NAZMİ TOKTAMIŞ- YÜKSEKOVA GÜNCEL
Bazen isyanın kara sularına dalar bazen akışına bırakırsın, hayatın aldığı yerden yüreğin kalır ve sus pus olursun heyecan yerine hezeyan olur gün kararır, gündüz iken geceye döner hayat ve şöyle dillenir yürek; hayat bazen kışı andırsa da dostluk yüreğe en güzel bahardır güneşin hep ziyasını hissettiğin renk cümbüşü gibi, hep güzelliği ifade eden....
Belki bir sabah belki bir akşam ansızın gelebilirim edasıyla baharı hep geride bırakan en güzel uslupsun dostum...
Yüreğim yalnızlığa sürüklenirken hayat geceyi bulunca hislerin perde perde olduğu bir zamana yolculuğa işaret, karanlığa eşdeğer gibi halibilmezliğim, hangi yöne baksam hep feleğin yedi rengi ve sarıp sarmaladığı hayattan bir kesit var...
Artık şarkılarda tüllenir hep mesut gibi görünen bir yüzün en çıkılmazlara döndüğü başka çizgiler...
Zaman mekân artık işlemez oldu tıpkı gece gibi hiçbir rengin kalmadı ahengi artık, bir sabahı düşlerken geceyi yalnız ve gecenin kimsesiz bıraktığı bir canın en heyecanı gibi bir güneş doğsa...
Güneşi görmenin sevinci ile gözlerini yumarken başka bir sabaha yine düşlerle başka bir mekâna taşınır en ağır bir yükle...
Gönül dağı misali hep yağmur yüklü olurken, masmavi bir göğün hayali ile sabahı beklemek kederin, gamın hep ifadesidir simalarda derin izler bırakması bir gece, bir akşam, bir sabah ve hayatın yalnız bırakıldığı bir demde tıpkı gece gibi bir şafağı bulması dileğiyle...
Güncelleme Tarihi: 17 Haziran 2016, 01:02