CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’in OHAL düzenlemelerinin süresini uzatan torba yasa teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülüp kabul edilmesinin ardından açıklama yaptı.
AK Parti ve MHP’li milletvekilleri tarafından Meclis’in acele bir şekilde kapatıldığını belirten Özel, işsizlik başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok gerçek sorununun çözüme kavuşamadığını belirtti.
‘CHP DE BU YETKİLERİ KULLANIRSA DİYE BİR YILA İNDİRDİLER’
OHAL uygulamalarının üç yıl devam etmesi teklifinde AK Parti’nin geri adım attığını belirten Özel, “OHAL ile ilgili üç maddede üçer yıl uzatma sağlıyordu. Bunun sadece TMSF ile ilgili olan üç yıl kaldı. Gözaltı süreleri ve memuriyetten yargı kararı olmaksızın bir yürütmenin kararıyla doğrudan çıkarılması düzenlemeleri bir yıla indirildi” dedi.
AK Parti’nin sürelerde geri adım atmasının nedeninin, CHP’nin de içerisinde bulunduğu Türkiye’nin yeni yönetiminin bu maddeleri kullanabilecek olmasından kaynaklandığını belirten Özel şunları kaydetti:
“Bir yıla indirmede, üç yıllık sürenin bir yılını, seçim zamanında bile yapılsa, CHP’nin içerisinde bulunduğu Türkiye’nin yeni yönetiminin kullanacak olduğuna biraz geç uyandılar. Daha sonra da olası bir erken seçimden sonra CHP bu yetkileri ya kullanırsa diye, biz her ne kadar bu yetkileri istemediğimizi söylesek de, bir yıllık uzatmayla yetindiler. Bizim bu konudaki bütün itirazlarımız OHAL düzenlemelerinin asla yapılmaması yönündeydi.”
‘MUHALEFETİN BİR TANE TEKLİFİ YASALAŞMADI’
TBMM’nin, AK Parti ve MHP tarafından yanlışlar yapılarak ve aynı kanunlar birden fazla kez değiştirilerek kötü yönetildiğini söyleyen Özel, muhalefet partilerinin hiçbir kanun teklifinin geride kalan üç yılda yasalaşmamasına tepki göstererek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son üç yılda TBMM’den 108’i uluslararası anlaşma olmak üzere 188 kanun teklifi geçti. Muhalefet partilerinin verdiği 3 bin 380 yasa teklifinden ise yasalaşan olmadı. Yani iktidar partisi kendi getirdiği kanun tekliflerini yasalaştırdı ama 3 bin 380 tane ki bunların 2 bin 530’u CHP’nin önerileridir, bir tanesi bile yasalaşmadı. Uzlaşı kültüründen nasibini almamışlar. Muhalefet ne önerirse önersin reddediyorlar. 15 Temmuz itibarıyla 80 Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2455 madde çıkarıldı. Yine aynı tarih itibariyle Meclis’ten çıkan yasaların toplam madde sayısı da 2 bin 369. Artık cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi dedikleri bu tek adam rejiminin Meclis’in yasama yetkisinin yarısını elinden aldığı ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri sürekli kendini düzelten kararnameler. Sürekli hata yapıyorlar."
'EMEKLİLİKTE MHP’YE TAKILANLAR'
AK Parti ve MHP’nin Meclis’i acele bir şekilde kapattığını belirterek bu durumu eleştiren Özel, Milliyetçi Hareket Partisi’ne de Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusundaki tutumu nedeniyle tepki gösterdi. “MHP’ye sadece Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a verdiği sözü hatırlatmak yetecektir” diyen Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü seçim beyannamelerine koydukları, sayın Arzu Erdem’in ilk imzasıyla ilk dönemde kanun teklifi olarak verdikleri ama 'gel çıkaralım' dediğimizde yanaşmadıkları bir mesele. Bugün Türkiye’de Emeklilikte Yaşa Takılanlar sorunu varsa o sorunun artık güncel adı Emeklilikte MHP’ye takılanlardır. Çünkü MHP verdiği sözü tutsa AK Parti’ye ihtiyaç yok. Diğer partilerle birlikte EYT sorununu çözebiliyoruz. En yüksek vaatlerle oy isteyen MHP, EYT’lileri Meclis’e gelince unuttu. Cumhur İttifakı’na yanaştılar, onlar çıkarmayız deyince verdikleri sözü bırakıp EYT’lileri yüz üstü bıraktılar.”
‘ERDOĞAN, VATANDAŞIN AK PARTİ’Yİ KİBİRLE SUÇLADIĞINI GÖRÜYOR’
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün Erzurum’da, “Kibir, büyüklenme ve böbürlenme, vatandaşla arasına aşılmaz duvarlar örme bize asla yakışmaz. Hele hele bizim siyasetimize inatlaşmak, millete rağmen hareket etmek, milleti hafife almak yakışmaz” sözlerini sarf ettiğini belirten Özel şunları kaydetti:
“Bu sözleri kim söyletiyor? AK Parti'nin bugün seçim olsa hangi oyu alır diyen anketlerde hızlı bir düşüşü var. Bunu bilmeyen yok. Bu tip düşüşlerde odak grup çalışmaları yapılıyor. Yani dönüp sen geçen seçimde AK Parti’ye oy vermişsin, şimdi vermiyorsun sebebi nedir deyince aldıkları cevaplar bunlar. Millete rağmen hareket ediyorlar, artık yukarıdan bakıyorlar, kibirliler, yanlarına yanaşılmıyor. Recep Tayyip Erdoğan vatandaşın AK Parti’yi kibirle suçladığını görüyor ve bunu teşkilatlarına söylüyor. Bunu söylerken şu saraydaki etrafındaki kibirliler ordusunu görmüyor mu? Ya da kendi ailesinin, damadının kibrini görmüyor mu? Bu ailenin devleti parti devleti olmaktan da çıkarıp aile devletine dönüştürdüğünü görmüyor mu? Parlamentoda katı grup disipliniyle hareket ettirdiği milletvekillerinin en büyük şikayetlerinin ‘Bakanlara yanaşamıyoruz, kibirlerinden yanlarına yanaşılmıyor. Aile her birisi bir yeri tutmuş yanlarına yanaşamıyoruz. Biz vatandaşa verecek cevap bulamıyoruz’ dediğini bilmiyor muyuz? Herkesin gözü önünde öğrencileri azarlayan, çiftçiyi azarlayan, Berkin Elvan’ın annesini miting meydanlarında yuhalatan, ana muhalefet partisinin genel başkanını miting meydanlarında yuhalatan birisi şimdi tevazudan, alçak gönüllükten bahsetmeyecek herhalde. Biraz da iğneyi kendine batıracak."
‘ERKEN SEÇİM KARARINI SİYASETÇİLER DEĞİL MİLLET VERİYOR’
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, erken seçim bekleyip beklemediği yönündeki soruya şu yanıtı verdi:
“Bir okumayla erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söylemek çok mümkün. Çünkü gerçek anlamda erken seçim kararını siyasetçiler değil millet veriyor. Her girilen esnaf dükkanından çıkarken, ‘Milletvekilim seçim ne zaman’ diye soruyorsa, her gidilen köy kahvehanesi erken seçim konuşuyorsa, her sohbetin sonu erken seçime varıyorsa ve gazetecilerin her basın toplantısında bir erken seçim sorusu varsa erken seçim kaçınılmazdır.”
“Ancak benim gördüğüm anketler ve okuduğum anayasa, yani cumhurbaşkanının seçilmesi için alması gereken oyla bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti artı MHP’nin ciddi bir şekilde azınlığa düştüklerini ve cumhurbaşkanlığını kaybettiklerini gösteriyor. Bu şartlar altında genel başkan yardımcısı Yavuz’un, ‘cumhurbaşkanımızın siyasi ömrünü kısaltır’ cümlesinin sonundaki ‘kısaltır’ı 'bitirir' olarak değiştirip kendisine iştirak ederim. Erken seçim Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü bitirir. Daha doğrusu iktidarını bitirir. Muhalefette görev yapar mı bilmiyoruz, o kendi kararı olacak. Bu anketlerle bu sokakla, sokaktaki bu tepki ve geriye gidişle kazanamayacakları bir seçimi yapmayacaklarını düşünüyorum. Mümkün olduğunca geç yapacaklarını, erken yapmayacaklarını, seçimi gününde ya da gününe çok yakın bir zamanda yapmak için direneceklerini düşünüyorum. Vatandaş için bıçak kemiğe dayanmış, erken seçim dışında neredeyse gündemi yok. Erken seçim gündeminin olduğu bir yerde Tayyip Erdoğan ikili bir basınçta sıkışmış olacak. Birincisi vatandaştan gelen seçim talebi, ikincisi seçime gidiyorsam kaybediyorum, iktidarı devretmeye hazır mıyım, bu iktidar döneminde yaşananlarda hata yapanların, hata yaptırdıklarımın hep birlikte hesabını vermeye hazır mıyız sorusunun basıncı arasında kaldığını düşünüyorum." (DUVAR)