A Haber’de katıldığı programda konuşan Arınç’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
HDP
“Top, HDP’nin ayağındadır diyorum. Diğer bir Başbakan Yardımcımız da ‘Onlar ayaklarında topu çeviriyorlar’ diyor.
“Şunun cevabını versinler. Niçin HDP’nin heyetlerinden bazen iki, bazen üç kişi, her gün veya gün aşırı veya üç günde bir Kandil’e gidip geliyor? Buna niçin ihtiyaç duyuyorlar?
“Bana göre bunlar önemliydi ama çok fazla üzerine düşülmedi. Sözümün bir yerinde de ‘Ey Demirtaş ne yapmak istiyorsunuz, Öcalan’ı itibarsız hale getirmekle ne yapmak istiyorsunuz’ diye bir soru sormuştum. Bazı anlayışsız insanlar, çok kısır, güdük kafalı insanlar, ‘Vay Bülent Arınç, Öcalan’ın itibarını kurtarmaya mı çalışıyor? Öcalan’ın itibarını kurtarmak sana mı düştü’ diye zavallı sözler ettiler. Hayır, ben Öcalan’ın itibarıyla ilgili sorumlu, çok da meraklısı bir insan değilim ki kavga yaşanıyor.
KCK
“O kavga şudur. Öcalan’ın taleplerine, isteklerine karşı Kandil sürekli veto hakkını kullanıyor. Bizdeki siyasetçiler, Demirtaş da başta olmak üzere Kandil’in ağzıyla konuşuyor. Burada iki şey düşünülebilir.
“‘Öcalan’ın belli taleplerine Kandil niçin veto hakkını kullanıyor veya niçin onu itibarsız kılmak istiyor veya niçin onun sözlerine gereği kadar önem vermiyor’ dediğimizde, Kandil şunu söyleyebilir ‘Bizim elimizde silah var, bu işin sahibi biziz, Öcalan da kim oluyor? Öcalan’ı biz artık devletin elinde bir tutsak gibi kabul ediyoruz. Onun sözleri bizim için geçerli değildir’ diye düşünmüş olabilir.
“Şimdi Kandil, Öcalan’ı itibarsız kılmak, sözüne gerektiği kadar değer vermemek suretiyle gücün kendi ellerinde olduklarını ifade ediyor. ‘Biz söyleriz, bizim dediklerimizi Hükümet kabul ederse de bir yol haritasında anlaşırız’ diyorlar. Biz buna gelemeyiz.
“İkincisi acaba İmralı ile Kandil arasında bir danışıklı dövüş mü vardır? Yani İmralı böyle söyleyebilir ama Kandil’e de ‘Sen böyle anla’ diyebilir. Yani ‘Ben bunları söylüyorum ama sen gene oradan sesini yükselt. Sen yine bunları kabul etme’ diyebilir. Bu çelişkileri gidermek HDP’nin işidir.
Ortak açıklama
“Ortak açıklamadan ziyade Öcalan’ın bildirdiği haberlerin, Kandil tarafından kabul edilmesi halinde onların bir açıklama yapması, Hükümetin de bunu uygun bulduğunu bir şekilde ifade etmesi lazım. Yan yana gelerek bir açıklamadan kimse bahssetmesin.
“Hepimizin bir görevi var ama toplam havuzda biriken bilgilerden hepimizin haberi var. Siz bunları kabul ettiğinizi ifade ettikten sonra, elbette Hükümetin de ‘Madem böyle söylüyorlar. Bunu biz de söylüyoruz. Bundan sonra yapacaklarımız bunlardır’ demesi lazım.
10 madde
“10 maddenin 10’u da yapısal ve anayasal değişiklikleri içeriyor. Birtakım felsefi yorumlar yapıyor Öcalan. Yapabilir, hakkıdır. Kitaplar da yazmıştır, ne kadar doğrudur, ne kadar yerindedir, onu millet takdir eder.
“Ama bugün diyor ki, ‘Siyaset nasıl yapılacak? Bunu tarif edelim, anayasal vatandaşlık nasıl olacak? Onu tarif edelim.’ Demokratik siyasetin içeriği, bunları yazmak kolay da bunların gerçekleşmesinin bugünden yarına olmayacağını o da biliyor. Yeni hükümet kurulur, çoğunluk temin edilir, yeni anayasa yapılırken de elbette anayasal vatandaşlık gündeme gelecektir, biz bunu 2007’den beri söylüyoruz.
Müzakere süreci
“Öyle değil şöyledir: Bu yazılar bize gelmiştir. Bu yazılar üzerinde Hükümetin hemen ‘Ah ne kadar güzel’ diyerek üzerine atlaması düşünülemez. Mesela müzakere sürecinden bahsediyorlar. Bizim yaptığımız bugün müzakere değildir. Müzakere sürecine belki işin daha sonunda veya ondan sonra yani kendi elindeki silahı bırakmayan bir insan, bizimle, silahlı, müzakere masasına oturmayı teklif edecek. Böyle bir şey deli saçması. Bunu kim kabul edebilir?
“Şu anda bir diyalog süreci var. Adam diyecek ki ‘Ben elimden silahı bırakmam. Ben eylemime devam ederim. Çünkü ben seçime gidiyorum, halkı korkutmam lazım, halkı tehdit etmem lazım. Ben bundan vazgeçmem’. Biz ondan sonra diyeceğiz ki ‘Ya kaçtan aşağı olmaz, gel oturalım bir müzakere edelim de beraber bir çay içelim, yemek yiyelim.’ Biz deli miyiz, böyle bir şey olabilir mi?”
“Bazı gelişmeler yaşandı ama yine Kandil’in itirazıyla bu gelişmeler durdu. Şimdi Öcalan gücünü göstersin. Neyin üzerinde göstersin? HDP üzerinde, Kandil üzerinde göstersin. Bugün Milli İstihbarat Teşkilatının, bir taraftan HDP’nin, bir taraftan da başka unsurların belki gidenlerin profili değişecek, Ada ziyaretleri başka insanlarla çeşitlendirilmiş, değerlendirilmiş olacak, bu yolu açmak varken öbür tarafın silahını göstermesi… HDP, Cemil Bayık, Karayılan ağzıyla nasıl konuşabilir? Sen siyasetçi değil misin kardeşim? Siyasetin dili bu mu?.
İç Güvenlik Paketi
İç Güvenlik Paketi’nin 60’ın üzerinde maddesinin, Hükümetçe Komisyon’a geri çekileceğine dair iddiaların hatırlatılması üzerine Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önümüzde çok az bir süre kaldı. 7 Nisan’da listeler kesinleşecek ve ondan sonra herhalde Parlamento seçim dolayısıyla kapanmış olacak. Şimdi 2. ve 3. bölümden itibaren çok acil olmayan konular. Bunlar tamamen grubun işidir, Hükümetin işi değildir. Yasama konusundaki çalışmaları, AK Parti’nin grubu götürüyor. Daha pratik bir çözüm bulmak istemiş olabilirler.
“Özellikle TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilgili konular çıkmışsa diğer konuları ertelemek düşüncesi, inanın bilmiyorum ama ben Grup Başkanvekilliği, Başkanlığı yaptım. Pratik bir çözüm düşünmüş olabilirler veya diğer parti gruplarıyla bu konuda bir görüşme yapmış olabilirler.”
Güncelleme Tarihi: 26 Şubat 2015, 19:07