Qareçox dağından alandaki ovalık alana kadar genişleyen bir mevzilenme söz konusu. IŞİD çeteleri ile Maxmur kampı arasında 2-3 km’lik bir mesafe var. Çeteler Baqêrtê denilen bir kasabada kalıyorlar. Gelişebilecek çete saldırılarına karşı hem gerillalar hem de Maxmurlu milisler gündüz hava sıcaklığının 50 dereceyi bulduğu zamanlar da dahil yirmi dört saat nöbette bekliyorlar.
GERİLLA CESARET KAYNAĞI OLDU
Halk ile gerillaların ortak bir mücadele yürüttüğü mevzilenmede Kürt halk direnişinin fotoğrafını görebiliyorsunuz. Yaşlısından gencine tüm milisler gerilla ile aynı mevzide bulunmanın gururunu yaşıyorlar. Gerilla halk için büyük bir cesaret kaynağı olmuş. Zaten Maxmur kampına gelirken de içinden geçtiğimiz şehirlerdeki insanların gerillalara olan ilgisinden bu durum daha iyi anlaşılıyordu. Güney Kürdistan halkı için gerillanın şehirlerde olması halkın kendine olan özgüvenini açığa çıkarmış.
MÜLTECİ HAYATI YAŞADIKLARI TOPRAKLARI İÇİN SAVAŞIYORLAR
Gencinden yaşlısına, Maxmurlu milisler şimdi yirmi yıllık mülteci hayatı yaşadıkları topraklar için savaşıyorlar. IŞİD çetelerinin vahşi saldırılarına karşı kendilerini savunmak için mevzilenmişler. Doğup büyüdükleri coğrafyadan ayrı olsalar da Kürdistan için savaşmak ayrı bir duygu yaratıyor. Belki kendileri fazla bilmeseler de tarih yazan bu insanlar Kürt halkı için direniş örneği olmuşlar. “İnsan her şeyden önce halkına, onuruna, namusuna sahip çıkmalı” sözleri hepsinin de ortaklaştığı nokta oluyor.
Milisler açısından fotoğrafa iki boyuttan bakmak mümkün. Birincisi kuzey Kürdistan’da Türk devletinin baskı ve şiddetini yaşamış olan yaşlılar; ikincisi ise birçoğu ilk göç zamanlarını dahi hatırlayamayan veya buralarda dünyaya gelmiş olan gençler. Bazılar baba-oğul birlikte mevzilerde bekliyorlar.
Yaşlı milislerin yüzünde yılların biriktirdiği ifade var. Yüz çizgilerinde çekilen acıları, şahit olunan savaşı ve her şeyden de önemlisi Kürt direniş gerçeğini okuyabiliyorsun. Bir çocuğu savaşta çocuğunu yitirmiş. Bazıları ise iki-üç çocuğunu savaşta yitirmiş. Verdikleri bedellere sahip çıkmak için sonuna kadar da savaşacaklarını belirtiyorlar. Yirmilik bir gencin ruhu ile Maxmur’daki direnişe katılıyorlar.
Milislerden Ömer Tunç, 50 yaşında. Mijini aşiretinden olan Tunç, Maxmur kampı kurulduğu günden beri burada kalıyor. Ailesi güney Kürdistan’ın Ranya şehrinin Hacı Ava kasabasında diğer Maxmurlu aileler ile birlikte. Kendisi gibi oğlu da ayrı mevzilerde gerillalar ile birlikte güney Kürdistan’ın savunması için savaşıyor. Doktor olan oğlu ve hemşire olan kızı Maxmurlu aileler için sağlık çalışmalarına katılıyor. Ailesinin tüm fertleri de Maxmur’un kendi örgütlenmesinde farklı çalışmalarda yer alıyorlar.
Sadık Tok ise 60 yaşında. Eskiden de milislik yapmış. 1997 yılında güney savaşında yaralanmış. Yaralanan elini tam kullanamasa da tetiğe basabildiğini söylüyor. Bir oğlu 1994 yılında Şırnak’ın Gabar dağından Türk ordusu tarafından katledilmiş. Bir oğlu yaralı olarak ele geçtiği Türk devleti tarafından zindana atılmış. Bir oğlu da gerilla saflarına katılmış. Tok, “şehitlerimize, toprağımıza sahip çıkmak için sonuna kadar savaşacağız. Türk devletinin en vahşi uygulamalarını gördük. Bir çoğumuz Türk devletinin işkencelerinden geçtik. Yirmi yıl önce Türk devletinin baskılarına boyun eğmedik, bugün bu çetelere mi boyun eğeceğiz?” diyor.
ÇOCUKLUK ANILARI VE GELECEKLERİ İÇİN SAVAŞIYORLAR
Genç milisler ise ilk defa ele silah almanın duygusunu yaşıyorlar. Çocukluklarını yaşadıkları kamp için yirmi dört saat mevzilerde bekliyorlar.
Zaman Tunç, 19 yaşında. Annesinin kucağında başlayan mültecilik hayatının tamamı Maxmur kampında geçmiş. Babası 1997 yılında Etruş kampı sürecinde Türk ordusunun güneyli güçler ile gerçekleştirdiği operasyon sırasında güney savaşında yaşamını yitirmiş. 3 erkek, 2 kız kardeşi şimdi anneleriyle birlikte Haciava’da kalıyorlar. Liseyi bitiren Zaman eğer devam edebilirse bu yıl üniversiteye gidecek. Hem gerillalarla hem de dedesi yaşındaki milislerle aynı mevzilerde Maxmur’un savunmasında yer almanın nasıl bir duygu olduğunu sorduğumuzda “çocukluğumuz burada geçti. Her adımda bir anımız var. Şimdi elde silah çocukluğumuzu geçirdiğimiz sokaklarda dolaşıyoruz. Kendi coğrafyamızı savunduğumuz için gururluyuz. Şu bir gerçek ki; eğer kendimiz bugün özgürlük savaşına dahil olmasak bizi gelecekte daha zorlu günler bekliyor. Biz bu dönemin gençliği olarak özgürlük savaşını vermek zorundayız. Bizim için ekmek ve sudan daha gerekli olan özgürlüktür” diye cevap veriyor.
Savaş Maxmurlu milisler için artık yaşamın bir parçası haline gelmiş. Nereden saldırı gelirse gelsin kendilerini sonuna kadar da savunacaklarını belirtiyorlar. Kamp sakinlerinin bundan sonra nerede kalacaklarına ilişkin bir netlik olmasa da onlar her koşulda direneceklerini ifade ediyorlar.
KÜRDİSTAN’IN TEMEL SAVUNMA GÜCÜ: GERİLLALAR
Maxmur Savunma Güçlerinin temel ayağı ise HPG ve YJA STAR gerillaları. Dört parça Kürdistan’dan gerilla saflarına katılmış gençler var. Dağlardan sonra şehirlerden de Kürt halkının savunması içinde yer almayı kendileri için büyük bir şans olarak görüyorlar.
Hangisiyle konuşsak ilk başta halkın kendilerine olan yoğun ilgisinden bahsediyorlar. En çok da Maxmur’a ilk geliş sürecinde şehirlerde halkın yolları keserek gerillaya yoğun ilgi göstermesi gerillalarda ayrı bir coşku yaratmış.
Gerilla için en büyük moral kaynağı Maxmurlu milisler ile aynı mevzide yer almak. Halk ile birlikte aktif savunma savaşı vermek gerillayı daha da moralli kılmış. Şimdi de aynı mevzide ve gelişebilecek çete saldırılarına karşı yirmi dört saat nöbet tutuyorlar.
DÖRT PARÇA VE PKK’NİN ULUSALLIK GERÇEĞİ
Kürdistan’ın dört parçasından gerillalar var. Hepsi de Kürdistan’ın neresinden olursa olsun sonuna kadar savaşacaklarına dikkat çekiyorlar. Rojhilat’ın Urmiye şehrine bağlı Salmaz ilçesinde gerilla saflarına katılan 22 yaşındaki Dilan Salmaz güney Kürdistan’da mücadele yürütmenin kendisi için onursal olduğuna dikkat çekiyor. Güney Kürdistan’da savaşmanın nasıl bir duygu olduğunu sorduğumuz Dilan “ben İran devletinin Kürt halkına olan baskılarına şahit oldum. Ve bir Kürt genci olarak gerilla saflarına katıldım. Eğer özgürlük gelecekse tüm Kürtlerin özgür olması gerekiyor. Bugün güney Kürdistan’a ve Rojava’ya yönelik gelişen saldırılar aslında tüm Kürtlere karşı yapılmaktadır. Bu çete saldırılarına karşı da sonuna kadar direnmemiz gerekiyor. Artık Kürtler birlikte hareket edip ulusal bütünlüğü yakalamak zorundadırlar. Ben de Rojhilatlı bir gerilla olarak güney Kürdistan’da savaşmaktan onur duyuyorum. Kürdistan’ın neresi olursa olsun sonuna kadar da savaşmaya hazırım” diyor.
Hakkarili, 19 yaşındaki Fırat Zagros ise Maxmurdaki çatışmalar sürecine de aktif katılmış. “Nerede olursa olsun halkımızı sonuna kadar savunacağız. Biz halkımız için bu yolda yürüyen insanlarız. Tüm dünya da birleşip üzerimize gelse özgürlüğümüz için zafere kadar mücadele edeceğiz” diyor.
YPJ’DEN HPG-YJA STAR’A
Rojava’dan gerilla saflarına katılan gerilla Sarya yaklaşık bir yıl YPJ saflarında kaldıktan sonra 2013 yılında HPG-YJA STAR saflarına katılmış. Kobanili olan Sarya 19 yaşında. Genç yaşına rağmen Kürt halkına karşı gelişen saldırılara karşı aktif savunma içerisinde yer almak Sarya için büyük anlam ifade ediyor. Rojava’da da IŞİD çetelerine karşı savaştığını ifade eden Sarya Güney Kürdistan’da da savaşmaktan onur duyduğunu ifade ediyor.
GÜNEY KÜRDİSTANLI GERİLLA RÜSTEM
Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde gerilla saflarına katılan Rüstem Cudi, 21 yaşında. Rüstem için ise güney Kürdistan şehirlerine gerilla olarak inmek çok ayrı duygular oluşturuyor. Rüstem, “Sıradan bir insan olarak ayrıldığım şehirlere gerilla olarak gelmek benim için tarihi bir an oldu. Özellikle güney halkının gerillaya ilgisini görünce aslında kendi gerçeğimizi daha iyi görmemi sağladı. Halkın umudu olmak, temel savunma gücü olmak, halkın özgürlüğü için var olmak benim için onurdur” diyor.
NESİLDEN NESİLE DİRENİŞ
Aslında Maxmur Savunma Güçleri bizlere Kürt özgürlük savaşının büyük bir fotoğrafını da gösteriyor. 60 yaşındaki bir milis ile çocuğu, hatta torunu yaşındaki bir gerilla aynı mevzide bekliyorlar. Bazıları Maxmur’un Çetelerden temizlendiği çatışmalarda birlikte savaşmış. Şimdi de gelişebilecek çete saldırılarına karşı birlikte mevzilerde bekliyorlar.
54 yaşındaki Şırnaklı Salih Tok yirmi yıl önce mülteci hayatına başlamış. 18 yaşındaki Van Ercişli YJA STAR gerillası Zehra ile Salih Tok aynı mevzide savunma gücü olarak nöbet tutuyorlar. Yaşlı milis Salih mülteci hayatına başladığında gerilla Zehra daha dünyaya gelmemişti. Kırk yıllık Kürt özgürlük mücadelesinin nesilden nesle aktarılan gerçeği olarak karşımızda duran bu tablo bile Kürt halkının özgürlükte ne kadar ısrarcı olduğunu ortaya koyuyor.
ÇATIŞMA ANLARI VE IŞİD ÇETELERİNİN ABARTILMASI
Konuştuğumuz gerillalardan Maxmurda yaşanan çatışmaları soruyoruz. Mevzilerde bulunan gerillaların birçoğu çatışmalarda yer almışlar. Hepsinin de dikkat çektiği temel olgu IŞİD çetelerinin çok abartıldığı konusu oluyor. Genel basında işlendiği kadar IŞİD’in güçlü olmadığı hatta en küçük bir direniş karşısında bile savaşamayacak bir güç olduğuna dikkat çekiyorlar. Gerilla komutanlarından Dayan Rüstem ilk günden beri Maxmur’un savunmasında yer almış. Tüm yaşananlara anı anına şahit olan Rüstem “IŞİD denilen bu oluşum ile bir psikolojik savaş yürüterek Kürdistan’daki kazanımları ortadan kaldırmak istiyorlar. Bizler de HPG olarak nerede olursa olsun Kürt halkını ölümüne savunacağız. Bu konuda kimsenin de kuşkusu olmasın” diyerek bizlere bir gerçeği ifade ediyor. Hem de Güney Kürdistan’da PKK öncülüğünde gelişen özgürlük direnişini. ANF
Güncelleme Tarihi: 24 Ağustos 2014, 11:11