Türkiye toplumunun ötekileri, ezilenleri, kadınları, emekçileri ve yoksullarının bütçenin dışında bırakıldığına dikkat çeken Buldan, "17 Aralık operasyonu ile gün yüzüne çıktığı üzere AKP hükümetinin önümüze koyduğu bütçe kanun tasarılarında cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarının gölgesi bulunmaktadır. Bütçe ile kendi ailelerini, oğullarını küçük ülkeler kuracak kadar zenginleştirirken halkının cebinden yiyen, halkını yoksulluğa, muhtaçlığa mahkûm eden bir hükümetin bütçesidir" değerlendirmesinde bulundu.
AKP ÇATIŞMASIZLIK ORTAMINDA SEÇİMLERİ ATLATTI
Kürt özgürlük hareketinin 20 yılı aşkın süredir silahsız bir çözümü dillendirdiğini belirten Buldan, bu süre içerisinde dokuz defa çatışmasızlığın ilan edildiğini ifade ederek, "AKP bu süreçlerin avantajlarından faydalanarak 3 genel seçim, 3 yerel seçim iki referandum ve 1 cumhurbaşkanlığı seçimi atlatmıştır" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, 21 Mart 2013'te açıkladığı tarihi deklarasyonun üzerinden yaklaşık olarak 2 yıl geçtiğini dile getiren Buldan, hükümetin her seferinde çözüm ve kalıcı barış konusunda ne kadar kararlı olduğunu deklare ettiğini ancak ifade edilenin tam tersi uygulamalara bolca yer verdiğini söyledi. Buldan, onlarca insanın polis kurşunuyla katledildiğini sözlerine ekledi.
SORUNLAR ANCAK MÜZAKERE OYUYLA ÇÖZÜLEBİLİR
Çatışma politikasının çözüm üretmediğinin 20 yıldır görüldüğünü belirten Buldan, “Uzun bir süredir hükümet ile gerçekleştirilen çözüm odaklı görüşmeler mevcuttur. Fakat süreç uzadıkça uzuyor somut anlamda ilerleme sağlanamıyor. Ancak müzakere yolu ile sorunun çözümü konusunda ortak bir hedef belirlenebilir, bu hedeflere ulaşmada hangi yöntemlerin nasıl geliştirilebileceği konusunda ortak bir kanaate varılabilir. Süreç taraflardan birinin mevcut eşitsizliğe dayanarak konumunu üstünlüğünü ve gücünü kullanmaya kalkışması ile sekteye uğrar” dedi. Konuşmasında hasta tutsaklara da değinen Buldan, “Hükümetin bu hayati konuda adım atması için daha kaç tutsağın canından olması gerekir? Bu insanlık dışı durum hangi haklı devlet politikası ile açıklanabilir? Hangi zihniyet hangi dünya görüşü bu hukuksuzluğu daha anlaşılır hale getirilebilir?” diye tepki gösterdi.
'ZAFER MÜCADELE YÜRÜTENLERİN OLACAK'
Mücadele yürütürken zindanları, işkenceleri, idamları, OHAL uygulamalarını gördüklerine vurgu yapan Buldan, bu nedenle hükümetin güvenlikçi konseptinin demokrasi güçlerini asla geriletemeyeceğini söyledi. Buldan son olarak, "Ancak demokrasiyi, hukuku ve evrensel insan hakları kriterlerini hiçe sayan bu konsept tarihi bir sürecin, barış şansının heba olmasına neden olur ki hükümet bu durumdan bir zafer beklemesin! Bilinsin ki zafer demokrasiyi, özgürlükleri, eşitliği, insan haklarına yakışır bir yaşamı ve barışı tesis edenlerin ve bu mücadeleyi yürütenlerin olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
KOBANÊ’DE İYİLİK KÖTÜLÜĞE KARŞI SAVAŞIYOR
Ortadoğu’daki vekalet savaşlarının bir parçası olma hevesi ile yola çıkan hükümetin dış politikasının Suriye krizinde battığına dikkat çeken Buldan, “Kürt iflah olmasında ne olursa olsun politikasında batmıştır! Uluslararası alanda dışlanmaya ve içeride de kaosa ve savaş ortamına sebebiyet veren bu stratejik akıl tarihsel bir hata, bir felaket girişimidir. Kobanê’de olanları, bütün dünyanın gördüğünü, hükümetinde ivedilikle görmesi gerekmektedir. Çünkü Kobanê de iyilik kötülüğe karşı savaşıyor! İnsanlık onuru köleliğe, barbarlığa karşı savaşıyor! Haklı olan zalime karşı savaşıyor! Bu nedenle Kobanê kazandığında iyilik kazanacak, haklı olan kazanacak, insanlık onuru kazanacak! Kobanê düşerse yalnız Kobanê değil dünya kötülere yenilmiş olacak!” diye konuştu.ANF
Güncelleme Tarihi: 23 Aralık 2014, 01:07