Polonya dönüşü uçakta gazetecilerin açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
3 BAŞKANDAN İSTİFALARI İSTENDİ: İstanbul’da Kadir Topbaş Bey, Çevre ve Şehircilik Bakanımızın kendisiyle görüşmesine olumlu yanıt verdi, istifasını o şekilde gönderdi. Ardından Düzce’yle, genel başkan yardımcımız görüştü, o da istifasını verdi. Şu anda Balıkesir’e istifasını verme talebimiz iletildi. Hakeza Melih Bey’e, kendisine bu durum iletildi. Bursa aynı şekilde… Bu makamlara bağımsız adaylar olarak gelinmiyor, bir partinin gösterdiği adaylar olarak geliniyor; bu görevleri biz asla terk edilmeyecek ilanihaye kalınacak koltuklar olarak göremeyiz. Dolayısıyla böyle bir adımın atılması gerektiği zaman, arkadaşlarımızın, ‘Ben, bu davanın elemanıyım, benim yetkili kurullarım madem ki böyle bir kararı vermişler, ben de ilgili merciye istifamı veririm’ demeleri lazım. İstifa, partiden ayrılma, kopma demek değildir. Parti, istifasını veren arkadaşları çok daha farklı yerlerde değerlendirir. İl başkanları toplantısında da söyledim; ‘Ben buraya geldim, burada ilanihaye kalayım’ olmaz.
NETİCESİ AĞIR OLUR: (Başkanlar İstifa etmezse): Ben arkadaşlarımızın, öyle bir yola tevessül etmelerini düşünemem, düşünmek de istemem. Çünkü onun neticesi ağır olur.
BELEDİYELERDE İNCELEME: (Diğer parti belediye başkanlarının değişimi) Diğer partilerde hiçbir sorun yok gibi düşünülmemeli anlamında söyledim. Sorun varsa, ilgili partilerin yönetim kadroları gereğini yapmıyorsa, İçişleri Bakanlığı inceleme başlatmak durumunda kalabilir. Kayyum atamalarının yapıldığını yerleri bir inceleyin. Oralara kayyum atanmamış olsaydı, onlar devletten aldığı paraları yine Kandil’e göndermeye devam edeceklerdi. Oralardakiler belediye hizmeti verselerdi, kayyum atanması gibi bir süreç tabii ki olmazdı. Vatandaşımız belediyeden kendisine hizmet bekler. Bu hizmet yapılmıyorsa, vatandaş belediyeye değil, hükümete küfreder.
BESMELE HASSASİYETİ SEVİNDİRİCİ: (Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Sırbistan’dan gelecek etler besmeleyle kesilmiyor’ açıklaması) Sayın Kılıçdaroğlu besmele konusunda öyle bir hassasiyet göstermişse, bu sevinç verici. Fakat şunu bilmesi lazım. AK Parti hükümeti bu tür alımlarda bunu en ince teferruatına kadar inceler, alımlarını da ona göre yapar. Bir kısmı canlı bir kısmı karkas bir kısmı da löp et. 5 bin ton üzerinden konuştuk, 1500 tonunun da Sırbistan’ın Sancak bölgesine verilmesini teklif ettik. Oradan da alalım ki ekonomik olarak Sancak’ta bir hareketlilik olsun diye düşündük. Kılıçdaroğlu, Sancak’ta kimlerin yaşadığından haberdardır inşallah.
SAYAN İDDİASININ HESABINI VERECEKLER: (Aile Bakanı’nın eşinde bylock çıktığı ve boşanma davası açtığı iddiası) Çok terbiyesizce, ahlaksızca, adice bir iftira. Bayan bakanımız, zaten hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla açıklamasını yaptı. Böyle bir şey söz konusu değil. Terbiyeden yoksun olan, söyleyeni yazanı, sufle edeni her kimse, bunun hukuki bedelini ödemek durumundadır. Benim bayan bakanıma ahlaksızca, adice yakıştırma yapamazsınız. Biri TV’den sufle ediyor, diğeri yazılı haber haline getiriyor. Ben bakanımıza söyledim, bizzat takip edeceğim dedim. Kendisine de konunun takipçisi olmasını söyledim.
MÜFTÜ NİKAHI: (Müftülere nikâh yetkisi) Partilerin bir kısmının itirazı var. Kendisinden öyle bir itiraz duymadık. O konuda partimiz çalışmalarını yürütüyor, netice olacak. Tapu müdürü olsa sorun yok. Olay müftü! Çalışma, dini noktada hassasiyeti olan vatandaşın, bu hassasiyeti yerine getirmesine imkân sunmayı amaçlıyor. Bizim dinimizdeki nikâhlarda alenilik vardır, gizlilik yoktur. O da neyi getiriyor, gayrimeşru, kaçak maçak olayını ortadan kaldırıyor. Geçmişte Anadolu’da duyurulurdu. Şimdi aleniliğin yanında aynı defteri, kütüğü kim tutuyor; müftü. Müftülerimizin hepsi de ilahiyat mezunu. Belediye başkanları adına gidenlerin bir kısmı lise mezunu. Kaldı ki dini nikâha herkesi mecbur etme diye bir şey yok. İsteyen belediyeye kıydıracak nikâhını, isteyen müftüye. Bu düzenlemeye Kılıçdaroğlu’nun da destek vereceğini umuyorum.
KARA SINIRI HER AN KAPANABİLİR: “Dışişleri bakanımızla üç dört arkadaşımızın Bağdat ziyareti sözkonusu olabilir. Benden de bir davet bekliyor Bağdat, kendisine (Irak Başbakanı İbadi’ye) bir davet yapmak; Suudi Arabistan ziyaretinden önce veya sonra Türkiye’ye davet etmek suretiyle, tüm bu konuları birlikte değerlendirebiliriz. Biliyorsunuz, Kuzey Irak’ta bölgesel yönetime hava sahamızı tamamen kapattık. Karada ne yapılacağına dair görüşmeler de devam ediyor. Merkezi yönetime sınırları teslim ederlerse Kuzey Irak yönetimindeki halkın ihtiyaçlarının Bağdat’tan karşılanması şartını getireceğiz. Biz sınır kapılarını daha kapamadık, ama her an bu da olabilir. Haşdi Şabi’nin Sincar’ı ele geçirdiği, Mahmur’u ele geçirdiği yönünde haberler var. Bunlar kesinse muhataplarımızla ayrı bir çalışmayı yapmak durumunda kalabiliriz.
BARZANİ PAÇAVRALARI DALGALANDIRDI: (Haşdi Şabi örgütüne destek verdik algısı) Barzani’ye de yeğenine de bu konuları defaatle anlattık. Kerkük’te, farklı farklı paçavralar dalgalandırdılar. Maalesef bunlara da Barzani göz yumdu. Kerkük’ü sanki kendilerininmiş gibi pazarlık konusu yaparak havalara giren valileri kaçtı gitti. Sen oradaki Türkmen’i, Arap’ı görme, orayı bir işgalci gibi ele geçirmeye çalış… Bu noktada Talabani’nin de durumu var, onların da yaklaşım tarzı burayı bu hale getirdi. Şimdi ne oldu, birbirlerine girdiler, bizi sattı diyorlar. Orada Haşdi Şabi denilen grubun içinde Şii Türkmenler de var, orada böyle bir gariplik sözkonusu. Şu anda vekil olarak atanan vali ile ilgili bir süreç var. Bu geçiş sürecinde onunla yürüyüp sonra buraya federal yapı yani Bağdat yeni bir ismi atayacak. Bununla ilgili süreç devam ediyor, biz de gelişmeleri takip ediyoruz.
ABD HEYETİ BU İŞİ BİTİRMEK İÇİN GELDİ: (ABD ile vize krizi) Ben meseleyi, uzun süre gündemde kalması muhtemel bir sorun olarak görmüyorum. Gelen heyet burada bu işi bitirmek için geldi. Görüşmeler başladı ve devam ediyor. Temennim görüşmelerden en kısa sürede netice elde edilmesi, vize meselesinin geride bırakılması, ilişkilerin normal seyrine girmesidir.
TUTUKLU KONSOLOSLUK ÇALIŞANI: (ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlilerinin durumu) Haberlere de yansıdı, hatta eşinin ve kızının ifadeleri alındı. Ardından da eşi ve kızı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ortada bir suç sözkonusu ise yasaların gereği ne ise o yapılır. Yargı kanunlar doğrultusunda durumu inceler ve gereğini yapar.
İRAN: (Trump’ın İran adımları) ABD’nin İran’a yönelik tavrını İsrail destekliyor ama diğer ülkelerin tavrının ne olacağını bilemiyoruz. İran’a karşı yaptırımları uygulayanların, kendilerine de bakmaları lazım. ‘Bu iş benden başkasına haramdır, sadece baha helaldir’ şeklinde bir anlayış olamaz. Meseleler iyi niyetle, diplomasiyle çözülmeli.
Güncelleme Tarihi: 19 Ekim 2017, 10:29