Ayaklarından vurulan Erhan Barlak'ın durumunun da ağırlaştığı öğrenilirken Faruk Karhan'ın sağlık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi. Olaya tanıklık eden yurttaşlar, polisin 3 kişiyi hedef gözeterek vurduğunu belirtirken, DİHA'ya ulaştırılan görüntülerde de polisin çok yakın mesafeden ateş açtığı ve daha sonra arkasına bakmadan yavaş yavaş olay yerinden uzaklaştığı görülüyor.

İzmir'in Karabağlar İlçesi Limontepe Semti'nde resmi polis aracı ile sivil bir aracın kazaya karışması nedeniyle başlayan tartışma polisin 2'si kardeş 3 yurttaşı vurması ile sonuçlanmıştı. Polisin karnından ve bacaklarından vurduğu ve Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde ameliyata alınan Emrah Barlak, yaşamını yitirdi. Polis kurşunuyla yaralanan Emrah'ın kardeşi Erhan Barlak'ın da durumunun ağırlaştığı belirtilirken, Faruk Karhan'ın sağlık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi. Emrah Barlak'ın yaşamını yitirdiğini duyan ailesi Yeşilyurt Devlet Hastanesi önünde sinir krizleri geçirdi. Hastanenin giriş çıkışları ve çevresine çok sayıda polis yerleştirildi.

Polis memuru hakkında soruşturma

Barlak kardeşlere ve Karhan'a 10 el ateş açıldığı öğrenilirken, polisin çevresine kurşun yağdırma anı da bir yurttaş tarafından saniye saniye cep telefonu kamerasıyla çekildi. Tabancasını ateşleyen polis memurunun gözaltına alındığını savunan emniyet yetkililerinin "polis memurunun, tüm uyarılara rağmen saldırganlara engel olamayınca kendisini korumak için ateş ettiğini, hakkında hemen soruşturma başlatıldığını" belirtmesi de dikkat çekti. Çevredeki yurttaşlar ise polisin silah kullanmasını gerektirecek bir durumun olmadığını belirtti.

DİHA'ya ulaştırılan görüntülerde her şey net!

Bir yurttaşın saniye saniye çektiği ve DİHA'ya ulaştırılan görüntüler de emniyet yetkililerini yalanlıyor. İki polis 3 kişiyi ellerindeki sprey biber gazları ile etkisiz hale getirmeye çalışırken, bir başka polis ise elindeki silahla 3 kişiyi vuruyor. Defalarca ateş eden polisin yaklaşık bir metre mesafeden ateş etmesi ise dikkat çekiyor. Gençler vurulduktan sonra bile spreyler sıkılıyor. Hem bacağından hem de karnından vurulan Emrah Barlak bir iki metre uzaklıkta bulunan 2 polis otosunun hemen dibine düşünce ayaklarından vurulan Erhan ile Faruk hemen yanına koşuyor ve "ambulans" diye bağırıyor. O esnada çevredeki yurttaşlar toplanırken, bir polis ise "Çekilin buradan ya dağılın" diyor. Bir yurttaş ise "Adamlar birşey yapmamış adama sıkıyorlar" diyerek tepki gösteriyor.

Vuran polis çok soğukkanlı telefonla bile konuşuyor!

Olay yerine ambulans gelmeyince yaralılar hemen özel araçlara bindirilerek hastaneye kaldırılıyor. O esnada kameranın kadrajına polis otosunun sağ ön kapısına bulaşan Emrah Barlak'ın kanı yansıyor. Olay yerinde yaklaşık 10 polis bulunmasına rağmen silahı ateşleyen polis elindeki silahla olay yerinden hiçbir şey olmamış gibi uzaklaşıyor. Görüntünün sonunda ise ateş eden polisin silahını beline takmış vaziyette soğukkanlı bir şekilde telefonla konuştuğu görülüyor.

'Gençlerin elinde hiçbir şey yoktu'

Olay esnasında yurttaşlar polisin bu tutumuna sert tepki gösterdi. Olaya tanıklık eden Murat Işık, olayın yaşanmasına neden olan kazanın çok basit ve düzeltilebilecek bir kaza olduğunu belirterek, "Polisler inat etti çocukların üstüne gittiler. Polis çocuklara biber gazı sıktı daha sonra polis geldi ve silahını çekti. Adamlarda silah yok, sopa yok, kesici bir şey yok. Silahsız 3 gence teksasta yaşıyormuşçasına durduk yere silah sıktı. Polis birini kasığından, birini topuğundan diğerini ise hem karnından hem de bacağından vurdu. Daha sonra polis arkasına dönüp gitti. Olayın üzerinde bir buçuk saat geçmesine rağmen olay yerine ambulans gelmedi" dedi.

'Polis öldürmek için ateş etti'

Diğer bir görgü tanığı Kemal Harzem ise, "Çocuk hiç bir müdahale yapmadan polis direkt silahına sarıldı. Biz ordaydık polis direkt ona saldırdı. Olayın yaşındığı yerde insanlar vardı. Polisin kurşunları sekerek bu insanları yaralayabilirdi. Polis direkt öldürmek için sıktı, yoksa karnına değil ayağına sıkardı" diye kaydetti.

Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan İHD MYK üyesi Necla Şengül ise, "Asayişten sorumlu polisin yurttaşların can güvenliğini koruyacağı yerde can güvenliğini tehliye sokması bizler için düşündürücüdür. Şu anda burada sağlıklı bilgi edinme imkanımız da yok. Bize olayı anlatanlar daha sonra ortadan kayboluyorlar. Ciddi bir baskı var. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Olayı araştıracağız takipçisi olacağız. Ailenin bizden bir talebi olursa insan hakları savunucuları olarak bu olayı takip edeceğiz" şeklinde konuştu. / Diha