Diyarbakır Barosu: Ezidi sığınmacılara ayrımcılık yapılıyor

Türkiye, Şengal'deki IŞİD katliamından kaçarak gelen Ezidi sığınmacılara ayrımcılık uyguluyor

Diyarbakır Barosu: Ezidi sığınmacılara ayrımcılık yapılıyor
 "Türkiye, Şengal'deki IŞİD katliamından kaçarak gelen Ezidi sığınmacılara diğer Iraklı sığınmacılar ve Suriyelilerin aksine ayrımcılık uyguluyor." Bu idia Diyarbakır Barosu'nun hazırladığı raporda yer aldı. Raporda diğer sığınmacıların sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandırıldığı ancak Ezidilerden tedavi için ücret istendiği vurgulandı.

 

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından hazırlanan hak ihlalleri raporunda, ülkelerindeki savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen Irak ve Suriyeliler'in geçici sığınmacı statüsünde oldukları ve mülteci olarak kabul edilmedikleri belirtildi.

 

Raporda Suriyeli sığınmacıların sevk zinciri çerçevesinde hastanelerde ücretsiz tedavi edildiğini, Şengalli Ezidiler'in ise ücretli olarak tedavi edildikleri kaydedildi.


Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından 2014 yılında IŞİD saldırısı nedeniyle Irak'ın Şengal bölgesinden göç eden Ezidiler'in yerleştirildiği Diyarbakır Fidanlık Kampı ile ilgili bir rapor hazırlandı.

 

Çocuk Hakları Merkezi'nde görevli avukatların saha çalışması ile hazırladığı Şengalli Ezidilerin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin raporda 2014 yılında IŞİD saldırısına uğrayan Şengalli Ezidiler'den binlercesinin katledildiği hatırlatıldı.

 

Raporda, Ezidilerin büyük bölümünün kaçış sırasında açlık ve susuzluktan yaşamlarını yitirdiği vurgulandı. Raporda, saldırı sonrası Türkiye'ye sığınan Ezidi nüfusunun 30 bin kişiyi aştığı kaydedilen raporda, çoğunun belediyelerin oluşturduğu kamplara yerleştirildiği yer aldı.

 

Raporda, Diyarbakır'da Büyükşehir Belediyesi tarafından 850 çadır kurularak oluşturulan kampa devletin resmi hiç bir kurumunun bir destek vermediği belirtildi. Kampta bulunan sığınmacıların gönüllü sağlıkçılardan 1'inci basamak sağlık hizmeti alabildiği anlatılan raporda, 470 kişinin ameliyat olduğu, 90 kadının doğum yaptığı ve 74 kadının kürtaj olduğu vurgulandı.

 

Sağlık hizmetlerinin kamp içindeki Tabipler Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası gönüllülerince sağlandığı belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:

 

"2 ve 3'üncü basamak tüm tedavilerin resmi olmayan kayıtlarla, duyarlı hekimlerin desteği ya da hatır gönül ilişkisi ile yaptırıldığı iletilmiştir. Ameliyat gibi kayıt altına alınması zorunlu hallerin ücretli kayıt ile yapıldığı, sadece Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne 150-200 bin TL borcun olduğu tarafımıza iletilmiştir."

 

Heyetin kamp alanında 112 Acil hizmet görevlileri ile görüştüğü belirtilen raporda, "112 ambulansları kampa gelerek ayakta müdahale edebilecekleri anlık hizmet sunabilirken, hastaneye gitmesi gereken hastaları kabul edilmemeleri nedeniyle götüremeyeceklerini ifade ettiklerini öğrendik. Resmi kayıt ile tedavi edilmeme gerekçesi; Sağlık Bakanlığı'nca resmi hastanelere gönderilen genelgeye göre, Suriye'den göçenlere sevk zincirine uyularak ücretsiz hastane tedavisi yapılmaları, Şengallilerin ise ücretli olarak tedavilerinin yapılacağının bildirilmesi olduğu heyetimizle paylaşılmıştır" denildi.

 

Ezidiler'in mevcut uluslararası sözleşme uyarınca mülteci statüsünde oldukları belirtilen raporda, Türkiye'de mülteci tanımının hukuken net olmadığı ifade edildi. Sıcak savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan ve dönmeleri halinde yaşamları tehdit altında olan Suriyeli ve Iraklılara "geçici sığınmacı" prosedürü uygulandığı ve mülteci kabul edilmediği belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı:

 

"Avrupa ülkelerinden gelen ve Avrupa ülkelerinden gelmeyen şeklinde tanımlamalar yaparak mültecilik statüsü edinme prosedüründe eşitlikçi davranmayıp, ayrımcılık politikası izlenmektedir. Bölgenin birçok kentine dağınık şekilde göçen veya yerleştirilen Ezidilerin hukuki statülerinin tanınarak, her Türk vatandaşının sahip olduğu haklara erişiminin önü derhal açılmalı, mültecilik statüsünün tanınması ve kampın insan hakları temelli tüm ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Ezidi halkının resmi hastanelerden ücretsiz faydalanması için yasal düzenlemelerin yapılması, gerekmektedir. Sorunların giderilmesinde sorumluluğu bulunan AFAD ve Kızılay'ın görevlerini yapmaya çağrılması gerekmektedir."

 

KAYNAK: DHA- FELAT BOZARSLAN

Güncelleme Tarihi: 29 Şubat 2016, 13:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER