NE DEDİĞİNİ BİLMEYENE ÜLKE TESLİM EDİLİR Mİ: Buraya gelirken biraz geciktik, yol üzerinde kıraathane vardı. Girdik içerisi kitap dolu, oku oku bitmiyor. Şimdi kıraathane yapacakmış, bu yalanı atıyor. Baktı kıraathane yalanı deşifre olmuş, “kıraathane demedim kütüphane dedim” diyor. Aklı o kadar karışmış ki ne dediğini bilmiyor. Ne dediğini bilmeyene bu ülke teslim edilir mi? Biz de teslim etmeyeceğiz. 24 Haziran’da bu ülkeyi bu aklı karışmış olandan hep birlikte kurtaracağız. 24 Haziran’da bu ülkeyi bu kıraathanecilerden kurtaracağız. Sandığa gideceğiz, oyumuza, geleceğimize sahip çıkacağız. Bu ülkenin önündeki, demokrasinin önündeki, HDP’nin önündeki barajı hep birlikte yıkacağız.
KOBANİ’Yİ 2015’E TAŞIYOR: Aklı o kadar karışmış ki, kendisi de o kadar aldatılmış ki sanıyor ki bizi de aldatacak. Kalkmış 2014’te yaşadığımız Kobani’yi 2015’e taşıyor. Diyor ki “bunlar 7 Haziran’da seçimleri kazandıktan sonra ülkeyi yaktılar yıktılar”. Tek derdi HDP’yi baraj altında bırakmak. Biliyor ki HDP’yi baraj altında bırakamazsa iktidar gidecek. HDP baraj altında kalırsa parlamentoda çoğunluğu alacak, ikinci turda da başkan olacak. HDP’yi baraj altında bırakmak için söylediği bu yalanlarla insanların arasına nefret tohumu ekmeye devam ediyor. Buna izin vermeyeceğiz. 24 Haziran’da Erdoğan’ı da çevresindekileri de hepsini süpürüp faşizmin çöplüğüne atacağız.
ERDOĞAN KESİN DÜŞECEK: Bizim sevdamız barış ve demokrasi sevdasıdır. Bu ülkeye barış gelsin diye mücadele ediyoruz. O gün de Mürşitpınar Sınır Kapısı IŞİD’in eline geçmesin diye çağrı yaptık, insani geçiş koridoru açalım dedik. Bizim bu çağrımız sonucu Kobani’de olabilecek bir katliama engel olduk. O günlerde Erdoğan ne diyordu “Kobani düştü düşecek”. Kobani düşmedi ama 24 Haziran’da Erdoğan kesin düşecek.
ANLAT YAPTIKLARINI, SUR’U CİZRE’Yİ AFRİN’İ ANLAT: “Biz yaptıklarımızı anlatıyoruz, onlar yıktıklarını” diyor. Anlat yaptıklarını, Sur’u, Cizre’yi, Afrin’i anlat. İnsanların referandum iradesine karşı onları açlıkla terbiye ettiğini anlat. Emekçilerin hakkını nasıl gasp ettiğini onların haklarını yandaşlarına, damatlarına nasıl aktardığını anlat. Hala İHA, SİHA anlatıyor. Bu İHA, SİHA’ları kim üretiyor? Damat üretiyor. Diyor ki yaptıklarımızı anlatıyoruz. Biliyoruz yaptıklarınızı. Yaptıklarınızla savaş geldi, zulüm geldi, yoksulluk geldi. Biz bu yaptıklarınıza son vereceğiz. Bu ülkeye barış gelsin zenginlik gelsin, huzur gelsin diye; Erdoğan gidecek HDP gelecek.
İNSANLARA TEK ANLATACAKLARI ŞEY BETAN: Dün, Başbakanlık’ta çalışan arkadaş İzmir’e gelmiş. Geçici statüyle işe alınmıştı, biliyorsunuz. Gitmiş bir tünelin ortasına röportaj yapıyor. Siz hiç hayatınızda böyle bir şey gördünüz mü? İnsanlara tek anlatacakları şey beton. Bu kadar yol yaptınız, ülke ekonomisini de betona gömdünüz. Arkada bir ışık gözüküyordu o tünelde, o ışık HDP’nin ışığı.
Bütün kentlerimizi betona gömdüler. İzmir de öyle. İzmir’de işsizlik var, tarım çökmüş, kıyı talanı had safhada. İstanbul’a yaptıkları gibi İzmir’e de gökdelenler dikiyorlar. Halk her geçen gün daha yoksullaşırken onun yandaşları servetlerini artırıyorlar. Buna son vermenin yolu kentimize irademize sahip çıkmaktan geçiyor. Eğer biz üretiyorsak o zaman kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz. Üreten biziz yöneten de biz olacağız.
KİMSE KARDEŞ İSTEMİYOR: Diyarbakır’da Sayın İnce’nin yaptığı miting için “istihbarata sordum” diyor, istihbarat demiş ki “HDP’liler vardı”. Sen istihbaratı bunun için tutuyorsan hiç gerek yok, bize sorsaydın. Diyarbakır’da başka ne olacak tabi ki, HDP’liler olacak. O sanıyor ki, Diyarbakır’da başkaları var. Diyarbakır’a gidince ne diyor; “Kürt kardeşlerim”. Sadece Diyarbakır’a gidince Kürt kardeşleri aklına geliyor. Kimse kardeş istemiyor herkesin kendi kardeşi var.
Sen esas kendi mitingini istihbarata sorsaydın, onun yanıtını öğrenseydin. Bingöl’e gidiyorsun; “Diyarbakırlılar” diyorsun, Denizli’ye gidiyorsun “Ödemişliler” diyorsun. İnsanlar da perişan oldu. Taşıma suyla değirmen dönmez. Kimse ne Diyarbakır’da ne Hakkari’de ne Van’da size oy vermez. Geçmişte oy verdi, Diyarbakır’da Kürt, Ankara’da kurt olduğunuzu gördü.
ARTIK SENİN KABUSUN OLDUK: Bu oyunu sandığımıza sahip çıkarak hep birlikte bozacağız. 24 Haziran’a çok az bir zaman kaldı. Nasıl bugüne kadar 7 gün 24 saat çalıştık, bugünden sonra da 7 gün 24 saat çalışacağız. Hepimiz müşahit olacağız. Halkların demokratik müşahitleri olacağız. Herkesi sandığa götüreceğiz. Sadece oy vermeyeceğiz hepimiz oyumuzun takipçisi olacağız. Bunlarda hile çok ama onlar hangi engeli çıkartırsa çıkartsınlar biz bütün gücümüzle bu barajı hep birlikte yıkacağız.
Yurt dışında oy verme işlemi başladı. Yurt dışındaki tüm arkadaşlarımıza çağrı yapıyoruz, oylarınızı kullanın. Yurt dışındaki oylar çok kıymetli. O oylar sayesinde hesaplayamadığımız kadar çok vekil çıkaracağız. Biz ona bir haber verelim: 80 değil 180 vekille geliyoruz. Bu da sana dert olur. Artık senin kabusun olduk. Yatıyorsun HDP kalkıyorsun HDP. Senin kabusun olabiliriz, ama biz Türkiye halklarının umuduyuz.