yanıt verdi, Avrupa Birliği’nin bağımsız olduğunu ve sınırlarını korumakla yükümlü olduğunu da yazdı.
Aynı gün İngilizce ve Almanca Kurz’a Twitter’dan yanıt veren Çavuşoğlu, sözlerinin bir ültimatom olmadığını ve kendi görüşlerini olduğunu vurgulayarak, “Dostum bu ifade özgürlüğü” dedi.
4 Ağustos’ta Avusturya Başbakanı Christian Kern, demokratik ve ekonomik eksikliklerden dolayı Türkiye’nin AB üyelik görüşmelerinin sonlandırılması için Avrupalı liderlerle bir diyalog başlatacağını söyledi.
Çavuşoğlu: Avusturya radikal ırkçılığın başkenti
Aynı gün, TGRT Haber televizyonuna konuşan Çavuşoğlu ise bu sözlere tepki gösterdi:
“Avusturya Başbakanı önce kendi ülkesine bakmalıdır. Bugün Avusturya radikal ırkçılığın başkentidir.
“Yıllar önce biliyorsunuz Haider seçildi. Haider’i zorla gönderdiler. Son seçimde radikal aday, ırıkçı aday kıl payı kaybetti. Şimdi seçim iptal oldu ve bu radikal adayın, ırkçı adayın seçilme ihtimali var, yüksek.
“Böyle ırkçı akıma kapılmış bir ülkenin bizim vatandaşlarımıza ‘radikal’ demesi herşeyden önce bir ironidir, çelişkidir.”
Kurz: Türkiye ev ödevini iyi yapmalı
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’dan ise Çavuşoğlu’nun bu sözlerine yanıt gecikmedi:
“Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Avusturya’ya yönelik eleştirilerini kesinlikle reddediyorum. Ankara’yı kullandığı kelimelerle, (içerde) attığı adımları yumuşatmaya ve aynı zamanda ev ödevini iyi yapmaya çağırıyorum.İmc