Şimdi de 'Halklar iktidara'

"Akademi barış istiyor" çalıştayında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tek adam iktidarı" için halkları savaşla cezalandırıldığını söyleyerek, "Saray merkezli bir darbe ile karşı karşıyayız" dedi. "Başladığımız işi bitireceğiz" diyen Yüksekdağ, "Bizler Meclis'e" sözünü 7 Haziran'da tuttuklarını dile getirerek, olası erken seçim için de "Halklar iktidara" diyeceklerini kaydetti.

Şimdi de 'Halklar iktidara'
İzmirli akademisyenlerin düzenlediği "Akademi barış istiyor" çalıştayı Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde başladı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da katıldığı çalıştayda İzmirli akademisyenlerin hazırladığı "Herkesi barışa çağırıyoruz" başlıklı ortak çağrı metnini okuyan İzmir Barış Bloku Eşsözcüsü Cem Terzi, uzun yıllarda sağlanan ateşkes ve müzakere sürecinin umutlarını yeşerttiğini, barış sürecinin siyasal adımlarını beklerken yeni bir çatışmalı süreçlerle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Başkanlık hayaline kavuşmayan birinin, Suriye politikası iflas eden bir partinin zihniyeti nedeni ile yeniden savaş sürecine girildiğini söyleyen Terzi, bu savaşın Kürt sorunundan kaynaklanmadığı söyledi. 

'Başkan olamayan bedelini halka ödetiyor'

"Barış demek direnmektir" sözleriyle konuşmasına başlayan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, barış için bir araya gelmenin önemli olduğunu ve barış için direnmenin bir biçimi olduğunu söyledi. "Savaş neden başladı" sorusuna dikkat çeken Yüksekdağ, barışa ramak kalmışken yeniden savaşın başlamasında tek bir kişinin, tek bir partinin iktidar hırsına bağlı olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "Tek bir partinin tek bir adamın iktidarı için kaos çıkarıyorlar. Bunu 3 ay önce dile getirdiler ve bugün uygulamaya başladılar. 3 ay önce haklara 'HDP barajı geçerse memlekette kaos olur' dediler. Erdoğan sıkılmadan, utanmadan, 'Verin 400 vekili bu sorun huzurla çözülsün' dedi. 7 Haziran'da halklar Erdoğan'a 400 vekil vermedi. Vermeyebilir. Şu an başkan olamayan, bunun bedelini Türkiye'nin huzurunu bozarak veriyor. Yine seçimler sürecinde HDP'nin barajı geçmesi takdirde kaos çıkacağını ilan ettiler, tehdit ettiler, bugün bu tehditlerini hayata geçirdiler" dedi. 

'Bir darbe ile karşı karşıyayız'

AKP'nin yaşanan kaos sürecinde asker aileleri ve annelerine "Eğer AKP oy verseydiniz, bunlar başınıza gelmezdi. Bu acıları yaşamazdınız" dediğini belirten Yüksekdağ, "Bugün de çok önceden ilan edilmiş bir savaşı yaşıyoruz. Türkiye'de kimse 'Bu savaş nerden çıktı' diye bir gerekçe aramazsın. Bu savaşın musibeti saraydır. Bu savaş bir ara rejimi teşvik etmiştir. Erdoğan aldığı oylara dayanarak 'Türkiye'de rejim değiştirmiştir' deme rahatlığını gösterebiliyor. Sen seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olabilirsin, ama bizler de seçimlerden sonra seçilmiş bir Meclis iradesiyiz. Erdoğan, kendi seçimini kabulleniyor ama 7 Haziran seçimlerindeki iradeyi tanımıyor. Bir darbeyle karşı karşıyız. Bir adamın iki dudağı arasındaki sözlere bakıyoruz. Türkiye toplumunda seçmenlere zarar veren, seçmenleri cezalandıran bir zihniyetle karşı karşıyız" şeklinde konuştu. 

Hakların Erdoğan'ı başkan yaptırmadığını hatırlatan Yüksekdağ, başkan olamayan Erdoğan'ın halkları cezalandırdığını söyledi. "Saray merkezli bir darbe ile karşı karşıyayız" diyen Yüksekdağ, şöyle dedi: "Bu darbeyi yapan 28 Şubat darbesi mağduru olduğunu söyleyendir. 28 Şubat darbesinde mağdur olanlar, kendilerini demokrasinin bekçileri olarak ilan edenler, bugün bizzat kendileri darbe yapıyorlar. Erdoğan bugün, 'Anayasayı kabul etmiyorum, ülkede rejim değişmiştir, ister kabul edin ister etmeyin' diyor. Kabul etmiyoruz." 

'Halklar bilinçlendi, siyasal iktidarlar gericileşti'

7 Haziran seçimleri ile yeni bir sonucun açığa çıktığını belirten Yüksekdağ, Gezi sürecinde batı kentlerinin özgürlük dinamikleri ile Ağrı, Diyarbakır, Hakkari'nin özgürlük dinamiklerinin birleştiğini söyledi. Yıllarca bölünme korkusu ile birbirinden koparılan hakların, yıllar sonra bir araya gelip bir güç haline gelerek kazanmayı başardığını belirten Yüksekdağ, "Seçim sonuçları bu toplumsal mücadelesinin ara mecrasının finalidir. Toplum aklını kullanarak oy kullandı. Türkiye toplumu seçimlerde ortaya koyduğu düzeyle ne kadar geleceğe hazır olduğunu söyledi. Ancak ne yazık ki siyasal iktidarlar geleceğe hazır olmadığını söyledi. Türkiye'de toplum ne kadar bilinçlense de siyasal iktidarlar gericileşmiştir" diye konuştu.

'Bizler iktidara'

"Ok yaydan çıkmıştır" diyen Yüksakdağ, geldikleri seviyeden dönmeyeceklerini belirtti. "Bizler başladığımız işi bitireceğiz" diyen Yüksekdağ, "Bizler neyi bitireceğiz, bu baskıcı statükocu, faşizan zihniyeti ve yönetimi bitireceğiz" dedi. Türkiye'de bir rejimin değiştiğini ancak bu rejimin demokrasiden yana değiştiğine işaret eden Yüksekdağ, kendilerinin de bu değişimin itici gücü olmaya devam edeceklerini dile getirdi. Seçimlerden sonra bu değişimi devam etmek için ana muhalefet olarak yollarına devam etme kararı aldıklarını kaydeden Yüksekdağ, "Bizler ana muhalefet olarak başlattığımız bu süreci 7 Haziran seçimlerinde hakların iktidarı olarak başaracağız. Seçimlerde 'Bizler Meclis'e' dedik, ama HDP'yi hazmedemiyorlar. Tekrarlanacak seçim için de diyoruz ki: 'Bizler iktidara' Bizler sözümüzü 7 Haziran'da tuttuk ve tutarız" dedi.

"Barış, demokrasinin ve yeni bir yönetiminin, büyük insanlığın kendi kendini yönetmesi için en esaslı yol en kritik halkadır" sözleri ile konuşmasını sürdüren Yüksekdağ, iktidarın yapmadığı barışı, halkların gücü ile başarabilirsek, ortak yaşamı da birlikte kurabilmeyi başaracaklarını ifade etti. 

'Halk AKP'yi sıfırladığı için cezalandırılıyor'

Bölgedeki savaşa da dikkat çeken Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Günlerdir bölgede adı konulmamış resmi olarak kabul edilmeyen bir savaş yaşanıyor. 90'lı yıllardan daha tahrip edici, gayri ahlaki bir kirli savaş yürütüyor. Bu kirli savaş zeminin bir parti, bir kişi buradan iktidar olmayı devşirmeyi amaçlıyorsa baştan yenilmişlerdir. Türkiye toplumu Kürtler böyle bir şeyi hak etmediler. Kürtler neyin cezasını çekiyorlar. Yüzde 90 oy verilen yerlerde HDP'ye destek vermenin cezası veriliyor. Seçilen yerler tesadüf değil, seçilen yerler AKP'nin sıfırlandığı yerlerdir. Halkı AKP'yi sıfırladığı için cezalandırıyorlar. Partimize oy verenleri pişman etmek istiyorlar. Türkiye toplumunu da bunu yapıyorlar. Yaşamını yitirenler askerler, polisler bizim insanlarımız." 

'Barış için gözlerimizi karartmalıyız'

Barışın önemine işaret eden Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Onlar savaş için gözünü karartıyorlarsa bizler de barış için gözlerimizi karartacağız. Barış için direnmek, imkansız denilen bir hedefe ulaşmak için verilen mücadeledir. Barış, sadece silahların kullandığı bir yerlerde çocuklara kreş kurma düşünmesidir. Bizler de bu karanlık günlerde, barışın bize uzak bulduğu günlerde, bizler barışın hemen yanımızda olma düşüncesiyle harekete geçmeliyiz." 

Çalıştay, akademisyenlerin sunumları ile devam ediyor.DİHA

Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2015, 15:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER